Takip Et
  • 14 Aralık 2024, Cumartesi 21:42

''Ülkemiz, suçlu ve kanun kaçakçılarının cenneti haline geldi''

İYİ Parti Aydın Milletvekili Ömer Karakaş, İçişleri Bakanlığı bütçe görüşmelerinde meclis kürsüsünde söz aldı. Karakaş, güvenlik zaafiyetinden suç oranlarındaki artışa, sığınmacı sorunundan kadın cinayetlerine kadar birçok konuyu konuşmasına taşıdı. Emniyet ve Jandarma teşkilatlarının mesai saatleri, artan mobbing ve psikolojik şiddet sorunlarına da değinen Karakaş, konuşmasında şu ifadelere yer verdi:

 

''Devletin en temel görevi vatandaşın can ve mal güvenliğini sağlamaktır. AK Parti iktidarının her anlamda olduğu gibi güvenlik ve asayiş alanındaki yanlış uygulamaları ülkemizi suçluların ve kanun kaçaklarının cenneti hâline getirmiştir. Bakınız, organ kaçakçılığı suçlamasıyla INTERPOL'ün kırmızı bültenle 186 ülkede aradığı İsrailli Boris Wolfman'ın yedi yıldır Türkiye'de yaşadığı ve deprem bölgesinde "Rabin Medical" adı altında sahra hastanesi kurduğu ortaya çıktı. Bu nasıl olabilir? 6 Şubat depreminden beri kayıp olan çocuklarımız var, vatandaşlarımız var acaba bu hastanenin, bu caninin bunlarla bir alakası olabilir mi? İki yıldır kayıp olan vatandaşlarımız ve çocuklarımız neden hâlâ bulunamıyor? Maalesef ki ülkemizde yaşanan güvenlik zafiyeti, terör eylemleri, uyuşturucu kullanımındaki artış, sığınmacı sorunu, suç işleme oranlarındaki artış, silahlanmadaki artış, paralel yapıların oluşması, kara para aklamak, hunharca işlenen cinayetler, toplumun her alanında artan şiddet olayları, kumar ve yasa dışı bahis oyunları her geçen gün çığ gibi büyümektedir. Sanal kumar, yasa dışı iddia, bahis oyunları hatta devlet izniyle oynanan şans oyunları artık toplumumuzun kitlesel bir sorunu hâline gelmeye başladı. Bundan dolayı dağılan yuvalarımız, cinnet geçiren insanlarımız; kıyılan onlarca, yüzlerce canlar var, artık bu konuda daha ağır cezalar uygulanmalı ve yaptırımlar getirilmelidir. Kız çocuklarımız sokakta tacize uğruyor, kadınlar öldürülüyor ancak faillerinin bulunmasıyla ilgili özenli bir şekilde çalışma yürütülümüyor. Bu yıl öldürülen 411 kadın, bu kadınlardan 131'i devlet koruması altındayken öldürülüyor. Sayın Bakanım, 2018 yılında başlattığınız bir "KADES" uygulaması var, bu KADES uygulamasıyla ilgili -siz de bütçedeki konuşmanızda söylemiştiniz- şu ana kadar 7 milyon 648 bin kadın bu uygulamayı cep telefonuna indirmişler. Şimdi, ülkemizin nüfusunun yarısının kadın olduğunu düşünürsek, bu KADES uygulamasını cep telefonuna indiren insanların oranı, kadınlarımızın oranı yüzde 18'dir. Bu sizce çok ürkütücü değil midir? Yani kadınlarımız can güvenliğini tehlikede gördükleri için maalesef bu uygulamayı indirmek zorunda kalmışlar. Milletin vergisiyle maaş alan polis memurlarımız önüne gelene koruma olarak tahsis ediliyor. Bakıyorsunuz, eski bakanlar da eski siyasetçileri de ve hatta yandaş iş adamlarında birçok koruma var. Arkadaşlar, bizler milletvekilleri olarak bu milletin hakkını, hukukunu burada cesurca temsil ederken biz koruma talep etmiyoruz, bizlerde koruma yok, böyle bir şeye ihtiyaç da yok. İşin garibi, bu kişiler polis memuru arkadaşlarımızı korumalık yaptırmaktan çok özel hizmetleri için kullanıyorlar. Daha enteresanı, yandaş iş adamları çakar tahsisi almak için kullanıyor. Böyle bir israfa, böyle bir savurganlığa neden ihtiyaç duyuluyor?

