Prof. Dr. Naci Görür, "Depremlerin yerleri, küresel bilimle, teknoloji ile yapılabilir. Bunu yapabilecek her şeyimiz var. Olmayan, siyasetin iradesidir, halkın gözetim ve denetim görevidir. Eğer insanlarımız talep etmezse, siyaseti zorlamazsa siyasetçi bu işe girmez. Biz de her depremde binlerce insanımızı veririz. Bu iş böyle gitmez. Bu deprem olaylarını halletmemiz lazım; aksi halde tarihin çöplüğüne atılır, gideriz."
İzmir Büyükşehir Belediyesi, Ahmet Adnan Saygun Sanat Merkezi'nde 'Deprem ve Dirençli Kentler' isimli konferans düzenlendi. Konferansta konuşan Bilim Akademisi Üyesi Prof. Dr. Naci Görür, "Depremler, bu coğrafyada yaklaşık 13,6 milyon seneden beri süregelmekte ve hiç şüphesiz küresel sene daha devam edecek. Böyle bir coğrafyada topraklarımız var. Topraklarımızın yüzde 90'ına yakın canlı faylarla kesilmiş vaziyette Bu fayların her birinin kendine özgü özellikleri var. Her biri ne kadar büyüklükte, nasıl ve ne zaman deprem üretir? Nereyi, nasıl etkiler? O bölgedeki depremin ısınması ne olur? Bunların hepsi, bu fayların özelliklerine bağlıdır. Yapılanmamızla hiç ilgi yok. dinamikler, değişimleri kim yaşıyor bilmez; evleri bilmez. Faylar deprem oluşan zaman kendi özellikleri ile ve o bölgesel özellikleriyle etki eder. Üstündeki yapılar eğer uyumluysa; onu belli ölçüde tolere eder, yıkılmaz. Ama eğer yanlış, ters şeyler yapılmışsa; gözünün yaşlanmasına bakmadan yıkar. O bölgedeki insan ölümleri.Depremlerin hiçbir toleransı, seçeneği yok.Yapacağımız her yapıyı, yolu, tüneli, barajı, tüm elektrik yapılarını yer altının dinamikleri ile uygun, ışık yapmak yapıyoruz" dedi.
'BÜYÜK'Ü 10 BİNLER, 50 BİNLER VEREMEYİZ'
"Deprem dirençli kent,deprem oluştuğu zaman depremi minimum hasarla atlatan kent demektir" diyen Prof. Her büyük depremde 10 binler, 50 binler veremeyiz.Aydın, bilimle yönetilen depremlerde bu kadar hasara uğrar.Bir deprem sonucu 10 binleri, 50 binleri veren bir ülkeye bakışlar hoş değildir.Bundan utanıyorum.Bir ülke büyük bir depremde bu kadar, bir gecede meteoroloji gömüyorsa;o ülke kokuşmuş bir ülkedir, tefessüh olmuş bir ülkedir.depremleri durdurulamaz.kentlerimizi depreme dayanıklı.deprem dirençli yerler, dünyadaki bilimle, teknoloji ile yapılabilir.Bunu yapabileceğimiz her şeyimiz var. Eğer insanlarımız talep etmezse, siyaseti zorlamazsa siyasetçi bu işe girmez.Biz de onun depremindeki binlerce insanımızı veririz. Bu iş böyle gitmez. Bu deprem olaylarını halletmemiz lazım; Aksi halde günün çöplüğüne atılır, gideriz" açıklamalarında bulunuldu.
'İZMİR'DEKİ FAYLAR, İZMİR'İ FELÇ EDEBİLİR'
Görür, "Zamanı deprem ile karıştırırsanız; en büyük hatalar yaparsınız. Deprem ne zaman olursa olsun, eğer hazırlıklı olmazsak; insanın ölecek demektir. İzmir, bir deprem kenti. MS 175-1864 yılları arasında 6- 7 depremde depremler var.İzmir'de deprem kaynağı çok ve özellikle İzmir yarımadası üzerinde çok sayıda fay var.Manisa ve Aydın çevresinde faylar mevcut.Burada görülen her fay, 7 ve üzerinde genişleme deprem üretebilir ve İzmir'i değiştirebilir" dedi. İnsanları tehdit eden fayların ne olduğunu bilmediğini söyleyen Prof. Bir bölünme derinliğinin tespit edilmesi Sığ olan fay daha küçük deprem üretirken, derin olan fay büyük depremler üretilebilir.Ayrıca fay hattının en son ne zaman deprem olacağı da bilinmeyen ki tekrar ne zaman deprem üretileceği öngörülecek. Tanımalıyız. Bu düşmana yatmış ve ne zaman uyanacağı belli değil. Depremin gerçekleşeceği zaman 100 binlerce insanımızı kaçmak istememek için; bu fay özelliklerini bilip, önlem almamalıyız" diye konuştu.
