Yüksek Mimar Cemre Şahin Kazıcı, Aydın Adnan Menderes Bulvarı'ndaki eski yapıların deprem riski taşıyan yapıları ve bitişik nizam yapıların güvenliği ile ilgili önemli değerlendirmelerde bulundu. Kazıcı, özellikle bölgedeki eski yapıların, 1999 Gölcük depremi öncesi inşa edilmiş olmaları nedeniyle ciddi bir risk taşıdığını vurguladı. Adnan Menderes Bulvarı'nın birinci derece deprem bölgesinde yer aldığına dikkat çeken Kazıcı, eski binaların inşasında kullanılan malzemelerin ve inşaat tekniklerinin bugünün deprem yönetmeliklerine göre çok daha düşük seviyelerde olduğunu söyledi.
ESKİ BİNALARIN DEPREM RİSKİ
Kazıcı, özellikle 1958-1999 yılları arasında yapıldığı tahmin edilen binaların, o dönemdeki deprem yönetmeliklerinin yetersizliği ve yapı malzemelerinin kalitesizliği nedeniyle daha riskli olduğunu belirtti. "1999'dan önceki yapılar, deprem bölgesi bilinci yeterince gelişmeden inşa edilmiş ve o dönemdeki zemin etütleri yapılmadığı için, bu yapılar deprem açısından ciddi tehlike oluşturuyor" dedi. Şahin, o dönemde kullanılan C16 sınıfı beton ve düşük kaliteli demirlerin, yapıların dayanıklılığını zayıflattığını ifade etti. Ayrıca, o dönemin inşaat denetim sistemlerinin de bugünkü kadar güvenilir olmadığını ekledi.
BİTİŞİK NİZAM YAPILAR VE DEPREM RİSKİ
Adnan Menderes Bulvarı'ndaki yapılar arasındaki bitişik nizam da Kazıcı'nın üzerinde durduğu önemli bir başka konu oldu. "Bitişik nizam, her iki binanın duvarlarının ortak olduğu veya birbirine çok yakın olduğu bir yapı düzenidir. Günümüz yönetmelikleri ve inşaat teknikleriyle bu tür yapılarda güvenlik sorunları yaşanmıyor. Ancak eski binalarda, 1975 yılında zorunlu hale gelen deprem derzleri (iki yapı arasındaki güvenli boşluk) yoktu ve bu büyük bir risk oluşturuyor" diye konuştu.
Kazıcı, eski binalardaki bitişik nizamın, deprem sırasında yapılar arasında "çekiçleme etkisi" dediği bir durumu ortaya çıkarabileceğini, yani binaların birbirine çarpma riski taşıdığını belirtti. Bu durumun, yapının titreşim hareketleri sırasında birbirini itme ve zarara yol açma potansiyeli taşıdığını vurguladı. Ayrıca, binaların birbirine dayanarak yıkılması durumunda, binaların birlikte yıkılma riski taşır ve bu durum da deprem güvenliğini tehlikeye atar.
ZEMİN KAT DÜKKANLARI VE DEPREM RİSKİ
Kazıcı, bulvardaki binaların çoğunda zemin katların ticari alan olarak kullanıldığına dikkat çekti. Bu durumun, özellikle 1999 öncesi yapılarda, zemin katların "yumuşak kat" oluşumuna sebep olduğunu ve bu tür yapılarda depremde daha büyük riskler ortaya çıkabileceğini ifade etti. "Zemin katlardaki dükkanlar, yüksekliği fazla ve bölme duvarları bulunmadığı için üst katların dayanımını sağlayacak yapısal bütünlükten yoksundur" dedi. Ayrıca, zaman zaman zemin katlarda ticari alan yaratmak için kolonların kesildiği durumların görüldüğünü ve bunun da depremde yapının güvenliğini ciddi şekilde zayıflattığını belirtti.
YENİ YAPILARDA GÜVENLİK ARTIŞI
Kazıcı, günümüzdeki inşaat teknikleri ve denetim sistemleriyle yapılan binaların çok daha güvenli olduğunu ancak eski binaların güçlendirilmesi gerektiğini belirtti. 2011 yılından itibaren yürürlüğe giren yapı denetim sistemleri sayesinde yeni binaların çok daha güvenli hale geldiğini, 2019'da yapılan düzenlemeyle bağımsız denetim kuruluşlarının müteahhitlerle doğrudan ilişkilerinin kesildiğini ve bu durumun binaların güvenliğini artırdığını ifade etti. "2019 sonrası inşa edilen yapılar, önceki dönemlere göre çok daha güvenli" diyerek, vatandaşları bu binaları tercih etmeye çağırdı.
YAPI RİSK ANALİZİ VE GÜÇLENDİRME ÖNERİLERİ
Cemre Şahin Kazıcı, vatandaşlara binalarının deprem riski taşıyıp taşımadığını öğrenmek için uzman kuruluşlardan yapı risk analizi yaptırmalarını önerdi. "99 öncesi yapılar genellikle riskli olabilir, ancak her bina aynı risk düzeyini taşımıyor. Deprem yönetmeliklerinin minimum şartlarının üzerinde inşa edilen binalar da bulunuyor" dedi. Kazıcı, yapıları güçlendirmek ya da yenilemek için çeşitli yöntemlerin mevcut olduğunu, bu tür binaların güçlendirilmesinin veya uygun görülmeyenlerin yeniden yapılmasının gerektiğini söyledi.
Özellikle Adnan Menderes Bulvarı’ndaki bitişik nizam yapılarının güçlendirilmesi gerektiğine dikkat çeken Kazıcı, "Bu tür yapılar için sadece tek bir binanın güçlendirilmesi yeterli değil. Komşu binaların da güçlendirilmesi gerekebilir. Bu nedenle bölgesel bir çalışma yapılması şart" dedi.
Kazıcı, belediyeler ve kamu kurumlarının bu konuda daha hassas davranması gerektiğini ve bölgesel bir iyileştirme alanı yaratılması gerektiğini ifade etti. Ayrıca, devletin, vatandaşlara bu tür güçlendirme ve yenileme çalışmaları için teşvik ve destek sağlaması gerektiğinin altını çizdi.
DEPREM BİLİNCİ VE TOPLUM SAĞLIĞI
Kazıcı, "Deprem öldürmez, bina öldürür" anlayışının artık geride kaldığını, binaların aslında insanları koruyan yapılar olması gerektiğini vurguladı. "Deprem anında güvenli alanlarda bulunmak, tedbirsizlik ve yapı güvenliği eksiklikleri yüzünden çok daha büyük riskler taşıyor. Depremle yaşamayı öğrenmek ve sağlıklı yapılar için bilinçlenmek, hepimizin sorumluluğu" dedi.
Kazıcı, deprem bilincinin toplumsal bir mesele olduğunu ve tüm vatandaşların yapı güvenliğine önem vermesi gerektiğini belirterek sözlerini tamamladı. (SELİME AYDEMİR)
ÖNEMLİ NOT: Bu sayfalarda yayınlanan okur yorumları okuyucuların kendilerine ait görüşlerdir.