
ABD Başkanı Donald Trump, İran ile gerçekleştirilen nükleer konulu müzakerelere ilişkin açıklamalarda bulunarak, "Eğer bir anlaşma yapamazsak, oldukça istekli bir şekilde savaşa girebilirim. Eğer anlaşma sağlayamazsak, öncülüğü üstlenen ben olacağım" dedi.
ABD Başkanı Donald Trump, Time dergisine röportaj verdi. ABD Başkanı, 22 Nisan’da gerçekleştirilen ve bugün yayınlanan röportajda başkanlığının ilk 100 gününü "oldukça başarılı" olarak değerlendirdi.
"Masayı yeniden kuruyoruz"
ABD’nin halihazırda bir geçiş dönemi içerisinde bulunduğunu ifade eden Trump, "Biliyorsunuz, masayı yeniden kuruyoruz. Ticarette, yılda 2 trilyon dolar kaybediyorduk. Bu yapılamaz. Yani, bir noktada birinin çıkıp buna dur demesi gerekiyordu. Çünkü bu sürdürülebilir değil. Ticarette korkunç rakamlar söz konusuydu ve bunu değiştirdik. Diğer ülkeleri sırtımızda taşıyorduk" dedi.
Piyasanın oldukça dalgalandığını kaydeden Trump, "Bugün bin veya bin 200 puan yükseldi. Yukarı ve aşağı hamleler yapıyor, fakat dengelenecek. Büyük miktarda para topluyoruz. Bildiğiniz gibi, otomobiller için yüzde 25, çelik ve alüminyum için de yüzde 25 vergi uyguluyoruz" diye konuştu.
"Ülkemiz kısa sürede çok zengin olacak"
ABD’nin kısa süre içinde çok zengin olacağını vurgulayan Trump, "Bunu 3 aydır yapıyorum ve elde ettiğimiz rakamlara ve işlere, daha da önemlisi şirketlere bir bakın. Çip şirketleri, otomobil şirketleri, Apple. Apple, fabrikalar kurmak için 500 milyar dolar yatırım yapıyor. Daha önce hiç bu ülkede yatırım yapmamışlardı" ifadelerini kullandı.
"Gümrük vergileri nedeniyle birçok şirket üretimini ABD’ye kaydırmaya başladı"
Gümrük vergisi politikasını savunan Trump, "Çin’in bize yaptığına bir bakın. Bize yüzde 100 uyguluyorlar. Hindistan’a bakarsanız, Hindistan yüzde 100 ila 150 uyguluyor. Brezilya’ya bakın, diğer birçok ülkeye bakın. Bunu uygulayarak hayatta kalıyor, zengin oluyorlar. Sıfır gümrük vergisi kolay olurdu. Sıfır çok kolay olurdu ama o halde hiçbir şirket yatırım yapmak için gelmezdi. Şimdi geliyorlar çünkü gümrük vergisi ödemek istemiyorlar. Unutmayın, üretimi burada yapmaları halinde gümrük vergisi yok" dedi.
Gümrük vergileri nedeniyle birçok şirketin üretimini ABD’ye kaydırmaya başladığını vurgulayan Trump, "Kuzey Carolina’da tekrar mobilya üretimine başlıyorlar. Hatta başladılar bile. Meksika’da kurulum aşamasında olan birçok araç fabrikası bu süreci durdurdu. Tamamı buraya geliyor" şeklinde konuştu.
"200 anlaşma yaptım"
ABD Başkanının ticaret ve üretimden sorumlu kıdemli danışmanı Peter Navarro’nun 90 günlük ara dönemde 90 anlaşma yapılabileceğini duyurduğunu, ancak şimdiye kadar hiçbir anlaşma yapılmadığını söyleyen gazeteciye cevap veren Trump, "Hayır, birçok anlaşma söz konusu. Tüm şirketlerle ve dost ülkelerle görüşüyorum. Çin ile de görüşüyoruz. Herkesle durum iyi" ifadelerini kullandı.
Şu ana kadar hiçbir anlaşmanın duyurulmadığı ve bunların ne zaman duyurulacağı yönündeki soruya Trump, "200 anlaşma yaptım" diye cevap verdi.
