tvDEN ekranlarında yayınlanan, hukukçu ve sosyolog Zekai Savaşlar’ın sunduğu Kuş Bakışı programında bu hafta izleyicilerden gelen sorular gündeme taşındı. Laiklik, şeriatçılık, demokrasi, Atatürk ve din eğitimi gibi konuların işlendiği programda Savaşlar, ayrıntılı değerlendirmelerde bulunarak tarihsel, sosyolojik ve dini perspektiflerden bakış açıları sundu. Tartışmalı konulara değinilen programda Savaşlar, laiklik ve dinsizlik arasında bağ kurmanın yanlış olduğunu ifade etti.
LAİKLİK VE DİNSİZLİK TARTIŞMALARI
Gelen sorular arasında en çok dikkat çekenlerden biri, laikliğin dinsizlik olup olmadığıydı. Zekai Savaşlar bu konuyla ilgili olarak, “Laiklik, bireylerin dini özgürlüklerini garanti altına almayı amaçlayan bir sistemdir. Dine karşı olmak, laikliğin özüne aykırıdır” ifadelerini kullandı. Tarihsel bir bakış açısıyla laikliğin kökenine inerek, kilisenin hegemonyasının kırıldığı Rönesans ve Reform hareketlerinden bahsetti. “1789 Fransız İhtilali ile laiklik, devlet ve dini işlerin ayrılması gerekliliği üzerinden şekillenmiştir” dedi.
Savaşlar, laikliğin Türkiye’deki gelişimini de ele aldı: “Türkiye’de laiklik 1937’de anayasaya girmiştir. Ancak bu sistem kişisel değil, kurumsal bir meseledir. Kişi, ‘laikim’ diyemez çünkü laiklik bireylere değil, devletin kurumlarına aittir.” Laikliğin uygulanmasında hatalar olduğunu da belirten Savaşlar, “Dönem dönem uygulanan yanlış politikalar, laikliğin özüne zarar vermiştir. Ancak bu, laiklik ilkesinin dine karşı olduğu anlamına gelmez” diyerek önemli bir ayrım yaptı.
ATATÜRK VE DEVRİMCİLİK ÜZERİNE
Bir diğer tartışmalı soru ise “Atatürk’ü savunanlar neden kendilerini ateist olarak tanımlıyor?” şeklindeydi. Zekai Savaşlar, bu soruya yanıt verirken şunları söyledi: “Atatürk, Türk milliyetçisi bir liderdir. Onun üzerinden farklı ideolojilerin prim yapması doğru değildir. Atatürkçülük bir inanç ya da ideolojik dayatma değil, modernleşme ve kalkınma projesidir. Bu tür söylemler, toplumda yanlış algılar yaratmaktadır.” Atatürk’ün devrimciliğiyle ilgili olarak da, “Cumhuriyet devrimleri, halkın ihtiyaçları doğrultusunda yapılmış, çağdaşlaşma adımlarıdır” dedi.
DİN EĞİTİMİ VE KAMU HİZMETİ
Okullarda din eğitimi verilmesi gerekliliği üzerine gelen bir soruyu da yanıtlayan Savaşlar, din eğitiminin bir kamu hizmeti olduğunu vurguladı. “Din dersleri okullarda olmalı, ancak bu dersler doğru kişiler tarafından verilmelidir. Ayrıca farklı inanç gruplarına mensup çocuklara bu dersler zorunlu tutulmamalıdır” ifadelerini kullandı.
ŞERİAT VE DEMOKRASİ UYUŞUR MU?
Programda, şeriatçılığın demokrasi ve cumhuriyetle uyuşup uyuşmadığı da tartışıldı. Bu konuda Savaşlar, “Şeriatın ideolojik dayatmalarla uygulanması, demokrasiyle çelişir. Ancak dini değerlerin toplumsal hayatta var olması, demokrasiyi zenginleştirebilir” yorumunu yaptı. Suudi Arabistan’daki şeriat uygulamalarına atıfta bulunarak, “Zorlama ve baskı, İslam’ın özüne aykırıdır” dedi.
Zekai Savaşlar, laiklik ve din ilişkisini değerlendirirken şunları söyledi: “Laiklik, din ve devlet işlerinin ayrılması prensibini benimser, ancak bireylerin dini özgürlüklerini engellemez. Bu sistem, Türkiye’deki farklı din ve mezhep mensuplarının eşit şartlarda yaşamasını sağlar.”
Programın sonunda, yerel sorunlardan biri olan sulama birlikleri ve fiyatlandırmalarla ilgili şikayetlere de yer verildi. Savaşlar, bu konuyla ilgili olarak, “Vatandaşın bürokrasiyle yaşadığı sorunlar, ayrı bir değerlendirme gerektiriyor. İlerleyen programlarda bu meselelere daha detaylı değineceğiz” açıklamasını yaptı. (GÖNÜL ÇATALKAYA)
ÖNEMLİ NOT: Bu sayfalarda yayınlanan okur yorumları okuyucuların kendilerine ait görüşlerdir.