Takip Et

Atatürk istismarı ve toplumsal yıkım

tvDEN ekranlarında yayınlanan Hukukçu, Sosyolog Dr. Zekai Savaşlar’ın sunduğu "Kuş Bakışı" programında bu hafta, toplumda kök salmış tehlikeli bir istismar biçimi daha ele alındı: Atatürk istismarcılığı. Geçtiğimiz programda bireysel ve toplumsal istismar türleri tartışılmış, din ve çocuk istismarı öne çıkan konular olmuştu. Bu hafta ise, istismar kavramının geniş tanımı ve Atatürk'ün şahsı üzerinden sürdürülen siyasi ve ideolojik çıkar oyunları derinlemesine masaya yatırıldı.

İSTİSMAR TANIMI VE TOPLUMSAL YIKIM

Savaşlar, istismar kavramının yalnızca bireysel düzeyde değil, toplumu bir bütün olarak ayrıştıran bir unsur haline geldiğini belirtti. İstismar kelimesinin Türkçedeki anlamına değinerek, insanların saflığı, iyi niyeti veya cehaleti üzerinden çıkar sağlama anlamında kullanıldığını ifade etti.

İstismarın bireysel olaylardan çok, toplumun farklı kulvarlara itilmesiyle daha tehlikeli bir hal aldığını vurgulayan Savaşlar, özellikle din ve Atatürk gibi hassas değerler üzerinden yürütülen istismar türlerinin toplumda kalıcı kutuplaşmalara neden olduğunu dile getirdi.

DİN İSTİSMARI ÜZERİNDEN KURULAN ALGILAR

Savaşlar , din istismarının yalnızca Türkiye'ye özgü bir mesele olmadığını, Hristiyanlık, Musevilik ve Budizm gibi inanç sistemlerinde de görüldüğünü ifade etti. Dinin, bireylerin psikolojik zayıflıklarından faydalanılarak toplum mühendisliği amacıyla kullanıldığına dikkat çekti.

Bir diğer önemli vurgusu ise, dinin kutsal figürlerinin doğrudan eleştirilemediği yerlerde, dolaylı saldırılar yapılarak inanç temellerinin sarsılmaya çalışıldığı oldu. Bu bağlamda, Hz. Peygamber'e yönelik iftiralarla İslam'a saldırı yapılmak istendiğini örnek gösterdi.

ATATÜRK İSTİSMARCILIĞI: CUMHURİYET HEDEFTE

Savaşlar , Atatürk düşmanlığının da benzer bir yöntemle işlendiğini belirtti. Atatürk'ün şahsına yönelik saldırıların nihai amacının Cumhuriyet rejimini hedef almak olduğunu, tıpkı İslam'a zarar vermek için Hz. Peygamber üzerinden yapılan saldırılara benzediğini ifade etti.

"Atatürk fanidir," diyerek Atatürk'ün kendi sağlığında dile getirdiği “Benim naçiz vücudum elbet bir gün toprak olacaktır, fakat Türkiye Cumhuriyeti ilelebet payidar kalacaktır.” sözlerine atıf yaptı.

ATATÜRK'E YÖNELİK MESNETSİZ ELEŞTİRİLER

Programda, Atatürk’e yönelik bazı eleştirilerin tarihsel bağlamdan koparılarak maksatlı bir şekilde gündeme taşındığı anlatıldı. Özellikle:

Halifeliğin kaldırılması: Zaten işlevsiz hale gelmiş bir kurumun tasfiyesi olduğu vurgulandı.

Alfabe Değişikliği: Okuma yazma oranının %3-5 olduğu bir ülkede bu değişimin "bir gecede cahil kalmak" anlamına gelmediği belirtildi.

Kadın Hakları Reformu: Kadınlara seçme-seçilme hakkı ve medeni haklar verilmesinin bir geri adım değil, büyük bir ilerleme olduğu ifade edildi.

Bu eleştirilerin, Sevr Anlaşması döneminde İngilizlerin desteklediği propagandaların devamı niteliğinde olduğu ileri sürüldü.

ATATÜRK'Ü SAVUNUYOR GİBİ YAPARAK İSTİSMAR EDENLER

Savaşlar , Atatürk’ü savunma adı altında başka istismar türlerinin de geliştiğini belirtti. Özellikle:

Atatürk'ü olduğundan farklı gösterenler: Onu adeta kutsallaştırarak bir dogma haline getirenlerin, Atatürk'e en büyük zararı verdikleri belirtildi.

Atatürk'ün Siyasi Kimliği: Atatürk'ün herhangi bir partinin, grubun ya da ideolojinin temsilcisi olmadığı, onun milli kimlik ve bağımsızlık temelinde hareket ettiği hatırlatıldı.

Özellikle sosyalist ve komünist ideolojilerin, Atatürk devrimciliği kavramını kullanarak kendi dünya görüşlerini meşrulaştırmaya çalıştıkları eleştirildi.

MİLLİYETÇİLİK VE CUMHURİYETİN DAYANAĞI

Atatürk'ün 1930’da yaptığı "Biz doğrudan doğruya milliyetperveriz, Türk milliyetçisiyiz" açıklamasına vurgu yapıldı. Cumhuriyetin temelinin, Türk camiasının milli kimliğine dayandığı, Türk kültürü ve değerlerinin yaşatılmasının cumhuriyetin güçlenmesinin ön şartı olduğu dile getirildi.

Buna rağmen, günümüzde milliyetçilikten uzaklaşan bazı çevrelerin, Atatürkçülüğü istismar ederek cumhuriyetin temellerine zarar verdikleri ileri sürüldü.

İSTİSMARIN SONUÇLARI VE UYARILAR

Program kapanışında Savaşlar, insanları kandırarak menfaat temin etmenin din, töre ve ahlaka aykırı olduğunu belirtti. "Ne istismar edelim ne de istismara uğrayalım" çağrısı yaptı. Atatürk'ün Türk milletinin ortak değeri olduğu ve hiçbir grubun siyasi çıkarları uğruna Atatürk’ü araçsallaştırmaya hakkı bulunmadığı vurgulandı. (ERDAL AYDIN) 

ÖNEMLİ NOT: Bu sayfalarda yayınlanan okur yorumları okuyucuların kendilerine ait görüşlerdir.