"Çok uzak olmayan bir gelecekte, farklı ülkeler için gümrük vergisi seviyeleri belirleyeceğim"
Ülkelere gümrük vergisi uyguladığını dile getiren Trump, "Bazıları geçmişte bize çok kötü muamele etmiş. Bazılarının durumu idare eder. Fakat hiçbir ülkenin bize muamelesi harika değil. Hiçbiri. Herkes bizi kullanmış. Çok uzak olmayan bir gelecekte, farklı ülkeler için adil gümrük vergisi seviyeleri belirleyeceğim. Bu ülkelerden bazıları bizden yüz milyarlarca dolar kazandı" dedi.
"Askeri harcamaları, ayrı bir kalem olarak tutacağım"
ABD’nin dış ticarette neredeyse dünya üzerindeki her ülke tarafından zarara uğratıldığını savunan Trump, "Bu yüzden fiyatı ben belirleyeceğim ve bunu istatistiklere ve diğer faktörlere göre adil bir şekilde belirleyeceğim. Örneğin KDV sistemleri var mı? Bize gümrük vergisi uyguluyorlar mı? Bize ne kadar gümrük vergisi uyguluyorlar. Geçmiş yıllarda bize ne kadar gümrük vergisi uyguladılar. Birçok farklı faktör söz konusu. Söz konusu ülke bize nasıl davranıyor? Sonra bir gümrük vergisi belirleyeceğim. Askerlerini bizim finanse ediyor olmamız da önemli. Mesela, Güney Kore’yi ele alın. Ordu için milyarlarca dolar ödüyoruz. Japonya ve diğerleri için milyarlar ödüyoruz. Ama bunu, yani askeri harcamaları, ayrı bir kalem olarak tutacağım" diye konuştu.
Trump, sağlanan anlaşmaları 3 veya 4 hafta içerisinde açıklayacaklarını duyurdu.
"7 trilyon dolarlık yatırım geliyor"
ABD’yi dev bir mağaza ve dünya tarihindeki en büyük pazar olarak tanımlayan Trump, "İnsanlar geliyor ve daha önce hiç görmediğiniz seviyelerde yatırım yapıyorlar. ABD’ye 7 trilyon dolarlık yeni tesisler, fabrikalar ve diğer yatırımlar geliyor. Geçmiş başkanlara bakarsanız, kimsenin bunun yanına dahi yaklaşamadığını görürsünüz. Üstelik bunlar sadece 3 ay içinde oldu" ifadelerini kullandı.
Trump, Çin Devlet Başkanı Xi’nin kendisini aradığını söyledi
Röportajda Trump ayrıca, Çin Devlet Başkanı Xi Jinping’in kendisini aradığını duyurdu. Trump, "Kendisi aradı. Ayrıca bunun kendisi adına bir zayıflık göstergesi olarak değerlendirilmemesi gerektiğini düşünüyorum" dedi.
Xi ile yapılan görüşme sonrasında Çin ile daha verimli bir yönde ilerlendiği hissinin söz konusu olup olmadığı yönündeki soruya Trump, "Onların kendilerini rahat hissedecekleri bir rakam var. Fakat onların bizim sırtımızdan bir trilyon dolar kazanmasına izin veremezsiniz. 750 milyar dolar kazanmalarına izin veremezsiniz. Bakın, sürdürülemez olan şey esas olarak bu" diye konuştu.
"Ukrayna’daki savaşı birinci günde bitirme" vaadi soruldu
Seçim kampanyası sırasında başkan seçilmesi halinde görevinin birinci gününde Ukrayna’daki savaşı bitireceği yönündeki seçim vaadi hatırlatılan Trump, "Bunu mecazi anlamda, biraz da abartarak söylemiştim" dedi.
"Rusya ile anlaşmaya çok yakınız"
Bunu yapmanın niçin uzun zaman aldığı ve savaşın ne zaman sona ereceği yönündeki soruya Trump, "Bana sorarsanız uzun değil. Bakın, ben göreve 3 ay önce geldim. Bu savaş, 3 yıldır devam ediyor. Bu, başkanlık koltuğunda ben olsaydım hiç başlamamış olan bir savaş. Bu, Biden’ın savaşı. Benim savaşım değil. Bu savaşın benimle hiçbir alakası yok" ifadelerini kullandı.
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile barışın mümkün olup olmadığı yönündeki bir soruya Trump, "Bana sorarsanız, Putin’e kalsa kendisi çok daha farklı bir yol izlerdi. Bence, Ukrayna’nın tamamını almayı tercih ederdi" şeklinde konuştu.
