Takip Et
  • 9 Nisan 2025, Çarşamba 13:33

Madenin kalbinde: Türkiye'nin zenginliği

Türkiye Madenciler Derneği Başkanı Mehmet Yılmaz

Türkiye Madenciler Derneği Başkanı Mehmet Yılmaz, Cüneyt Özdemir’in YouTube kanalında Türkiye’de madenciliğin geleceğini, çevre hassasiyetini ve kritik minerallerin önemini anlattı.

Türkiye Madenciler Derneği Başkanı Mehmet Yılmaz, Cüneyt Özdemir’in YouTube kanalında Türkiye’de madenciliğin durumu, kritik minerallerin önemi ve madencilikle ilgili yanlış algılar üzerine dikkat çekici açıklamalarda bulundu. Yılmaz, sektörün gelişimi için çevre ve insan sağlığını önceleyen bir anlayışın kaçınılmaz olduğunu vurguladı.

TÜRKİYE’NİN EN ESKİ MADENCİLİK ÖRGÜTÜ

Türkiye Madenciler Derneği'nin 1948 yılında kurulduğunu belirten Mehmet Yılmaz, “Biz, Türkiye’deki en eski ve en geniş tabanlı madencilik sivil toplum kuruluşuyuz” dedi. Dernek bünyesinde krom, altın, gümüş, bakır, kurşun, çinko, mermer ve doğal taş üreticilerinin bulunduğunu söyleyen Yılmaz, Türkiye Madenciler Derneği’nin bir şemsiye örgüt olduğunu kaydetti.

"KRİTİK MADENLER ARTIK HAYATİ ÖNEMDE"

Dünyada kritik maden kavramının önem kazandığını belirten Yılmaz, "Dijitalleşmenin, savunma sanayisinin ve yeşil enerji teknolojilerinin gelişmesiyle, bazı minerallerin önemi katlanarak arttı" ifadelerini kullandı. Elektrikli araçlardan rüzgar türbinlerine, güneş panellerinden pil üretimine kadar pek çok alanda kullanılan minerallerin, modern hayatın vazgeçilmez bir parçası haline geldiğini anlattı.

UKRAYNA'DAKİ MADEN SAVAŞLARI

Ukrayna'da yaşanan çatışmaların arka planında kritik minerallerin bulunduğuna dikkat çeken Yılmaz, “Rusya, Ukrayna’daki kritik minerallerin yüzde 40'ının bulunduğu bölgeleri kontrol ediyor. Amerika ise bu rezervlerin Rusya’nın eline geçmesini engellemek istiyor” dedi. Yılmaz ayrıca, Çin’in dünya kritik mineral arzının yaklaşık yüzde 70’ine hakim olduğuna işaret ederek Amerika’nın bu konuda büyük bir bağımlılık içinde olduğunu belirtti.

TÜRKİYE'NİN BOR GÜCÜ

Türkiye'nin dünya bor rezervlerinin yüzde 73’üne sahip olduğunu vurgulayan Mehmet Yılmaz, "Bor, savunma sanayinden ileri yakıt teknolojilerine kadar birçok alanda kullanılıyor. Bu yüzden bor madeni, Türkiye’nin stratejik kaynaklarından biridir" dedi. Yılmaz, borda katma değerli üretimin önemine dikkat çekerek, “Ham bor satarsak birkaç yüz dolar kazanıyoruz, uç ürün üretirsek birkaç yüz bin dolarlık gelir elde edebiliyoruz” ifadelerini kullandı.

"ALTIN MADENCİLİĞİNDE ÇEVRE ÖNCELİKLİ OLMALI"

Altın madenciliğinde siyanür kullanımının zorunlu olduğunu ama çevre ve insan sağlığının her şeyden önce geldiğini belirten Yılmaz, “Bugün dünyada altının yüzde 95’i siyanürle ayrıştırılıyor. Mesele, siyanürü doğru kullanmak ve çevreyi koruyarak üretim yapmak” dedi. Türkiye’de mevzuatın Avrupa Birliği standartlarıyla büyük ölçüde uyumlu olduğunu da ekleyen Yılmaz, eksik kalan noktaların liyakatli denetim ve bağımsız denetim mekanizmalarının güçlendirilmesi olduğunu ifade etti.