'İZMİR'DE FAY ANALİZİ ÇALIŞMALARINA BAŞLANDI'
İzmir'de önce fay analizinin yapılması gerektiğini vurgulayan Prof. Dr. Görür, "Bugün İzmir'de bu çalışma başladı. ODTÜ'deki arkadaşlarla analizler yapıyor. Fay analizi tespitinden sonra İzmir'in topografyasına bakmak gerekiyor. İzmir'de bazı yerler yüksek, bazı ova ya da çukur.yüksek olan yerlerin depreme daha dayanıklı olarak işaretlenir.aynı bölgedeki bazı yerler alçak, bazı yerlerin yüksek olması veya bölgesel depremlerin meydana geldiğini gösterir.üçüncüsü;jeolojisini okudu.çeşitli üniversiteler, İzmir'in jeolojisini araştırıyorlar.'Hidrojeoloji 'İzmir'in altında su rezervleri, bize sorun çıkaran şeylerdir.Eğer zeminde su varsa,deprem sırasında sorun var demektir.Bu su akıntılarının bölgedede kalınlaştıkları, nerede üreme ve doğumun önemli olduğu.Killi, sulu zeminler yapılan yollar, binalar ve üst yapılar Depremde yıkılmaya mahkumdur. Bugün İzmir'de bunlar da yapılıyor. Jeofizikte özellikle sismolojiye devam ediyorlar" dedi.
'KENT YÖNETİMİ VE KENT YÖNETİMİNDEKİ YAPILANMA DEĞİŞTİRİLMELİ'
Mikro bölgeleme İzmir'de yapılan bir hazırlık olduğunu söyleyen Prof. , İzmir'de deprem dirençli kent yapmazsınız. İzmirliler, 30 kaçak kat karşı karşıya kalabilir. Bunu bilinçsiz yapıyorlar, hatta kaçak katları bağışlayanları omuzlarında taşıyor. Yapı stoku çok önemli ve sihirli stok bir kelime. Tüm siyasiler; durma dönüşüm adı altında tane yapıunu halledersek, depreme hazırlarız sanıyorlar Kentsel dönüşüm sanki yapı stoku ile hal oluyormuş gibi sanıyorlar.Sadece yapı stokuna yönelirsen;deprem problemini gelecek nesillere sürmüş olursunuz.Bunun için bütün kentte oluşani depreme dayanıklı yapmak gerekir; sadece bina ile olmaz" diye konuştu.
'94 BİN 773 YAPININ ENVANTERİNİ ÇIKARDIK'
İzmir Belediye Başkanı Tunç Soyer ise 94 bin 773 adet stok envanterini çıkardıklarını belirtiyor, "Sadece İzmir değil, Türkiye'nin tüm kentlerinin en temel meselesi; depreme dirençli kentler yaratmak. Bundan daha önemli bir şey olamaz. 14 üniversite, 25 kamu tesisi, 38 sivil toplumsal düzenli, günlük oda ve 29 belediyeden oluşan sonuçlarımız sonucunda Deprem Eylem Planımızı şekillendirdik.Büyük bir kararlılıkla uygulananmız Deprem Eylem Planımız, şu temeller üzerinde dikdörtgen;yapı stoku envanteri çalışmaları,depremsellik ve mikro bölge araştırmaları ve doğal olarak dönüşüm.İnşaat Mühendisleri ile Odası Hayatta geçirilen yapı envanteri ve bina kimlik çalışmaları sayesinde İzmirliler, yaşadıkları yapılar hakkında ayrıntılı güçlere sahip olmalarını mümkün kıldık.Bu depremden en çok etkilenen Bayraklı ve Bornova başta olmak üzere toplamda 94 bin 773 adet stok envanterini çıkardık. ve Konak ilçelerinde zeminde çalışmaya başladılar. Kentimizdeki yapıların fiyatlarını sağlayacak bu projemizi 2024 yılında tamamlıyoruz. İzmir'le, Aydın ve Manisa'nın bir bölümünde, alan büyük bir alandaki deprem riskini modelliyoruz. Elde edilen veriler, kentimizin afetlere karşı dirençlerine ulaşmak için temel oluşturacak" dedi. (DHA)
ÖNEMLİ NOT: Bu sayfalarda yayınlanan okur yorumları okuyucuların kendilerine ait görüşlerdir.