
Özel Medinova Hastanesi Nöroloji Uzmanı Uzman Doktor Ozan Sagut, tvDEN ekranlarında Hazal Bayık’ın hazırlayıp sunduğu Sağlık Vakti programının konuğu olarak migren hastalığı hakkında bilgi verdi.
Hastaların genellikle kendisine en çok baş ağrısı şikayeti ile başvurduklarını belirten Sagut, migreni şu ifadelerle tanımladı: “Primer baş ağrısı dediğimiz böyle migren gibi gerilim tipi baş ağrısı gibi altında başka bir hastalık yatmayan vücudun ya da beynin içinde bir hastalıktan kaynaklanmayan, normal beyindeki fizyolojik değişikliklerden ya da istemediğimiz bazı patolojik değişikliklerden ortaya çıkan Baş ağrılarıdır. Bunlar baş ağrılarının %95'lik grubunu oluşturur. Yani bunların altında kötü bir hastalık yatmaz. Diğer grup ise sekonder baş ağrıları dediğimiz %5'lik bir grubu oluşturur ve özelliği başka bir hastalıktan kaynaklanan bir şikayettir. Oluşan atak ve ağrıları migren aşısı ile tedavi edebiliyoruz”
"KADINLAR DAHA SIK MİGREN ATAĞI GEÇİRİYOR"
Migren hastalığının türlerinden bahseden Sagut, “Primer grup içinde üç ana baş ağrısı sayabiliriz. Migren, gerilim tipi baş ağrısı ve küme baş ağrıları diye üç gruba ayırabiliriz. Bunlar içinde en sık görülen baş ağrısı şeklidir. Birkaç yıl öncesine kadar gerilim tipi baş ağrısı sıklığı fazlaydı. Migrenin toplumsal açıdan bir önemi var. Tüm dünyaya bakarsak m%15 oranında migren görülme sıklığı var. Bizim toplumumuzda da yapılan bir çalışmada %16 bulunmuş. Yani 7-8 kişiden biri migren demek. Amerika'da yapılan bir çalışmada her yıl kadınların %18'i erkeklerinde %6'sına migren tanısı konulmakta. Migren hastalığı sık sık görülmesinin yanında migren ağrıları da çok şiddetli ağrılardır. Buna migren atağı diyoruz. Migren atağı kişinin ya da hastanın ev yaşantısını, iş yaşantısını, sosyal hayatını olumsuz etkileyebilmektedir. Sıklığı arttıkça da kişilerin üretkenliği ve 3 iş gücünü azalma olmaktadır. Bundan dolaylı olarak ekonomik olarak bir kayba yol açmaktadır” dedi.
Migrenin sebebinin bilinmediğini ifade eden Ozan Sagut, migren belirtilerini şu ifadelerle kaydetti: “Migrenin iki çeşidi vardır. Klasik olarak biz ikiye ayırırız; auralı migren ve klasik migren diye. Migren aslında bir ağrı değil bir ataktır. Birçok belirtisi olan bir nörolojik sendromdur. Migren ağrısı başlamadan bir iki gün kadar önce hastalarda bazı değişiklikler ortaya çıkar. Biz buna prodrom belirtiler deriz. Huzursuzluk, isteksizlik olabilir, duygu, durum değişikliği olabilir, vücutta ödem gelişmesi olabilir. Çok su içme, çok idrara çıkma gibi şeyler ortaya çıkar. Tecrübeli hastalar bu belirtilerle beraber yani benim artık bir iki gün sonra migren ağrım gelecek deyip kendini korumaya alırlar. Ağrı öncesinde ortaya çıkan bazı nörolojik belirtilerdir. Özellikle gözlerde bu ortaya çıkar, çok sık işte t-opsi dediğimiz cisimlerin hareket ediyormuş algısı, zikzaklar görme alanında bazı değişiklikler ortaya çıkabilir ya metamorfopsisi dediğimiz cisimlerin şeklinin değişmesi büyümesi küçülmesi gibi böyle illüzyonel görsel ilizyonlar ortaya çıkabilir."