2023 yılında 26 bin çocuk cinsel istismara uğramış, 7 bin çocuk doğum yapmak zorunda kalmış. Şimdi ülkemizde "Bir kereden bir şey olmaz." diyen, "Çocuğun rızası var." diyen bakanlarımız ve siyasetçilerimiz var. Bakın, size bir örnek vereceğim, gerçekten çok acı bir örnek: Aksaray'da 15 yaşında bir kız çocuğu sistematik bir şekilde 40'tan fazla kişi tarafından nitelikli bir şekilde tacize uğruyor. Sonrasında kız çocuğu -15 yaşında bakınız- ifadesinde korktuğu için "Rızam vardı." diyor, daha sonrasında kürtaj yaptırmak için Aksaray Devlet Hastanesine baba götürüyor ve kürtaj yaptırıyor. Şimdi, bu kız çocuğu tek başına kürtaja gidemiyor, baba götürüyor ama "Rızam vardı." diye o 40'tan fazla fail bugün, maalesef, elini kolunu sallayarak geziyorlar ülkemizde. Şimdi arkadaşlar, acılı babayla görüştüm, baba Yusuf Bey dedi ki: "Lütfen, Genel Kurulda bakanlara ve milletvekillerine şu soruyu sorun: "Bu 15 yaşındaki kız çocuğu kendi evlatları, kendi çocukları olsaydı ne yaparlardı?" ve konuşmasının devamında dedi ki: "Biz, bu iktidara sınırsız yetki verdik millet olarak ancak bu iktidar bizim çocuklarımızı telef etti." Ne kadar acı değil mi arkadaşlar? İşte, değerli milletvekilleri, unutmayın ki vatandaşımızın can güvenliği yoksa ülkemizin millî bekası da tehlikede demektir. Uyuşturucu kullanımı ve ticareti her geçen gün artıyor. Ülkemizde 10 milyona yakın madde bağımlısı var, gençlerimizi göz göre göre kaybediyoruz. Televizyonların gündüz kuşağına baktığımızda aile değerlerine zarar veren, ahlaki yozlaşmayı tetikleyen programlarımız mevcut, ana haber bültenlerini açtığımızda her gün cinayet ve şiddet haberleriyle dolu. Ülkemizde durum kötüye gidiyor, değerlerimiz yok oluyor, ahlaki çöküntü had safhada, toplumu bu hâle getiren iktidarınızın yanlış yönetimidir.

Değerli milletvekilleri, Emniyet Teşkilatımızın omuzlarındaki yük her geçen gün artıyor. Polisimiz artık ya isyan ediyor ya da maalesef ki intihar ediyor, sayıları her geçen gün artan polis intiharlarını engellemek için Bakanlığımızın bir an önce gerekli çalışmayı yapması gerekiyor. Sayın Bakanım, maalesef ki AK Parti iktidarının şu anki kabinesine, bakanlarına baktığımızda, genele vurduğumuzda -kişisel kanaatimdir- içlerinde yine en başarılı olan sizsiniz ancak sizden de özellikle talebimiz, bütçeden hemen sonra kolluk kuvvetlerimizin sıkıntılarına çözüm olacak, iyi çalışılmış bir kanun teklifinin hazırlanmasına öncülük etmenizdir. Emniyet Teşkilatı ve Jandarma Genel Komutanlığı mensubu arkadaşlarımız artık hak ettikleri insancıl bir düzeyde çalışmalıdırlar. Bununla ilgili bizim de İYİ Parti olarak bazı önerilerimiz vardır. Öncelikle polislerimizin ikinci şark hizmeti aile birliklerinin korunması için kaldırılmalıdır. Haftalık mesai saatleri 4 gruplu, 12-36 olarak düzenlenmeli, amirlerin inisiyatifine bırakılmamalı ve kırk saati aşan her mesai için mesai ücreti ödenmelidir. Bayramlarda çalışan polislerimizin çalıştıkları gün sayısı yıllık izinlerine eklenmelidir. Diğer kamu görevlilerinden en az yüz saat daha fazla çalışan polis memurlarımızın özel hizmet tazminatları yükseltilmelidir. Polis memurlarımızın üzerlerindeki mobbing ve psikolojik şiddet kaldırılmalı, bununla ilgili gerekli çalışmalar yapılmalıdır. Kiraların yüksek olduğu büyük şehirlerde kira yardımı yapılmalıdır. Polis Meslek Kanunu ve yetki kullanımına dair daha açık, daha net bir yasa hazırlanmalıdır. Jandarma uzman çavuşlarımıza kadroları verilmeli, artık sözleşmeli uzman çavuş olmamalıdır.

Uzman çavuşlarımızın çalışma saatleri 24/24 saat olarak değiştirilmelidir. Milliyetçi, vatansever emniyet müdürleri tasfiye edilirken Erzincan merkezli bir tarikatın mensupları emniyette kadrolaşıyor Sayın Bakanım. Maalesef ki liyakat esaslı değil tarikat esaslı yeni bir kadrolaşmayla karşı karşıyayız.

Şimdi, değerli arkadaşlar, bizim İYİ Parti olarak kırmızı çizgilerimiz bu ülkenin birlik ve beraberliğidir, bu ülkenin bölünmez bütünlüğüdür. O yüzden de İYİ Parti olarak bütçede Emniyet Genel Müdürlüğünün bütçesine, Jandarma Genel Komutanlığının bütçesine, Sahil Güvenlik Komutanlığının bütçesine "evet" oyu vereceğiz ancak İçişleri Bakanlığı Bütçesine "hayır" oyu vereceğiz.'' (HABER MERKEZİ) 

ÖNEMLİ NOT: Bu sayfalarda yayınlanan okur yorumları okuyucuların kendilerine ait görüşlerdir.