KARA 2020
8 Şubat 2020, CumartesiTweet |
Haftalar öncesinden hazırlanarak renkli görüntülerle girdiğimiz 2020 yılı daha ilk günlerinde kapkara bir yıla döndü. Büyük umutlarla beklediğimiz ve birbirimize ‘güzel bir yıl olsun’ dilekleri sunduğumuz yeni yılın daha ilk günlerine felaketler, kazalar ve ölümcül virüsler damga vurdu.
2020’ye girerken sosyal medyada, telefonların mesaj kutularında, televizyonlarda dönen reklamlarda, gözün gördüğü her alanda ‘mutlu yıllar’ mesajlarını gördük. Hepimiz 2020’nin bize uğur ve şans getirmesini dileyerek büyük umutlar besledik. Güle oynaya ilk günlerini yaşamaya başladığımız yeni yılın daha ilk haftalarında Türkiye ve dünya gündemine yansıyan gelişmeler adeta ‘yılın geri kalanında daha neler göreceğiz acaba?’ sorusunu akıllara getirdi.
Yaşanan kötü olaylar Türkiye dışında başladı. İran-ABD gerilimi olası bir savaşın kapıda olduğunun habercisi gibiydi. 3 Ocak’ta Kasım Süleymani’nin ABD tarafından öldürülmesi, 7 Ocak’ta Süleymani’nin cenazesinde 50 kişinin yaşamını yitirmesi komşu İran’da şok etkisi yarattı. Tüm dünyayı etkileyen İran-ABD gerilimde Ukrayna Havayolları’na ait yolcu uçağının düşmesi ve 176 kişinin yaşamını yitirmesinin ardındansa dünyanın gözü İran’a çevrildi.
Komşuda bunlar yaşanırken takvimler 12 Ocak 2020’yi gösterdiğinde dünyanın bir ucu Filipinler’de Taal Yanardağının patlaması sonucu binlerce insan evlerinden oldu. Aradan henüz 2 gün geçmişti ki Pakistan’dan çığ felaketi haberi geldi. Keşmir bölgesinde meydana gelen olayda 57 kişi hayatını kaybetti.
İlerleyen günlerde daha da uzaklardan can sıkıcı haberler gelmeye devam etti. Yangınlarla mücadelesine devam eden Avustralya’da milyarlarca hayvan hayatını kaybetti. Yangınların sardığı adada 25 kişi öldü, milyonlarca hektar alan küle döndü.
Uzak Doğuya gittiğimizde ise dünyanın gündemine oturan bir salgın başladı. Koronavirüs nedeniyle Çin’de bazı bölgeler karantina altına alındı. Dünyanın en kalabalık nüfusuna sahip ülkesi Çin’de 700’e yakın insan koronavirüs nedeniyle hayatını kaybetti. Eğer bir çözüm bulunamazsa belki de 2020’de en önemli konumuz koronavirüs olacak.
Ülkemize dönecek olursak Elazığ ve Malatya’da yaşanan 6.8 büyüklüğündeki deprem yüreklerimizi dağladı. 41 kişinin ölümüne sebep olan depremde 2 bine yakın kişi yaralandı. 24 Ocak’ta yaşanan deprem felaketi bize yeniden ‘deprem değil bina öldürür’ sözünü hatırlattı.
Deprem felaketinin ardından yaralarımızı sarmaya başlamıştık ki Suriye’de bulunan Türk askerlerinin gözlem noktasına saldırı yapıldı. Saldırıda 8 askerimiz şehit düştü. Ülkenin dört bir yanında acı ve gözyaşı vardı.
Aradan birkaç gün geçti. Van’dan üst üste acı haberler gelmeye başladı. Van’da meydana gelen çığ felaketinde 41 kişi hayatını kaybettiği. Acı olayda Aydın Çineli Jandarma Uzman Çavuş Muammer Keskin de bölgeye yardımda giden askerler arasındaydı. Kahraman askerimizin şehadet haberini alan Aydınlılar acı üstüne acı yaşadı. Aynı gün İstanbul’da uçağın pistten çıkması nedeniyle 3 kişinin hayatını kaybetmesi, Şubat ayının da felaketlerle geçeceğinin mesajını veriyor gibiydi.
Felaketler, kazalar, ölümcül virüsler ve bunlara ek olarak kapımızda beliren olası savaş işaretleri, 2020’nin tüm dünya için zor geçeceğine işaret ediyor. Üstelik Manisa’da meydana gelen küçük ve orta büyüklükteki depremler, Ege’de yaşanacak büyük bir depremin işareti olabilir mi? Bu soruyu da insan aklından çıkaramıyor.
Umarım 2020 bundan sonra güzel geçer. Hepinize sağlıklı günler dilerim sevgili Denge okurları.