Takip Et
  • 17 Kasım 2019, Pazar 20:42

Kenter, aşkını Emin Aydın'a anlatmıştı

Çine’nin gelini Yıldız Kenter, “yüz yılın aşkları” arasında yer alan Yıldız Kenter-Şükran Güngör birlikteliğini Nisan 2012'de gazeteci Emin Aydın'a anlatmıştı.  

“Şükran benim şansımdı” diyen Kenter, adını ilk kez Şükran Güngör’den duyduğu Çine’yi de çok sevdiğini söylemişti.  İstanbul Harbiye’de Kenter Tiyatrosu’ndaki odasının kapılarını Nisan 2012'de Emin Aydın'a açan Kenter, "Çine adı geçince Şükran’ın gözleri pırıl pırıl olurdu. Âşık olduğum adamın memleketine olan aşkı bende büyük hayranlık uyandırdı. Coğrafyam kötü olduğu için Şükran’dan önce hiç bilmediğim ve egzotik adını ilk kez duyduğum bu yeri ve insanlarını ben de çok sevdim” demişti. 

İŞTE O RÖPORTAJ:

BEN ÇİNE’NİN GELİNİYİM
Şükran Güngör ile nasıl tanıştıklarını anlatan Kenter, “Küçük Sahne’de ‘Dünkü Çocuk’ oyununda oynuyordu. Onu sahnede izlemiştim; o zaman tanıştık. Sade, gerçekçi ve dürüst bir oyuncuydu. Hiçbir numarası yoktu; bu Şükran’ın karakterinin de bir şeklidir. Şükran benim tanıdığım en doğrucu, en gerçekçi, sapına kadar dürüst, en apaçık insanlardan biriydi. Çok farklı, önemli özellikleri olan bir duruşu, dimdik bir şekli vardı Şükran’ın. Korkusuzdu, ödün vermezdi ama hiç küstahlık etmedi. Benim sevgilimdi; ömrüm boyunca sevgilim olarak kaldı. Ölünceye kadar da öyle kalacak. Ben Çine’nin geliniyim ve Çine’yi de çok sevdim, Çinelileri çok sevdim. Şükran’ın sevdiği her şeyi çok sevdim. Şükran benim şansımdır, gerçekten. Çok özlüyorum, her gün beraberim zaten. Ona akıl danışırım; ‘şu olay karşısında ne yapardın’ diye sorarım hala kendisine” diye konuştu.

“ÇİNE ADINI ÇOK SEVDİM”
Çine ismi ile tanışmasını daha dün gibi anımsayan Kenter, “Çine… Bu adı bilmiyordum ben; Şükran söyleyince öğrendim. ‘Çineliyim’ deyince şöyle bir durdum, baktım Şükran’a. ‘Orası nere ki’ diye sordum kendi kendime. ‘Benim yurdumun dışında bir yer mi?’ Çine adı bana çok uzak ülkeleri anımsattı o an; egzotik, Çin’de ya da çok daha uzak yerlerdeymiş gibi algıladım o an. Çine’nin mevcudiyetini Şükran’la öğrendim. Çok hoş bir isim Çine; duyduğum andan itibaren sevdim ben Çine adını ve Çine’yi. Çine adının bir büyüsü, bir cazibesi vardır benim için. Bunun nedeni belki de Şükran’ın memleketi olmasındandır, bilmiyorum. İlk duyduğumda çok hoşuma gitti, değişik geldi o isim bana. Çine adı geçtiğinde Şükran’ın içinde aşk uyanır, gözleri parlardı; aşkı ortaya çıkardı o an. Çine’yi hep sevdi Şükran. Ailesine ve Çine’ye hep bağlı kaldı. Onun en çok saygı duyduğum yönlerinden biridir bu. Ayrıca Çine’yi, Çine adını Türkiye’ye duyuran bir insandır Şükran Güngör” şeklinde konuştu.