Putin’le müzakere edebilecek tek kişinin kendisi olduğuna inandığını söyleyen Trump, "Bence çok ilerledik. Çok iyi görüşmeler yaptık ve bir anlaşmaya çok yaklaştık. Başka kimsenin böyle bir anlaşma yapabileceğine inanmıyorum" dedi.
"Ukrayna NATO’ya asla katılamayacak"
Ukrayna’nın NATO’ya katılma umuduna ilişkin bir soruya Trump, "Bence asla NATO’ya katılamayacaklar. Bu en başından beri böyleydi. Bence savaşın başlamasına sebep olan şey de Ukrayna’nın NATO’ya katılmayı gündeme getirmesi oldu. Bu konu açılmasaydı, savaşın hiç başlamama ihtimali çok daha yüksek olurdu" şeklinde cevap verdi.
"Ruslar, Kırım’ı zaten aldı"
Kırım’ın Rusya’ya verilmesi konusunda bir soru alan Trump, "Ruslar, Kırım’ı zaten aldı. Kırım, Barack Obama tarafından Ruslara verildi. Veren ben değilim" dedi.
Rusların uzun yıllardır Kırım’da olduğunu ve Kırım’daki halkın büyük bir çoğunluğunun Rusça konuştuğunu söyleyen Trump, "Kırım, Rusya’nın kontrolünde kalacak. Ve Zelenskiy de bunu anlıyor. Herkes, Kırım’ın uzun zamandır Ruslarda olduğunu anlıyor. Bu, Trump sahneye çıkmadan çok önce de öyleydi" şeklinde konuştu.
Grönland ve Kanada konusunda şaka yapmadığını söyledi
"Grönland’ı satın almaktan, Panama Kanalı’nın kontrolünü ele geçirmekten ve Kanada’yı ABD’nin 51. eyaleti yapmaktan söz ettiniz. Belki de şaka yapıyorsunuz diye düşünüyorum" şeklindeki soruya Trump, "Aslında hayır, şaka yapmıyorum" diye cevap verdi.
Grönland’ın ABD için hem ulusal güvenlik hem de uluslararası güvenlik açısından çok önemli olduğunu vurgulayan Trump, "Kanada konusunda, ‘Belki o konuda şaka yapıyordur’ dediniz ama gerçekten şaka yapmıyorum. Kanada, ilginç bir vaka. Kanada’yı desteklemek için yılda 200 ila 250 milyar dolar kaybediyoruz. Ben de Başbakan Trudeau’ya, ki ben kendisine Vali Trudeau diyorum, şunu sordum, ‘Biz sizi desteklerken niçin bu kadar para kaybediyoruz? Bunun doğru olduğunu mu düşünüyorsunuz? Bir ülkenin ayakta kalmasını başka bir ülkenin mümkün kılmasının uygun olduğunu mu düşünüyorsunuz?’ Tabii, bana bir cevap veremedi" dedi.
Kanada’ya bakmanın ABD’ye yılda 200 milyar doların üzerinde bir maliyeti olduğunu söyleyen Trump, "Ordularını biz destekliyoruz. Hayatlarının her yönünü biz destekliyoruz. Bu işin gerçekten yürümesinin tek yolu, Kanada’nın bir eyalet olmasıdır" şeklinde konuştu.
ABD’nin topraklarını genişleten başkan olarak hatırlanmak isteyip istemediği sorusuna ise Trump, "Buna itirazım olmaz" şeklinde cevap verdi.
Gazze’de ölen çocuklardan eski Başkan Biden’ı sorumlu tuttu
Gazze’de ateşkesin bozulduğu 18 Mart tarihinden bu yana 300’den fazla çocuğun hayatını kaybettiği ve bu ölümlerden kimin sorumlu olduğu yönündeki soruya Trump, "Bence en büyük sorumlu Biden’dır. Çünkü biliyorsunuz, İran, iflas etmiş haldeydi ve onun sayesinde tekrar zengin oldu" ifadelerini kullandı.
Eski ABD Başkanı Joe Biden’ın göreve geldiğinde tüm yaptırımları kaldırdığını belirten Trump, "Çin ve diğer herkesin İran’dan petrol almasına izin verdi ve İran, dört sene içinde 300 milyar dolar nakit elde etti. Terörü yeniden finanse etmeye başladılar" dedi.
