Takip Et
  • 26 Aralık 2024, Perşembe 16:03

"İşçi çocukları üniversiteyi nasıl okuyacak?"

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Aydın Milletvekili ve TBMM Adalet Komisyonu CHP Grup Sözcüsü Süleyman Bülbül, Türkiye Adalet Akademisi Kanunu Teklifi'nin görüşüldüğü TBMM Adalet Komisyonu toplantısında dikkat çekici açıklamalarda bulundu.

Bülbül, adaletin yalnızca mahkemelerde değil, yaşamın her alanında sağlanması gerektiğini vurguladı ve asgari ücret üzerinden ekonomik adaletsizliğe tepki gösterdi.

“ADALET HAYATIN HER ALANINDA SAĞLANMALI”

Bülbül, gelir dağılımı, vergi, eğitim ve sağlık gibi alanlarda adaletin eksik olduğunu belirterek, "Türkiye'de adalet sadece adliyelerde değil, toplumun her alanında sağlanmalıdır. Ancak bugün açıklanan 22 bin 104 TL’lik asgari ücret, TÜRK-İŞ, HAK-İŞ ve DİSK'in belirlediği açlık sınırının altında kalmıştır. Çalışanların yüzde 45’i asgari ücretle geçinirken, bu oran açıkça yetersizdir" dedi.

Bülbül, enflasyon oranlarının dikkate alınmadığını ifade ederek, "TÜİK verilerine göre yüzde 48'e ulaşan enflasyona rağmen, asgari ücrette yapılan artış yalnızca yüzde 30 düzeyindedir. Bu durum, çalışanların ekonomik olarak daha da zor bir döneme girdiğini gösteriyor" ifadelerini kullandı.

“İŞÇİ ÇOCUKLARI ÜNİVERSİTEYE ULAŞAMAYACAK”

Süleyman Bülbül, ekonomik zorlukların eğitim üzerindeki etkisine de dikkat çekti. Kendi geçmişine atıfta bulunarak, "Bir işçi çocuğu olarak İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi’ni bitirdim ve meslek sahibi oldum. Bugün asgari ücretle geçinmeye çalışan bir ailenin çocuğu üniversiteye nasıl gidebilir? Evini geçindiremeyen insanlar, çocuklarının eğitimine nasıl bütçe ayırabilir?" diye sordu.

“ANAYASASIZLIK VE YASAMA YETKİSİNİN TASFİYESİ”

Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'ni de eleştiren Bülbül, sistemin yasama yetkisini işlevsiz hale getirdiğini öne sürdü. "Cumhurbaşkanlığı kararnameleriyle yasama yetkisi gasp edildi. Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edilen düzenlemeler, yasama organının devre dışı bırakıldığını açıkça göstermektedir" dedi.

“KORKU İKLİMİ YARATIYORSUNUZ”

Bülbül, Dezenformasyon Yasası ve ilgili düzenlemelerle basın özgürlüğünün kısıtlandığını iddia ederek, "Muhaliflerin sesini kısmak ve topluma korku iklimi yaymak amacıyla bu yasalar kullanılmaktadır. Basına sansür uygulanıyor, özgürlükler kısıtlanıyor" ifadelerini kullandı.

“TÜRKİYE NORMALLEŞMELİDİR”

Sözlerini yeni anayasa tartışmalarına değinerek sürdüren Bülbül, "Anayasa’ya saygı göstermeyenlerin özgürlükçü ve kapsayıcı bir anayasa yapabileceğine inanmıyoruz. Türkiye'nin normalleşmesi ve hukukun üstünlüğünün sağlanması için sandık bir an önce vatandaşın önüne getirilmelidir" dedi.

Bülbül’ün açıklamaları, hükümetin ekonomik ve hukuki politikalarına yönelik eleştirilerinin yanı sıra toplumsal adaletsizliklere dair önemli mesajlar içerdi. (ERDAL AYDIN)

ÖNEMLİ NOT: Bu sayfalarda yayınlanan okur yorumları okuyucuların kendilerine ait görüşlerdir.