Takip Et
  • 30 Eylül 2024, Pazartesi 11:11

Gülderen Depas'tan Kaotik Yüzleşme

Urla Kırmızı Sanat Galerisi'nde geçtiğimiz günlerde açılan ve büyük yankı uyandıran “Göründüğü Gibi/&Değil” adlı sergisiyle sanatseverlerin karşısına çıkan ressam Gülderen Depas, çok katmanlı resim tekniği ile dikkatleri üzerine çekti. 2012 yılından bu yana kişisel olarak geliştirdiği iki katmanlı resim anlayışıyla izleyiciye hem gördüğü hem de göremediği gerçeklerle yüzleşme fırsatı sunuyor.

"İKİ KATMANLI RESİMLERLE FARK YARATIYOR"

Mimarlık eğitiminin ardından 50 yaşında Dokuz Eylül Güzel Sanatlar Fakültesi Resim Bölümü'nü üçüncülükle bitiren Gülderen Depas, resim sanatında kaos ve yıkımı estetik bir dille anlatıyor. Depas, sergisindeki tablolarında portre çalışmalarıyla insan ruhunu yansıtırken, mekânları başrole aldığında savaşlar, yıkımlar ve felaketleri kanıksanmış manzara resimleri gibi aktarıyor. Depas, resimlerinin ilk bakışta görülenin arkasında yatan daha derin bir anlam taşıdığını belirterek, “İzleyici sergiyi gezerken, felaketlerin ve kaosun etkileyici görüntüleriyle karşılaşıyor, ancak asıl yüzleşme ışıklar açılınca yaşanıyor. Bu, görünenin ötesinde bir yüzleşme” dedi.

"IŞIKLAR AÇILDIĞINDA İKİNCİ BİR GERÇEKLİK ORTAYA ÇIKIYOR"

Depas’ın eserlerinde iki katmanlı bir anlatım bulunuyor; birinci katmanda felaketler ve kaotik ortamlar göze çarparken, ikinci katmanda ışıklarla ortaya çıkan insan figürleri yer alıyor. Ressam, bu tekniğin izleyiciyi daha derin düşünmeye davet ettiğini vurgulayarak, “Led ışıkla aydınlatılan ikinci katman, izleyiciyi birinci kez baktığında göremediği imgelerle yüzleşmeye davet ediyor. Sergi, aynı zamanda insanların durup düşündüğü, hayatın akışı içinde bir duraklama anı yaratmayı hedefliyor” diye konuştu. Bu yenilikçi yaklaşımıyla Depas, sanatseverlere yalnızca bir görsel deneyim sunmakla kalmıyor, aynı zamanda çağımızın kaosunun insanlık üzerindeki etkisini de gözler önüne seriyor.

"KAMUSAL ALANLARDA SERGİ AÇMAYI HEDEFLİYOR"

Gülderen Depas, iki katmanlı resimlerinin sadece sanat galerileriyle sınırlı kalmasını istemediğini, geniş bir kitleyle buluşmak amacıyla kamusal alanlarda sergi açmayı planladığını açıkladı. Depas, “Resimlerimin özellikle metro, havaalanları gibi insan yoğunluğunun yüksek olduğu kamusal alanlarda sergilenmesi, daha fazla kişinin bu deneyimi yaşaması için önemli. İnsanlar ikinci bir bakışla gördükleri imgelerle farklı gerçekliklere tanık olacaklar” dedi.

"TOPLUMSAL PROJELERE DUYARLI BİR SANATÇI"

Depas, sanatı aracılığıyla toplumsal meselelere de dikkat çekmeye çalışıyor. 2019 yılında Art Ankara Sanat Fuarı’nda, “Sanki Hiç Ölmemiş Gibi” adlı sosyal sorumluluk projesiyle kadın cinayetlerine dikkat çekmiş, gazetelerde yer alan öldürülen kadınların haber küpürlerinden oluşan enstalasyonunu sergilemişti. Ayrıca, “100 Kadın Yüzü” projesi kapsamında hayatına ilham veren 100 kadının portrelerini yapmış ve “Mona Lisa ve Sınır Tanımayan Kadınlar” adlı kitabını yayımlamıştı. Kitap, Arter’de düzenlenen Borderless Sanat Fuarı’na seçilerek geniş bir okuyucu kitlesine ulaşmıştı.

"SANAT VE HAYAT BİR ARADA"

Gülderen Depas, eserlerinde sanatın ve hayatın iç içe olduğunu vurguladı. Sanatçının yaşamı boyunca resimle kurduğu bağ, onun eserlerine de yansımış durumda. Depas, “Sanatın toplumla buluşması ve izleyiciye hayatla ilgili derin mesajlar vermesi gerekiyor. Sanat ve hayat birbirinden koparılamaz. Ben de bu ikiliği resimlerimde yansıtmayı hedefliyorum” sözleriyle sanat anlayışını ifade etti.

Depas’ın eserleri, sadece görselliği değil, toplumsal ve bireysel anlamda derin bir düşünceyi de beraberinde getiriyor. Kamusal alanlarda yapmayı planladığı sergilerle daha geniş kitlelere ulaşmayı hedefleyen sanatçı, sosyal sorumluluk projeleriyle de sanatın toplumsal sorunlara ışık tutabileceğini kanıtlıyor. (SELİME AYDEMİR)

ÖNEMLİ NOT: Bu sayfalarda yayınlanan okur yorumları okuyucuların kendilerine ait görüşlerdir.