İran liderleriyle görüşmeye açık olduğunu söyledi
ABD’nin İran ile doğrudan görüşmeler gerçekleştirdiğini ve kendisinin de İran Cumhurbaşkanı veya Dini Lideri ile görüşmeye açık olup olmadığı yönündeki soruya Trump, "Elbette açığım" cevabını verdi.
İsrail’in İran’ın nükleer tesislerine saldırısını kendisinin engellediği yönündeki iddiaları ise reddeden Trump, "Hayır, bu doğru değil. Onları durdurmadım. Ama onlara rahat hareket edebilecekleri bir ortam da sunmadım. Çünkü bir saldırıya gerek kalmadan anlaşma sağlayabileceğimize inanıyorum. Belki de saldırmak zorunda kalacağız. Çünkü, İran’ın nükleer silah sahibi olmasına izin verilmeyecek" diye konuştu.
Trump, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu’nun ABD’yi savaşa sürüklemesinden endişe edip etmediği yönündeki soruyu ise "Hayır" diye yanıtladı. Bu durumda, İsrail’in saldırması durumunda ABD’nin bunun dışında mı kalacağı yönündeki soruya Trump, "Hayır, bunu söylemedim. Siz bana, Netanyahu’nun beni savaşa sürükleyip sürüklemediğini sordunuz. Yani isteksiz bir şekilde savaşa girip girmeyeceğimi. Hayır. Eğer bir anlaşma yapamazsak, oldukça istekli bir şekilde savaşa girebilirim. Eğer anlaşma sağlayamazsak, öncülüğü üstlenen ben olacağım" ifadelerini kullandı.
"Suudi Arabistan, ekonomimize 1 trilyon dolar yatırım yapmayı kabul etti"
Önümüzdeki ay planlanan Orta Doğu ziyareti ve Arap ülkeleri ile İsrail arasındaki ilişkiler hakkında soru üzerine Trump, "Suudi Arabistan’ı ve halkını gerçekten çok seviyorum. Veliaht Prensi de Kralı da seviyorum. Ekonomimize 1 trilyon dolar yatırım yapmayı kabul ettiler. 1 trilyon dolar. Sonrasında Katar’a ve ardından Birleşik Arap Emirlikleri’ne gideceğim" şeklinde konuştu.
Önceki yönetimin Arap-İsrail normalleşmesine ilişkin İbrahim Anlaşmaları konusunda hiçbir şey yapmadığını vurgulayan Trump, "Biz 4 ülkeyle anlaşmıştık. Her şey hazırdı. Tamamen bitirilmiş olabilirdi. Şimdi yeniden başlayacağız. İbrahim Anlaşmaları büyük bir başarıydı ama Biden onu olduğu gibi bıraktı" dedi.
Suudi Arabistan ile İsrail arasında bir normalleşme inşa edilmesinin mümkün olup olmadığına ilişkin soru üzerine Trump, "Şunu söyleyeyim, bence Suudi Arabistan, İbrahim Anlaşmalarına katılacak. Bu çok hızlı bir şekilde tamamlanacak" dedi.
Trump'a Türk doktora öğrencisi Rümeysa Öztürk sorusu
ABD’de kampüs protestolarına katıldıkları gerekçesiyle 300 öğrencinin vizelerinin iptal edildiğine ve bunun ifade hürriyetine baskı olarak görüldüğüne ilişkin soruya Trump, "Bu gösterilerin her birinde muazzam boyutta anti-semitizm vardı. Çok büyük bir anti-semitizm. İfade hürriyetini destekliyorum fakat ABD’deki her üniversitede çıkan isyanları destekleyemem" cevabını verdi.
Trump, öğrencilerin protesto gösterisi yapabileceğini fakat Columbia ve diğer yerlerde olduğu gibi okulları tahrip edemeyeceklerini söyledi.
Röportaj sırasında Trump’a Filistin'e destek verdiği gerekçesiyle gözaltına alınan Tufts Üniversitesi doktora öğrencisi Rümeysa Öztürk'ün durumu da soruldu. ABD hükümetinin Öztürk’ün Hamas bağlantılı olduğu yönündeki iddiası sonrasında Adalet Bakanlığı’nın bu konuda delilleri paylaşıp paylaşmayacağı sorulan Trump, "Bunda hiçbir sakınca görmem. Bu konuyu inceleyeceğim. Söz konusu olayı bilmiyorum" dedi. (İHA)
ÖNEMLİ NOT: Bu sayfalarda yayınlanan okur yorumları okuyucuların kendilerine ait görüşlerdir.