AŞKLARI KAVGAYLA BAŞLADI
Geçen yüz yıla damgasını vuran Yıldız Kenter-Şükran Güngör aşkı, “Büyük aşklar kavgayla başlar” savını doğrular nitelikte. Şöyle anlatıyor Yıldız Kenter; “Küçük Sahne’de çalışmaya başladığı günden itibaren duruşuyla, efendiliğiyle, çalışma gücüyle, kendini yenileme ve daha iyiye, daha güzele ulaşma azmiyle yaşamış biri olarak kendini göstermişti. Hep öğrenirdi, hep öğrenmek isterdi. Hep kendini düzeltirdi; düzeltebilirdi.
Şükran Güngör Devlet Tiyatrolarına girmişti. Ben de ‘Öfke’yi sahneye koyuyordum. Öfke Oyununda Müşfik Kenter başrolü oynuyordu. Üç kişilik oyundu o. Diğer rol için ben Şükran’ı çok istedim. Kabul etti ve böylece birlikte bir yaşam başlamış oldu. Onu istememin nedeni Şükran doğru, doğrucu bir oyuncuydu. Onun oyunculuğunda en küçük yapaylık, sahtelik olmamıştır. Hep öyle dik dururdu sahnede. Onun oyunculuğuna her zaman saygı duydum, hayranlık duydum. O nedenle Öfke’de birlikte olduk. Müşfik ile çok iyi uyum sağlamıştı o oyunda. İki karakter tezat kişiliklerdi. Çok iyi sağladılar o tezatlığı; çok iyi bir komedi çıkardılar. Benim ilk yönetmenlik deneyimim Şükran’la Müşfik sayesinde başarıya ulaşmış oldu.

TELGRAFLA İSTİFASINI BİLDİRDİ
Oyunda enteresan gelişmeler yaşandı elbette. Oyun öyle, pat diye çıkmıyor ortaya. Benin ilk rejilik deneyimim. Öğrendiklerimi uyguluyorum çalışırken. Şükran benim aldığım eğitimi almamış; alaylı, saraylı olayı çıkıyor ortaya. Doğuştan gelen bir yetenek vardı Onda. ‘Onu öyle yapmayalım’ gibi, ‘şunu şöyle yapılım’ gibi, deyim yerindeyse ukalalık yaptım, abarttım biraz da sanırım; bir gün bir telgraf geldi bana. ‘Ben bu rolden affımı rica ediyorum’ diye oynamayacağını bildirdi. Kısa süre sonra hiçbir şey olmamış gibi telefon ettim ve ‘Sizi provaya bekliyoruz yarın, prova şu saatte’ dedim ve kapattım. Ertesi günü geldi; sarıldık birbirimize. Sonra da âşık olduk birbirimize. Şükran Güngör benim için daima etkileyici bir kişiliğe sahipti. Onu ilk seyrettiğim zaman etkilenmiştim. O beni her zaman oyuncu kişiliğiyle etkilemiştir. Beni korkutan, etkileyen bir oyunculuk kişiliği vardı onun. O benim şansımdı; çok müstesna bir insandı O.

ÇİNE DEMEK BAYRAM DEMEKTİ
Şükran’la geçen her güne özlemim var benim. Çine’de birlikte geçirdiğimiz günlere ayrı bir hasretim. Çünkü Çine’ye gittiğimizde Şükran’a garip bir mutluluk gelirdi. Orada ikimizi de el üstünde tutarlardı. Çine’nin neyi meşhursa pişirilir, getirilirdi. Konu komşu harekete geçerlerdi; yiyecekler getirilirdi tabaklar dolusu. Biz ne zaman Çine’ye gitsek orada bir bayram yaşanırdı. Çine demek bayram demekti. O nedenle Çine’ye gitmekten her zaman çok hoşlandım. Her şeyden önce Şükran’ın ailesini çok sevdim. Annesini, babasını çok sevdim. Kardeşlerini çok sevdim. Onlar beni bağırlarına bastılar. ‘Aman, oğlumuz çocuklu bir kadın almış’ demediler. İyi ki de demediler, çünkü Şükran’ın çocuğu olmadı. Ben çok istedim ondan bir çocuğum olmasını ama olmadı. Çocuğunun olmaması onun için asla sorun olmadı.

O, BENİM KIZIMA BABALIK ETTİ
Ben kızım Leyla’ya hiçbir telkinde bulunmadım. İlk evlendiğimizde küçüktü daha Leyla. İlk başlarda ‘Şükran Bey’ diye seslendi. Sonradan ‘Şükran Amca ve Şükran Ağabey’ demeye başladı. Sonradan ‘Şükran Baba’ dedi. İlk baştan biliyordum: Şükran Leyla’yı sevecek ve Leyla Şükran’ı çok sevecek. Bunu biliyordum; ilk baştan tereddüdüm yoktu. Leyla’ya bir gün olsun ‘baba, de’ demedim. Kendiliğinden gelişti olaylar ve taşlar yerine oturdu. (HABER MERKEZİ)

Çine'nin gelini Yıldız Kenter hayatını kaybetti

ÖNEMLİ NOT: Bu sayfalarda yayınlanan okur yorumları okuyucuların kendilerine ait görüşlerdir.