MADEN KAZALARI: "HER KAZA ÖNLENEBİLİR"

Maden kazalarına da değinen Yılmaz, "Türkiye’de tüm iş kazalarının sadece yüzde 4'ü madencilik sektöründe gerçekleşiyor. Ancak maden kazalarının etkisi, toplumda yüzde 90’lık bir algı oluşturuyor" dedi. Yılmaz, iş güvenliğinin bir kültür ve yaşam biçimi olması gerektiğini belirterek, “İlk hedefimiz üretim değil, işçinin akşam evine sağ salim dönmesi olmalıdır” vurgusunu yaptı.

"MADENCİLİK Mİ, ÇEVRE Mİ? İKİSİ DE!"

Madenciliğin doğası gereği kaynakların bulunduğu yerden çıkarılması gerektiğini ifade eden Mehmet Yılmaz, "Madenler taşınamaz. Bulunduğu yerde çıkarılmak zorunda. Ancak çevresel etkiyi minimize etmek ve yöre halkını doğru bilgilendirmek zorundayız" dedi. Türkiye’de orman alanlarının yalnızca binde 3’ünde madencilik faaliyeti yürütüldüğünü belirten Yılmaz, “Sanki tüm ormanları biz yok ediyormuşuz gibi bir algı yaratılıyor” sözleriyle kamuoyundaki yanlış algılara dikkat çekti.

YABANCI ŞİRKETLER TARTIŞMASI

Türkiye’de madencilik yapan şirketlerin yerli veya yabancı sermayeli olsun, tamamının Türk hukukuna tabi olduğunun altını çizen Yılmaz, "Bugün Türkiye’de üretilen altının yüzde 51’i tamamen yerli şirketler eliyle üretiliyor" bilgisini verdi. Ayrıca üretilen altının yurt dışına çıkmadığını belirterek, “Merkez Bankası, Türkiye’de üretilen altını alma önceliğine sahiptir ve TL ile ödeme yapar. Bu da ülkeye yıllık milyarlarca dolar kazandırıyor” dedi.

"DOĞAL KAYNAKLARIMIZI KORUMALIYIZ"

Sözlerinin sonunda sektörde kötü örneklerin varlığını da kabul eden Yılmaz, “Dünyaya yeniden gelsem yine madenci olmak isterdim. Ama çocuklarımıza temiz hava, temiz su, temiz toprak bırakma sorumluluğumuzu hiç unutmadan bu işi yapmak zorundayız” diyerek madencilik faaliyetlerinin çevre ve insan sağlığına duyarlı şekilde yürütülmesi gerektiğinin altını çizdi.

TÜRKİYE’NİN KRİTİK MİNERALLERİ NELER?

• Bor: Savunma sanayi, cam ve seramik endüstrileri

• Lityum: Elektrikli araç bataryaları

• Nikel: Paslanmaz çelik üretimi, bataryalar

• Kobalt: Pil ve elektronik sanayi

• Grafit: Elektrikli araçlar, enerji depolama sistemleri

• Antimon: Alev geciktirici malzemeler

• Mangan: Çelik üretimi, enerji depolama

Türkiye, özellikle bor rezervleri açısından dünya lideri konumunda. Lityum ve grafit gibi geleceğin yeşil teknolojilerinde kullanılan minerallerin üretimi ise stratejik öneme sahip. (SELİME AYDEMİR) 

ÖNEMLİ NOT: Bu sayfalarda yayınlanan okur yorumları okuyucuların kendilerine ait görüşlerdir.