Takip Et
  • 23 Şubat 2018, Cuma

Fizik Tedavi ile ilgili bilinmesi gerekenler

Fizik tedavi alışkanlık yapar mı?

Fizik tedavi bağımlılık yapan bir uygulama değildir. Fakat sağladığı rahatlıktan dolayı hastalarımız bu tür tedavilere daha çok rağbet etmekte bu da bağımlılık yaptığı yönünde yanlış inanışlara yol açmaktadır.

 

Fizik tedavi kemik erimesi yapar mı?

Fizik tedavi uygulamaları kemik erimesi yapmaz. Elektrik akımları ve sıcak uygulamaları güvenle yapılabilir. Yalnız ultrason, yani ses dalgasıyla derin dokuların ısıtılması işlemi ileri kemik erimesi olan hastalarda doktorunuzun önereceği dozlarda ve uygun göreceği bölgelere yapılmalıdır. Bu yüzden kemik taraması sonuçlarınızı lütfen doktorunuza danışınız.

 

Fizik tedavi ne kadar sıklıkta uygulanabilir?

Fizik tedavi uygulamaları temelde sıcak ve milivoltlarla ölçülen elektrik akımlarının çeşitlerinden, egzersiz masaj gibi fiziksel uygulamalardan oluşmaktadır. Dolayısıyla yan etki açısından son derece güvenlidir. Bu yüzden hastanın tedavi ihtiyacı olduğu ve doktorunun önerdiği her zaman uygulanabilir.

 

Kışın fizik tedavi almam ağrılarımı arttırır mı?

Fizik tedavi uygulamalarının yapılması gereken belli bir mevsim yoktur. Yaygın fakat yanlış inanışa göre kışın yapılan tedavilerde fayda alınamayacağı ve hatta ağrıların artacağı sanılmaktadır. Halbuki fizik tedavide çok yoğun sıcaklar uygulanmamakta ağırlıklı olarak bölgesel hafif sıcaklar, derin dokulara nüfuz eden sıcaklar ve elektrik akımları uygulanmaktadır. Bu uygulamaların soğuk havalarda uygulanması daha yararlıdır çünkü romatizmal yakınmalar daha çok kış aylarında artış göstermektedir. Tedavinin ertelenmesi kışı ağrılı geçirmekten başka bir işe yaramayacaktır. Yazın ise yakınmalar zaten kısmen azalacaktır. Kış aylarında fizik tedavi sonrası ekstra bir korunmaya gerek yoktur.Tedavi sonrası 15 dakika kadar istirahat edip, hava şartlarına göre normal bir korunma ile merkezimizden ayrılmanız yeterlidir.

 

Fizik tedavinin etkisi geçici midir?

Fizik tedavi alanına giren kas iskelet sistemi hastalıklarının çok büyük bir çoğunluğu postür bozuklukları, hareketsiz yaşam, aşırı kilo veya kemik-eklem-kas yapılarının hatalı ve aşırı kullanımı gibi mekanik problemlerden oluşmaktadır. Fizik tedavi uygulamaları kas iskelet sistemi ağrılarını geçirmekte, problemli dokularda iyileşmeyi hızlandırmakta ve beraberinde uygulanan egzersiz, masaj ve eğitim programları ile sağlıklı bir kas iskelet sistemine kavuşulabilmektedir. Bu etkinin kalıcı olabilmesi için hastaya da önemli sorumluluklar düşmektedir. Verilen egzersiz programlarını eksiksiz uygulamaları vücutlarını doğru kullanmayı öğrenmeleri bu konuda doktorlarından ve fizyoterapistlerinden yeterli eğitimi almaları tedavinin etkinliğini ve kalıcılığını arttıracaktır.

Bazı kronik romatizmal hastalıklar ve rehabilitasyon hastalıklarında ise uygulamalar mevcut kas iskelet sistemi potansiyelini korumak ve hayat kalitesini arttırmak amacına yöneliktir. Burada amaç kesin şifadan çok hayat kalitesini korumaktır.

 

Kaplıcaya mı gitsem fizik tedavi mi olsam?

Fizik tedavi sadece sıcak ve elektrik uygulamalarından ibaret değildir. Amaç problemli kas iskelet yapılarının fizik tedavi ile hazırlanıp doğru egzersiz, doğru postür ve bedeni doğru kullanmayı öngören eğitim programlarıyla düzeltilmesidir. Kaplıca tedavilerinin ise bazı süregen romatizmal hastalıklarda etkisi vardır ancak kaplıcadan tek başına şifa beklemek yetersiz olur, yine egzersiz ve rehabilitasyon uygulamalarıyla desteklenmelidir.

 

Ameliyat mı fizik tedavi mi?

Bu konuda hastaların kafasının en çok karıştığı hastalıklar bel-boyun fıtıkları ve kireçlenen eklemlere protez uygulamalarıdır. Bel-boyun fıtıklarında fizik tedavi ile yüzde 90-95 başarı sağlanabilmektedir. Ameliyat gereken vakaların oranı ise yüzde 5-7 dir. Dünyanın her yerinde kabul edilen iki ameliyat kriteri mevcuttur. Birincisi hekim tarafından saptanan kas güçsüzlüğüdür. Omurgalar arasından taşarak(fıtıklaşarak) belde bacaklara, boyunda ise kollara giden sinirlere baskı sonucu ilgili kaslarda güçsüzlük oluşabilmektedir. Ancak baskı altında kalan sinirin ilk belirtisi kas güçsüzlüğü değil ağrıdır. Ağrıların büyük çoğunluğu ise fizik tedavi ve egzersiz programları ile tedavi edilebilmektedir. Kas güçsüzlüğü ise daha ileri durumlarda ortaya çıkar, bu güçsüzlük hekim tarafından saptandığında özellikle ilerleyici ise baskı altında kalan siniri kurtarmak için cerrahi operasyon gereklidir. Bu baskının daha vahim olduğu durum fıtığın sinir dalına değil omuriliğin kendisine baskı yapmasıdır. Bu durum kendini hastada idrar kaçırmayla gösterir ve ACİL cerrahi gerekir. Cerrahi tedavi gereken ikinci durum ise her türlü tedaviye rağmen 3 ay içinde geçmeyen ve hayat kalitesini düşüren ağrıdır.

Kireçlenen eklemlere protez uygulamaları en sık diz ve kalça eklemlerinde yapılır ve başvurulması gereken son çaredir. Eğer hasta günlük yaşamında bir başkasının yardımına ihtiyaç duymadan hayatını idame ettirebiliyorsa ve yürüme mesafesi birkaçyüz metrenin altına düşmemişse fizik tedavi ve rehabilitasyon uygulmalarından fayda görecektir. Eğer hastanın yürüme mesafesi birkaç yüz metrenin altına düşmüşse protez takılması hayat kalitesini yükseltecektir. Ancak bu uygulamadan önce ve sonra rehabilitasyon programları uygulanmalıdır.

 

Sporsuz kalmayın… Allaha emanet olun…

ÖNEMLİ NOT: Bu sayfalarda yayınlanan okur yorumları okuyucuların kendilerine ait görüşlerdir.