Takip Et
  • 20 Nisan 2025, Pazar 12:30

Devrimci Tekstil İşçileri Sendikası Başkan Yardımcısı ile 4 kişi tahliye edildi

Aydın’ın Didim İlçesinde bir eve yapılan yapılan baskında tutuklanan ve silahlı terör örgütüne üye olma suçundan yargılanan Fatma Alökmen, Yücel Memiş, Serdar Gür, Rohat Ayas, ve Emine Turan’ın davası Aydın 2. Ağır Ceza Mahkemesinde görüldü.

Olay, 27 Kasım 2024 tarihinde Aydın’ın Didim İlçesinde meydana geldi. Didim’de bulundukları evde örgütsel faaliyet gerçekleştirecekleri yönünde gelen ihbar üzerine gözaltına alınan Fatma Alökmen, Yücel Memiş, Serdar Gür, Rohat Ayas ve Emine Turan tutuklanarak Türkiye Komünist İşçi Partisi eylemlerine katıldıkları, kanuna aykırı gösteri yaptıkları, sendikalarda faaliyet gösterdikleri süreçte yaptıkları basın açıklamaları sebebiyle haklarında ‘Silahlı terör örgütüne üye olma’ suçundan dava açıldı. Evde yapılan aramada çok sayıda zeytin toplama malzemeleri ele geçirildi.

Aydın 2. Ağır Ceza Mahkemesinde görülen davada sanıklar dinlendi. Ege Üniversite Makine mühendisliği öğrencisi olan Rohat Ayas mahkemedeki savunmasında “Annem de babam da işçidir. Onlar asgari şartlarda çalıştığı için bende doğal olarak sosyalistim. İşçilerin yaşam koşullarının iyileştirilmesi için yapılan eylemlere katılırım. Türkiye Komünist İşçi Partisi eylemlerine katıldığıma dair iddiayı kabul etmiyorum. Olay tarihinde arkadaşlarla hem zeytin toplamak hem de birlikte vakit geçirmek için Didim’e Emine Turan’a ait eve gittik. Eve baskın yaptıkları sırada arabalarda zeytin çırpmak için kullanılan çok fazla alet vardı. Bunları polis ekipleri de gördü. 3 günlük gözaltı ve tutuklanma süreci geçirdik. Burdur Yüksek Güvenlikli Cezaevinde hücrelerde kaldık. 2000 yıl hüküm giymiş biriyle yan yana hücredeydik. Ben bir suç işlediysek dahi bu seviyede olmadığını biliyorum” dedi.

Ege İşçi Birliği üyesi olduğunu ve emekli olmasına çok az kala silahlı terör örgütüne üye olmakla yargılandığını belirten Yücel Memiş, “Olay tarihinde Didim’de polisler yarım saat geç gelse zaten bizi zeytinlikte bulacaklar. Bugüne kadar binlerce işçi ile birlikte haklarını aradık. Fabrikalarda onlarca işçi öldü diye 1 tane patron yargılanmıyor. Biz 1 tane işçi öldü diye örgütlenmeye başladığımızda, hakkımızı aradığımızda vatan haini oluyoruz. Bizimki bir hırsızlık, bir yolsuzluk varsa bunlara hayır diyebildiğimiz bir toplum yaratma gayesidir. Bu suçlamaların hiçbirini kabul etmiyorum” dedi.

5 aydır tutuklu olduklarını ve süreç boyunca tutuklu kalma sebeplerini anlayamadığını ifade eden Serdar Gün, “Dosyadaki suçlamalarda somut bir delil yok. Defalarca zeytin toplamak için gittiğimiz eve yine gidiyoruz ve bu sefer basılıyoruz. Bize ‘Suriye’ye gittin mi?’ gibi sorular sordular. Böyle sorularla karşılaşınca acaba bununla ilgili bir yerden delil mi var diye şüphe oluştu. Ancak suçlandığımız konular gittiğimiz eylemler ve MASAK raporlarında belirtilen para transferleri. Bu para transferleri işçi arkadaşlarla veya eylemlerde kullanılacak afişlerle ilgili sendikadaki arkadaşlarla yaptığımız para alışverişleridir. Ege İşçi Birliği yasaldır. Birçok fabrikada bu birliğin üyesidir. Bende sendika üyesiyim. İddianamede sendikasal faaliyetler suçmuş gibi bir söylem var. Bu bizi ülkede sendikasal faaliyetleri yürütemez hale getirir” dedi.

Devrimci Tekstil İşçileri Sendikası başkan yardımcısı olduğunu ifade eden Fatma Alökmen, “Yaklaşık 10 yıldır kurulu olan sendikada 10 yıldır yöneticilik yapıyorum. 2 yılda bir YSK’dan memurlar tarafından denetleniyoruz. Sendikalı olmak terör örgüt üyeliğiymiş gibi lanse edilmiş. Bizim demokratik süreç isteğimiz örgütsel tutum olarak değerlendirilmiş. Tekstilde kadınlar baskı ve mobbinge uğruyor diye yaptığım röportaj benim haberim olmadan muhalif bir dergide kullanılmış. Bu dergide röportajım çıktı diye dosyada suçlanıyorum” dedi.

Mahkeme, tüm sanıklar yönünden tahliye kararı verdi. Duruşma ileri bir tarihe ertelendi. (SELİNAY MUTLU)

ÖNEMLİ NOT: Bu sayfalarda yayınlanan okur yorumları okuyucuların kendilerine ait görüşlerdir.