Takip Et
  • 28 Ekim 2024, Pazartesi 15:27

Aydın'ın büyüttüğü koca çınar

Ege Üniversitesi Su Ürünleri Fakültesi’nin kurucularından olan ve Türkiye’de su ürünleri alanında öncülük eden Prof. Dr. Atilla Alpbaz, Karacasu’da başlayan hayat yolculuğunu, akademik kariyerindeki başarıları ve emeklilik yıllarındaki sanat tutkusuyla birleştirdi. Çocukluk yıllarından gelen balıkçılık merakının su ürünlerine ilgisini artırdığını ifade eden Alpbaz, “Mesleğim benim hobim gibiydi; severek yaptım ve bu yüzden hiç yorulmadım,” diyerek bilime adadığı hayatını özetledi.

İlkokulu Karacasu’da, ortaokul ve liseyi Aydın’da tamamlayan Alpbaz, 1960 yılında girdiği üniversite sınavında başarısız olunca askerliğini yedek subay olarak yapmış, ardından Ziraat Fakültesi'ne girme şansını elde etmişti. Ziraat Bankası’ndaki kısa bir deneyimden sonra, akademiye dönme kararını aldığı o dönemi anlatırken, “Değerli hocam Reşit Sönmez’in teşvikiyle akademik hayatı denemek istedim. O gün verdiğim karar, hayatımı yeniden şekillendirdi,” şeklinde konuştu.

SU ÜRÜNLERİ ALANINDAKİ ÇIĞIR AÇICI ÇALIŞMALAR

1968 yılında evlenip, doktorasını tamamlayan ve doçentliğe yükselen Alpbaz, su ürünlerinin Türkiye’de gelişmesi adına sayısız proje yürüttü. İngiltere’de koyun genetiği üzerine yaptığı araştırmalar sırasında su ürünlerine yönelme kararı aldığını dile getiren Alpbaz, İngiltere’de bir balık havuzunu inceleyişini şöyle aktardı: "O gün, ‘Balık tavuk gibi yetiştirilir mi?’ sorusunu sorduğum an, mesleki hayatımın dönüm noktası oldu. Türkiye’ye döndüğümde su ürünleri üzerine çalışmaya karar verdim." Türkiye’de ilk Su Ürünleri Fakültesi’nin kurucusu ve ilk dekanı olarak, bu alanda önemli bir yere sahip olan Alpbaz, ülkenin su ürünleri sektöründe gelişmesine büyük katkı sağladı.

MÜZİK İLE GELEN SANAT TUTKUSU

Emeklilik yıllarında sanata yönelme hikayesini anlatan Alpbaz, pandemi döneminde beste yapmaya başlamış ve ilk bestesini kızına ithaf etmişti. İlk bestesiyle ilgili olarak, “Canım kızım, can kızım diyerek başladım; bu melodiyi doğum günü için bir hediye olarak düşündüm, arkadaşlarım beğendi ve devamı geldi,” sözleriyle anlattı. Şimdiye kadar 10-12 esere imza atan Alpbaz, amatör bir müzisyen olarak kendini geliştirmeye devam ettiğini belirtti. Sanat müziğine olan ilgisini ve amatörlükle profesyonellik arasında gidip gelen besteciliğini ise esprili bir şekilde şöyle özetledi: “Müziğim amatör, ama dostlar çok beğeniyor. Çoğu zaman çaldığım makamın adını bilmiyorum; bir bestemi Hüzzam yapmaya çalışmışken, Hicaz çıktığını fark ettik. Bu, sohbetlerimize keyif katıyor.”

Prof. Dr. Atilla Alpbaz, babası Salih Alpbaz’ın hazırladığı ancak yayımlayamadığı iki kitabın değerini şu sözlerle dile getirdi:

“Babam Salih Alpbaz, Karacasu’nun tarihine dair iki önemli eser kaleme almıştı: Karacasulu Koca Rüştü ve Zurnacı Ali Efe. Ancak, bu kitaplar ne yazık ki onun yaşadığı dönemde yayımlanamadı. Babamın 1979’daki vefatının ardından bu iki eseri yayınlamayı kendime vasiyet bildim. Karacasu’nun tarihine ışık tutacak bu belgelerin, özellikle Karacasulu hemşehrilerim için çok kıymetli bir miras olduğuna inanıyorum. Zurnacı Ali Efe’nin hayat hikayesi, bizzat babama anlatarak yazdığı bir eser. Bu kitap, İstiklal Savaşı döneminde bölgedeki mücadeleler ve efelerin yaşamları hakkında oldukça ilginç bilgiler sunmaktadır.”

KARACASU’YA YAZILAN BİR BESTE

Memleketine olan bağlılığını müziğe taşıyan Alpbaz, Karacasu için yaptığı beste sürecini ise şu sözlerle anlattı: "Başta başka bir yazarın şiirini bestelemek istemiştim; ancak izin alamayınca, memleketime ait bir şiiri kullanmak istedim. Kardeşim Güven Elbaz’ın şiirini seçtim ve güzel bir eser ortaya çıktığını düşündüm." Karacasu’ya yazdığı bu beste, memleket özlemi ve vatan sevgisinin sanattaki ifadesi oldu.

GENÇ SANATÇILARA İLHAM VERDİ

Türkiye’de konservatuvarların açılmasını büyük bir gelişme olarak değerlendiren Alpbaz, "Eskiden olsaydı, birçok yetenekli sanatçı çok daha başarılı olurdu. Genç yeteneklerin desteklenmesi gerektiğine inanıyorum," diyerek sanata verdiği önemi vurguladı. Gençlerin sanat ve bilime ilgisini görmekten mutluluk duyduğunu belirten Alpbaz, hâlâ üretmeye devam ettiğini ve yeni besteleriyle Türk müziğine katkı sunmak istediğini belirtti. (SELİME AYDEMİR)

ÖNEMLİ NOT: Bu sayfalarda yayınlanan okur yorumları okuyucuların kendilerine ait görüşlerdir.