“TEDAVİ EDİLMEZSE KRONİK MİGRENE DÖNÜŞEBİLİR”
Migren hastalığının tedavi edilmezse kronik migrene dönüşebileceğini vurgulayan Sagut, migrenin başka bir hastalığa dönüşmeyeceğinin de altını çizdi. Sagut, “Migren başka bir hastalığa kesinlikle çevirmez. Migren kendisi bir hastalıktır ama tedavi edilmesi mutlaka gerekir. Klasik tedaviler ve yeni çıkan yeni tedaviler diye klasik tedavilerde ağrı sırasında ağrıyı kesmeye yönelik akut ağrı sırasında verdiğimiz tedaviler bir de ağrı gelmesini önleyici profilaks dediğimiz tedaviler. Ağrı sırasında kullandığımız ilaçlar klasik birçok ağrı kesiciler olabilir. Migren ağrısı ortaya çıktıktan sonra bulantı kusma başladıktan sonra artık bu ilaçların etkisi migren ağrısını etkisiz oluyor. Korucu tedavi var, atak dışı tedavide burada amaç ağrı sıklığına ve şiddetini Azaltmaktır. Her hastayı uygulamayız. Mesela ayda bir migren olan hastalarımız var yılda bir migren atağı olan hastalarımız var. Ayda iki kere atak geçiren ve ağrılı gün sayısı 4'ün üzerinde olan hastalara profilaksi yani önleyici tedavileri öneririz . Burada kullanılan ilaçları günlük kullanılır günlük kullanıp en az 6 ay kullanmamız gerekiyor. Etkisi 6-8 hafta sonra ortaya çıkıyor” diye konuştu.
“SAĞLIKSIZ BESİNLER ATAKLARI TETİKLİYOR”
Migren ağrısını arttıran ya da azaltan bazı besinleri tüketmenin ağrıyı hafiflettiğini ifade eden Sagut, faydalı besinleri şu ifadelerle aktardı: “ Acı ve baharatlı yiyecekler başta geliyor. Çikolata özellikle sarımsak, soğan gibi şeylerin çiğ özellikle çok tüketilmesi çiğ halinde bazı peynir çeşitleri işte küflü isli peynirler tetikleyebilir. Fermente alkollü içecekler tetikleyebilir. Diğer alkol içecekler tetikleyebilir. Cips gibi böyle işte işlenmiş gıdalar, sağlıksız şeyler tetikliyor. Akdeniz tipi diyetle beslenenlerde de migren ağırlığını sıklığı azalıyor. Kahve bu noktada önemli. Kahveyi çok tüketmek migren ağrısını sıklığını arttırır”
“MİGREN BOTOKSU İLE AĞRILARA SON”
Botoksun migren hastalığında bir tedavi yöntemi olarak kullanıldığını ifade eden Sagut, “Botoks bir zehirdir. Yani bir toksindir. Kas felcine yol açan bir toksindir. Biz nöroloji pratiğinde botoksu çok sık kullanırız yani migren dış hastalıklarda da kullanılır. Çok küçük dozlarda kullanırız. Bizden başka branşlarda kullanılır yani tedavici amaçlı göz doktorları kullanır plastik cerrahlar kullanır. Mesela botoksun böyle tedavi edici özelliği var. Daha sonra güzellik uygulamalarına geçiyor, kırışıklıkları önlemek amaçlı kullanılıyor” dedi.
Migren aşısında bir tedavi yöntemi olduğunu belirten Sagut, “Yeni çıkan tedavilerden birkaç yıldır uygulanmakta. Ülkemizde yaklaşık bir iki yıl olmadı. Sık atak geçiren hastalara özellikle 3-4 atak geçiren hastalara uygulayabiliyoruz. Kronik migrenli hastalara uygulayabiliyoruz ya da hasta direkt kendisi tercih ederse uyguluyoruz. Bu da devlet tarafından karşılanmıyor. Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından bunu da hasta kendisi ücretini ödüyor. Türkiye zaten bir iki tane var hatta birisi çekildi. Ayda bir uygulanıyor. İlk ay iki tane yapıyoruz daha sonra ayda her ay bir tane 6 ay süreyle uyguluyoruz. Sonra tedaviye aldığımız yanıtına göre ara verip bekleyebiliyoruz” ifadelerini kullandı. (ALİYE GÖKCÜK)
ÖNEMLİ NOT: Bu sayfalarda yayınlanan okur yorumları okuyucuların kendilerine ait görüşlerdir.