Takip Et
  • 11 Kasım 2021, Perşembe

KÜFÜRBAZ...

İnsan neşe, şaşkınlık, pişmanlık, acı veya öfke durumlarında bir refleks olarak kolaylıkla küfür edebilir. Düşünmeden yapılan bu eylem duyguların dışa vurumunun en basit halidir. Küfreden insan bu eylemiyle kendini daha rahat hissederken, küfrün muhatabını yaralar ve rencide eder. Çünkü küfürde kutsallara ve tabulara saldırı vardır...

Bazen bir küfürle birkaç kutsala saldırılmış olur. Böylesi bir durumda küfrün muhatabında oluşacak yaranın büyüklüğü daha da fazla olmaktadır.

Küfür ve hakaret haklılığın değil, edepten yoksunluğun ve kendini ifadedeki acziyetin bir göstergesidir. Yalnızca kendisini ifade etme yetisi gelişmemiş insanlar küfre sığınır ki, bu durum beyinsel az gelişmişliğin de bir göstergesidir.

Konunun uzmanlarına göre, küfür etmenin en önemli nedenleri arasında, kişinin kendisinde eksik ve yetersiz gördüğü yanları kapatma çabası bulunmaktadır.

Kişi, haksız olduğunu kabullenemediği durumlarda, haksızlığını örtmek amacıyla, hakaret yoluna başvurabilmektedir.

Hiçbir toplumda ve inanç sisteminde hoş karşılanmayan küfrün sahibine küfürbaz denir.

Küfürbazlar, karşı koyamayacaklarını düşündükleri için, hem fiziksel hem de duygusal olarak kendilerinden daha zayıf veya statü olarak daha aşağıdakileri hedef seçerler. Böylece kendi içlerinde yaşadığı yetersizlik hislerinin açığa çıkmayacağından emin olur ve kendilerini daha güçlü hissederler.

Aslında doğada güçlü olanın zayıf olanı ezme psikolojisinin altında yatan en basit temel neden de budur. Kişi, kendisini ne kadar yüksekte görürse, oradan düşmesi de o kadar can yakacağından, düşmemek için her türlü yola başvuracaktır. Bu durum psikolojide narsizm olarak adlandırılır. Narsist kişiler empati yapamaz ve karşılarındakilerin duygu ve hislerini anlayamazlar. Onlara göre her zaman kendileri haklıdır...

Bütün bunları neden anlattığımın sebebini, gündemi takip eden okuyucularım çoktan anlamışlardır.

Bilindiği üzere milliyetçi geçinen bir parti genel başkanının Bingöl ziyaretinde parti grup başkanvekilinin bir şehit ağabeyine ağza alınmayacak sinkaflı küfürler etmesi, son bir haftadır ülkenin en önemli gündem maddelerinden birini oluşturdu.

Sabıka dosyası oldukça kabarık olan bu küfürbaz milletvekili, tek cümlelik küfrüyle aynı anda hem kadın, hem şehit ve hem de milliyetçiliğe ait bütün değerleri yerle yeksan eyledi...

Söz konusu küfürbazın vukuat dosyasında neler yok ki;

Devlet arazisine kaçak çiftlik dikmek, çiftliğinin görüntülerini çeken muhabiri adamlarına dövdürüp linç ettirmek, Şehit Kaymakam Muhammed Fatih Safitürk'ün babası Asım Safitürk'e TBMM'de hakaret etmek, kamu bankalarından aldığı milyon dolarlık kredileri buharlaştırmak ve son olarak da şehidin kız kardeşine ağza alınmayacak küfürler etmek...

Malum iğrenç olayın kamuoyunda duyulması sonrasında yurdun dört bir yanından tepkiler yağdı. Kadın, şehit ve gazilere ilişkin dernekler başta olmak üzere, pek çok sosyal oluşum ve milyonlarca vatandaş malum olayı kınadılar ve küfürbazın istifasını istediler. Çünkü, yaşananlar yenilir yutulur cinsten değildi...

Peki söz konusu şahıs ve partisinin olay karşısındaki tavrı ne oldu?

Bu küfürbaz milletvekili, partisinden ve hatta milletvekilliğinden istifa etmek gibi onurlu bir davranış yerine, göstermelik bir özürle rezaletinin üzerini örtmeye çalıştı. Üstelik özrü, ne küfür ve hakaret ettiği şahıstan, ne şehit ailelerinden, ne de Bingöllüler'den değil, sadece partisinden, partililerinden ve genel başkanındandı. Öte yandan, malum şahsın genel başkanı ve parti yetkili organları, ne yazık ki  şehit abisini provakatör olarak suçlamaktan daha da ileri gidemediler...

Son söz;

Küfür etmek psikolojik bir rahatsızlık belirtisi, şehid yakınlarına küfretmek onursuzluk, kızkardeş özelinde kadına küfretmek ise ahlaksızlıktır...

Esen Kalın...

ÖNEMLİ NOT: Bu sayfalarda yayınlanan okur yorumları okuyucuların kendilerine ait görüşlerdir.