tvDEN ekranlarında yayınlanan Baş Başa programında, gazeteci Emin Aydın’ın konuğu Türkiye’de su ürünleri sektörüne öncülük etmiş önemli bir isim olan Prof. Dr. Atilla Alpbaz oldu. Programda, Alpbaz’ın akademik kariyerinden su ürünleri sektörüne dair öncü çalışmalara ve sanatsal uğraşlarına kadar birçok konu ele alındı. 85 yaşındaki Alpbaz, hem hayat hikayesini hem de Türkiye’nin su ürünleri alanındaki potansiyelini anlatarak izleyicilere ilham verdi.
KARACASU’DAN AKADEMİK ZİRVEYE
1940 yılında Aydın’ın Karacasu ilçesinde doğan Atilla Alpbaz, hayatına dair samimi detayları paylaştı. İlk ve orta öğrenimini Karacasu’da, lise eğitimini ise Aydın’da tamamladığını belirtti. Üniversiteye giriş sürecinde zorluklarla karşılaştığını ifade eden Alpbaz, o dönem sınırlı sayıda şehirde üniversite bulunması nedeniyle İzmir’i tercih ettiğini belirtti. İzmir’de yaşadığı hayal kırıklığını ise şu sözlerle dile getirdi:
“İzmir büyük bir şehir gibi gelmişti, ancak üniversitenin bulunduğu yer beklentilerimden çok farklıydı. İstanbul ve Ankara’daki üniversitelerle kıyasladığımda İzmir’in daha geri planda olduğunu düşünüyordum.”
Bu deneyimin ardından askerliğini yedek subay olarak yapan Alpbaz, daha sonra Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesine girerek zootekni eğitimi aldı ve 1965 yılında mezun oldu.
ZİRAAT BANKASINDAN AKADEMİYE
Alpbaz, mezuniyet sonrasında Ziraat Bankası’nda çalışmaya başladığını ancak kısa süre sonra akademiye geri dönme kararı aldığını belirtti. Ege Üniversitesi Ziraat Fakültesinde asistan olarak başladığı akademik kariyerinde hızla yükseldi. Doktorasını tamamladıktan sonra İngiltere’ye giderek genetik üzerine çalışmalar yaptı. Bu dönemde, su ürünlerine yönelmesini sağlayan o önemli karşılaşmayı şu sözlerle anlattı:
“İngiltere’de koyun genetiği üzerine çalışıyordum. Bir gün çiftlikte, uzakta iki havuz gördüm. İçine baktığımda balık yetiştirildiğini öğrendim. Bu fikir beni büyüledi ve Türkiye’de uygulanabilirliğini düşündüm. O anda su ürünlerine yönelmeye karar verdim.”
TÜRKİYE’NİN İLK SU ÜRÜNLERİ FAKÜLTESİ
Türkiye’ye döndükten sonra Ege Üniversitesi’nde çalışmalarını sürdüren Alpbaz, 1980 yılında Türkiye’nin ilk Su Ürünleri Fakültesini kurdu. Fakültenin kuruluş sürecindeki zorlukları anlatan Alpbaz, ilk yıllarda fen fakültesindeki akademisyenlerin derslere destek verdiğini belirtti. Ancak kısa süre içinde müfredatı geliştirip sektörün ihtiyaçlarına uygun mezunlar yetiştirmeye başladıklarını vurguladı. Su ürünleri fakültesinin kurulmasının Türkiye’nin balıkçılık sektörüne kazandırdıklarını ise şu sözlerle dile getirdi:
“Bu fakülteyle birlikte su ürünleri üretimi sistematik bir yapıya kavuştu. İlk başlarda zorluklarımız oldu, ancak kısa sürede sektöre katkı sağlayacak bir yapı oluşturduk.”
TÜRKİYE’NİN SU ÜRÜNLERİ BAŞARISI
Prof. Dr. Atilla Alpbaz, Türkiye’nin 1970’lerde sıfır noktasında olan kültür balıkçılığı üretimini bugün 550.000 ton kapasiteye çıkardığını belirtti. Bunun büyük bir kısmının ihracata yönelik olduğunu ve Türkiye’nin Avrupa’da lider konuma geldiğini ifade etti. Ancak Türkiye’nin kişi başına yıllık balık tüketiminin yalnızca 8-10 kilogram olduğunu söyleyerek, yerli tüketimin artırılması gerektiğinin altını çizdi. Japonya’da bu oranın 90 kilogram olduğunu belirten Alpbaz, Türkiye’de balık tüketiminin yaygınlaşması için bilinçlendirme çalışmalarına ihtiyaç olduğunu vurguladı.
ÇİFTLİK BALIKLARI GÜVENLİ Mİ?
Kamuoyunda çiftlik balıklarının sağlıksız olduğu yönündeki endişelere de yanıt veren Alpbaz, “Çiftlik balıkları, kontrollü ortamlarda yetiştirildiği için kalite açısından deniz balıklarından farkı yoktur. Titiz bir üretim süreci izlenir ve yemleme süreci hassas bir şekilde yönetilir. Ancak hijyen ve kalite standartlarına uyulması elzemdir,” diyerek bu konuda güvence verdi.
SANAT VE MÜZİĞE OLAN İLGİSİ
Emeklilik döneminde sanata yönelen Prof. Dr. Atilla Alpbaz, pandemi döneminde beste yapmaya başladığını ve bugüne kadar 122 eser ürettiğini söyledi. İlk bestesini kızına ithaf eden Alpbaz, müziğin kendisi için bir terapi olduğunu belirterek, “Sanat, insanın ruhunu besler. Sevdiğiniz işi yapıyorsanız asla yorulmazsınız,” dedi. Müzikle ilgili çalışmalarına hala devam ettiğini de sözlerine ekledi.
Türkiye’nin yıllık su ürünleri üretiminin 1 milyon tona çıkabileceğini ifade eden Alpbaz, bunun gerçekleşmesi için devlet desteği ve sektör içi koordinasyonun artırılması gerektiğini belirtti. Özellikle su ürünleri yetiştiriciliğinde yeni tekniklerin uygulanarak daha sürdürülebilir bir üretim sağlanabileceğini vurguladı.
Programın sonunda 85 yaşında olmasına rağmen üretmeye devam ettiğini söyleyen Alpbaz, gençlere umut dolu mesajlar verdi: “Ülkemizin potansiyeli çok büyük. Çalışkan ve azimli gençlerimiz sayesinde daha büyük başarılara imza atacağımıza inanıyorum” dedi. (SELİME AYDEMİR)
ÖNEMLİ NOT: Bu sayfalarda yayınlanan okur yorumları okuyucuların kendilerine ait görüşlerdir.