Takip Et
  • 29 Aralık 2016, Perşembe

Çırağan Sarayı’ndaki bir düğün ve düşündürdükleri

Sevgili Aydın Denge gazetesi okurları, geçen hafta İstanbul Çırağan Sarayı’nda müteahhit Ali Ağaoğlu’nun kızının düğünün yapıldığını gazetenin magazin sayfalarında okudum. Gazeteden aldığım notlar şöyle: ‘Çırağan Sarayı’nda 600 kişilik bir düğün ve düğünde Türkiye’nin star şarkıcıları (Serdar Ortaç) bütün hünerlerini ortaya koyuyorlar. Gelin hanımın gelinliği 37 kilogram ağırlığında 300 bin euro karşılığında özel yapılmış. Yani 1 milyon 100 bin TL’lik bir gelinlik. Son 30 yılda hiç böyle bir rakamlık gelinlik duymamıştım. Çünkü ben 1982 yılında evlenmiştim, o gün eşime aldığım gelinlik subay aylık maaşımın 3’te birine tekabül ediyordu. Yani benim eşime aldığım gelinlikten Ağaoğlu’nun kızına alınan gelinlik 1200 kat daha fazlaydı. Gelin hanımın gelinliği büyük olduğu için de süit oda kiralanmış bir geceliği de 50 bin dolar imiş. Yani Çırağan Sarayı’ndaki zifaf gecesi için aile süit odaya 175 bin TL para ödemiş. Daha bitmedi, damat gelin hanıma 450 bin euro’luk bir pırlanta takmış, bütçesi ancak buna yettiği için. Ama kayınpederi Ali Ağaoğlu ise damadına altın kol saati yerine 30 milyon TL’lik Emirgan’da bir köşk hediye etmiş’

YAZIKLAR OLSUN

Gazeteden aldığım haberleri hiç dokunmadan sizlere aktardım. Kaynak olarak, 26.12.2016 tarihli Habertürk gazetesi magazin bölümüne bakarak beni de denetimden geçebilirsiniz. Ben bu haberi gazeteden okuduğum zaman hayrete düştüm. Dehşete kapıldım. Bu dehşetten hareketle, bu olayı sütunuma taşıma gereği hissettim. Bu olayı çeşitli açılardan yorumlayabiliriz. Ekonomik, dini, siyasi ve sosyal açılardan düşüncelerimizi ifade edebiliriz. Çünkü bahse konu olan ailenin bir iş adamı olması sebebiyledir. Olay 80 milyon T.C. vatandaşının önünde cereyan etmektedir. Türkiye asayiş noktasından 800 kilometrelik cephede hainlerle savaş halindeyken, 100’lerce polis, asker ve sivil vatandaşımızın vatan uğruna canlarını seve seve verdiği bir dönemde ve 15 gün içerisinde 46 polisimizin şehit olduğu yere 300 metre uzaklıkta bir sarayda yapılıyorsa bu düğün, hakkında 80 milyon vatandaşın fikrini beyan etme hakkı vardır. Ben de işte bu hakkımı kullanıyorum ve düşüncelerimi aşağıda açıklıyorum.

Sayın Ali Ağaoğlu, 2016 yılının Türkiye şartlarında içinde bulunduğumuz dönem bir Kurtuluş Savaşı dönemidir. Böyle bir dönemde cepheden bir anda 15, 20 şehidimiz geldiği haftada bu düğünü, bu korkunç ekonomik rakamlarla yapıyorsanız size söylenecek tek bir söz vardır: Yazıklar olsun!

Bu şehitlerin ahı sizin ahir hayatınızda size manevi bir huzursuzluk olarak geri döner, haberiniz olsun. Siz bu düğün olayını ülkenin içinde bulunduğu bir ortamda ‘hukuki hakkımdır istediğimi yaparım’ diye beyan ederseniz bu gerekçenizin sizi ve hiçbir insanı tatmin edemeyeceğini bilmenizi isterim. Çünkü hukukun bittiği yerde ahlak başlar, ahlakin bittiği yerde ise (Yani sözün bittiği yer) metafizik olgular başlar. Metafizik olgular ikiye ayrılır.

1) İlahi mükafat

2) İlahi azap

Bunun takdirini de insanlar yapamaz, ancak ve ancak Cenab-ı Hak yapar. Bu ilahi süreci size hatırlatma gereği hissediyorum.

İkincisi, sizin servetiniz üzerinde benim hakkım yoktur ama Allah’ın ölçüsüne göre fakirlerin hakkı vardır. Fakirlerin hakkının ne olduğunu, ödeme şeklini nasıl yapıldığını öğrenmek istiyorsanız. İstanbul İl Müftüsü ’nün yanına gidiniz, yanına giderken de mali müşavirinizi götürmeyi ihmal etmeyiniz.

İL MÜFTÜSÜ İLE GÖRÜŞÜN

Türkiye’de fert başına düşen milli gelir 10 bin dolar civarındadır. Türkiye’nin 40 vilayetinde ise fert başına düşen milli gelir 1000, 1500 dolar seviyesindedir. Yani Hakkari’de yaşayan bir vatandaşımız yılda 3 bin 500 TL gelirle 12 ayını geçirmektedir. Hakkari’de vatandaşımız 12 ayını bu parayla geçirirken, Sayın Ali Ağaoğlu bir düğün için gazete haberlerine göre 40 milyon TL para harcayarken korkunç tezatların yaşandığı bir ülkede sosyal barış gerçekleşebilir mi? Bu barışın gerçekleşmemesinde Sayın Ağaoğlu’nun büyük etkisinin ve vebalinin olduğunu düşünüyor ve inanıyorum.

Her şeyden önce bu düğünün dini açıdan da bir israf eylemi olduğunu hatırlatmak istiyorum. Çünkü aynı düğünü Anadolu’da 10, 15 bin lirayla yapan aileler var. İsraf olup olamadığını da İstanbul İl Müftüsü ile görüşerek öğrenebilirsiniz. Bu açıdan size şunu teklif ediyorum; Bu düğünde yaptığınız 40 milyonluk düğün masrafı kadar İstanbul’daki fakir insanlara aynı miktarda yardım yaparsanız manevi ve ahlaki açıdan kurtulacağınıza inanıyorum. Bu, devletin Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğü tarafından yapılırsa daha adil bir taksim yapılmış olur. Ben yazıma son verirken bir yurttaş kardeşiniz olarak, sizi uyarmayı tarihi bir görev olarak üzerime aldığımı belirtmek isterim. Unutmayınız ki bu servetinizin siz iki numaralı sahibisiniz. Bu servetin bir numaralı sahibi ve gerçek sahibi Cenab-Hak’tır. Bu size hatırlatmak istiyorum. Umarım bundan sonraki düğünlerinizi Cenab-ı Hak’ın ve halkımızın memnun olabileceği düğünler olarak yapmanız dileğiyle… 

ÖNEMLİ NOT: Bu sayfalarda yayınlanan okur yorumları okuyucuların kendilerine ait görüşlerdir.