Prof. Dr. Didem Evci Kiraz, iklim değişikliğinin halk sağlığı üzerindeki çok yönlü etkilerini ve alınması gereken önlemleri değerlendirdi.
TRT Radyo 1'de yayımlanan "İklimin Geleceği" programında, Aydın Adnan Menderes Üniversitesi Tıp Fakültesi Halk Sağlığı Ana Bilim Dalı'ndan Prof. Dr. Didem Evci Kiraz, iklim değişikliğinin halk sağlığına yansımalarını ve bu küresel tehdide karşı alınabilecek önlemleri tartıştı. Halk sağlığının iklim değişikliğine olan duyarlılığını göz önünde bulundurarak, iklim değişikliğinin ortaya çıkardığı yeni sağlık sorunlarını ve sağlık sektörüne düşen sorumlulukları vurguladı.
İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ SAĞLIK ÜZERİNDE NASIL BİR YÜK OLUŞTURUYOR?
Sunucu, iklim değişikliğinin hastalıkların görülme sıklığını artırarak sağlığı doğrudan tehdit ettiğine dikkat çekti ve bu doğrultuda Avrupa'daki tıp fakültelerinin iklim kaynaklı hastalıklara karşı müfredatlarını genişlettiklerini belirtti. Prof. Dr. Didem Evci Kiraz, bu gelişmeleri değerlendirerek iklim değişikliğinin halk sağlığı üzerindeki etkilerini aktardı:
“İklim değişikliğinin sağlık üzerindeki etkileri hızla çeşitlenerek devam ediyor. Aşırı hava olayları, su kaynaklarında değişim, deniz seviyesinin yükselmesi, sıcak ve soğuk hava dalgaları, hava kalitesinde bozulma ve ultraviyole radyasyon artışı gibi faktörler, birçok yeni sağlık sorununa yol açıyor. Solunum ve kalp-damar hastalıklarındaki artış, bulaşıcı hastalıkların yaygınlaşması, yeni ve yeniden görülen hastalıklar, ruh sağlığı sorunları gibi pek çok durumla karşı karşıyayız.”
KÜRESEL SAĞLIK YÜKÜ ARTACAK
Sunucu, 2024'te on yaşında olan bir çocuğun, 1970'te on yaşında olan bir çocuğa göre çok daha fazla iklim riskine maruz kalacağını belirtti ve bunun halk sağlığındaki yansımalarını sordu. Kiraz, iklim değişikliğinin sağlık sektöründe artan bir yük oluşturacağını vurguladı:
“İklim değişikliğinin sağlık yükünü artırdığını söylemek yanlış olmaz. Sağlık sektörüne iklim uyumu, daha fazla hastalık yükünü göğüslemesi gerektiğini ortaya koyuyor. Özellikle aşırı sıcak ve soğuk hava olayları, gıda güvenliği sorunları, iklime bağlı olarak artan vektörler ve bulaşıcı hastalıklar gibi birçok sorun toplum sağlığını tehdit eder hale geldi.”
PANDEMİ VE İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ KESİŞİMİNDE RUH SAĞLIĞI
Sunucu, pandemi döneminde yaşlılarda artan ölümler ve kısıtlamaların ruh sağlığı üzerindeki olumsuz etkilerinin iklim değişikliğine hazırlık bağlamında ele alınması gerekliliğini gündeme getirdi. Kiraz, pandeminin, iklim değişikliğinin yaratacağı muhtemel salgınlar konusunda bir uyarı niteliği taşıdığını belirtti:
“Pandemi dönemi, iklim değişikliğine bağlı olarak daha sık yaşanabilecek epidemi ve pandemilere hazırlık açısından önemli bir uyarıydı. Aşırı sıcaklıklar, bulaşıcı hastalıkların artışı ve ruh sağlığı sorunları gibi durumlar, sağlık sisteminin bu tür olağanüstü koşullara uyum sağlaması gerektiğini gösteriyor. Yaşlıların sıcak çarpması ve susuz kalma gibi risklerle baş başa kaldığını göz önünde bulundurarak, sağlık hizmetlerinde yaşlılara yönelik de önlemler almak önemlidir.”
İKLİM ZİRVESİNDEN BEKLENTİLER
Sunucu, Bakü'de yapılacak olan Birleşmiş Milletler İklim Zirvesi (COP29) hakkında konuşarak, iklim finansmanı ve gelişmekte olan ülkeler açısından alınacak kararların önemine değindi. Prof. Dr. Didem Evci Kiraz, zirveden beklentilerini şöyle özetledi:
“COP29'da bir sorun yaşanmazsa orada olacağım. Özellikle 18 Kasım’daki sağlık gününde konuşmacı olarak yer alacağım. Sağlık hizmetleri ve sağlık sistemi üzerinde iklimin etkileri daha fazla merkeze alınmalı. Sağlığı önceleyen bir yaklaşımı COP29'da da yaygınlaştırmaya çalışacağız. İklim değişikliğine duyarlı sağlık sistemleri inşa etmek, dünya genelinde bir sağlık politikası haline gelmeli.”
SAĞLIKLI İKLİM REÇETESİ NEDİR?
Programda, iklim dostu bir sağlık yaklaşımı olarak önerilen “sağlıklı iklim reçetesi” konusu da gündeme geldi. Prof. Dr. Kiraz, yeşil reçete olarak da bilinen bu kavramın temelini açıkladı:
“Sağlıklı iklim reçetesi, iklim dostu sağlık eylemlerinin bir araya getirildiği bir rehberdir. Bireylerin ve toplumun günlük yaşamında sürdürülebilir ve çevre dostu uygulamalara yönelmesini içerir. Bisiklet kullanımı, yürüyüş gibi faaliyetler; temiz enerji kullanımı ve yerel çevre etkinliklerine katılma, çevreye dost eylemler arasındadır.”
GENÇLER VE KADINLAR İKLİM EYLEMLERİNDE DAHA FAZLA DESTEKLENMELİ
Programın sonunda sunucu, gençler ve kadınların iklim değişikliğinin etkilerinden en çok etkilenecek gruplar arasında olduğuna değinerek, COP29'daki oturumda ele alınacak konular arasında bu kesimlere yer verilip verilmeyeceğini sordu. Prof. Dr. Kiraz, bu konunun zirvede gündeme taşınacağını belirtti:
“Gençler ve kadınlar, iklim değişikliğine karşı mücadelede öncelikli olarak desteklenmesi gereken gruplar. Onlardan geleceği koruyacak iklim liderleri olmalarını bekliyoruz, ancak onların karşılaşacağı zorlukları göz ardı etmemeliyiz. Kadınların iklim dostu tüm eylemlerde aktif rol alması teşvik edilmeli ve gençlerin iklim uyum programlarıyla desteklenmesi gerekiyor.”
Son olarak, COP29'un iklimin sağlığa etkileri konusunda farkındalık yaratacağı ve sağlık sektörünün küresel iklim politikalarının ayrılmaz bir parçası olarak konumlandırılacağı umudunu paylaştı. (GÖNÜL ÇATALKAYA)
ÖNEMLİ NOT: Bu sayfalarda yayınlanan okur yorumları okuyucuların kendilerine ait görüşlerdir.