Takip Et
  • 5 Mayıs 2022, Perşembe

KÖRLER ÜLKESİNDE YA KRALSIN YA SEFİL...

Büyük felsefeci ve bilgin Erasmus'un "Körlerin ülkesinde tek gözlü insan kral olur" sözünü söylediğinden bu yana asırlar geçti. Sözün ortaya koyduğu teori hala geçerliliğini muhafaza etmekle birlikte, ne yazık ki pratikte pek geçerliliği kalmadı. Cenap Şehabettin'in yaklaşık bir asır önce söylediği gibi, artık körler ülkesinde görmek suç sayılmakta...

Okumayan, televizyon haberleri ile doğruları bulmaya çalışan, sosyallik adına hiçbir faaliyeti olmayan insanların çoğunluğu oluşturduğu toplumda "kültürlü olmak" neredeyse suç haline geldi...

Çoğu insanın üç maymunu oynadığı çağımızda, artık "dürüst olmanın" pek kıymeti harbiyesi kalmadı...

Üçkağıtçılık, dolandırıcılık, yalan ve zulmün kol gezdiği dünyamızda adalet artık mumla aranır oldu...

Neredeyse her alandaki toplumsal bozulma ve yozlaşma artınca, toplum birbirine düşman kesildi. Birbirine düşman insanların oluşturduğu toplumda da doğruya yer kalmadı ve normal insanlar ayıplanıp dalga geçilir hale geldi...

Tıpkı şu hikayede olduğu gibi;

Tilkinin kuyruğu kayaya sıkışınca, kurtulmak için kuyruğunu kesmek zorunda kalmış. Daha sonra bir başka tilki onu gördüğünde "Kuyruğunu neden kestin" diye sormuş. Kuyruğu kesik olan, "Böyle o kadar mutluyum ki,  adeta sevincimden havalara uçuyorum" demiş.

Bunun üzerine diğer tilki de kuyruğunu kesmiş. Fakat mutlu olmak yerine şiddetli bir acı çekince hemen tilkiye gelip, "Neden bana yalan söyledin, çok canım acıdı" demiş.

Tilki, "Sakın böyle konuşma. Eğer acı çektiğini diğer tilkilere söylersen, onlar asla kuyruğunu kesmez ve hep bizimle dalga geçerler" demiş.

Bu iki tilki her fırsatta diğer tilkilere "çok mutlu oldukları" yalanını söylemişler. Bunun üzerine diğer tilkilerin çoğu da kuyruklarını kesmiş.

Çoğunluk kuyruğu kesiklere geçince, kuyruğu kesik olanlar kuyruğu olanlarla dalga geçip onlara eziyet etmeye başlamışlar. Çünkü güç artık onlardaymış...

İşin özü şu;

Toplum, her zaman kendinden farklı olanı dışlama eğilimindedir. Bu dışlama bazen o kadar ileriye gider ki, düşünce ve ruhsal boyuttan fiziksel dışlamaya kadar ulaşabilir. Kısacası, körler ülkesinde gören bir insan olmak, zor zananattir. Ya kral olursun, ya sefil...

Peki, böylesi bir gerçek ortadayken bize düşen nedir?

Oturup kaderimize razı olmak mıdır?

Ya da doğruları söylemekten vaz geçip susmak ve başkalarının yalanlarına inanmak mıdır?

Yoksa her daim hakkı tutup kaldırmak mıdır?

Tabi ki bize yakışan, haksızlıklar karşısında susmamak, her daim doğruyu söylemek ve cesur olmaktır.

Victor Hugo'nun da dediği gibi, “Namuslular da namussuzlar kadar cesur olmalı” ki, ülke kurtulsun, dünya kurtulsun.

Bertrand Russell, "Dünyanın sorunu, akıllılar hep kuşku içindeyken, aptalların küstahça kendilerinden emin olmalarıdır" demektedir.

Cemil Meriç ise, “Bu memlekette sağcı-solcu, ilerici-gerici yoktur; bu memlekette namuslu ve namussuzlar vardır. Siz namuslulardan olun" diye nasihatte bulunmaktadır.

Fakat bu husustaki sözlerin en güzelini Yüce Peygamberimiz söylüyor;

“Hakkı söyleyin, korkmayın! İnsanların korkusu sizi hakkı söylemekten men etmesin. Hakkı söyleyin, çünkü hakkı söylemek, ecelinizi size yaklaştırmadığı gibi, rızkınızı da sizden uzaklaştırmaz.”

O halde susmamak lazım. Hakkı kaldırmak için, gerçeği haykırmak için, meydan yalancılara ve zalimlere kalmasın diye susmamak lazım. Haksızlık ve yanlışlar karşısında susmazsak en fazla biz kaybederiz, fakat toplum kazanır...

Bu hususta, daha önceki yazılarımın birinde de anlattığım, Osmanlı zamanında yaşanmış şu hikayeyi tekrar hatırlamakta fayda var;

"Maarif nazırı Tahir Münif Paşa nazır olunca, Menas Efendi de onu tebrik etmeye gelmiş.

Paşa, Menas Efendi’yi diğer dostlarıyla şöyle tanıştırmış:

- Menas Efendi, benim kalem arkadaşımdır. Ben vezir oldum ama o dilinin yüzünden vezir olamadı.

Menas Efendi hemen araya girip cümleyi şöyle sürdürmüş:

- Paşa’nın söylediği doğrudur. Yalnız, dilimin konuşmasının belasını sadece ben çekiyorum. Vezir efendilerimizin susmalarının belasını ise bütün Osmanlılar çekiyor!"

Olay budur dostlarım...

Sözün özü;

Körler görenlerin gözlerini çıkarmaya, susanlar konuşanların dilini kesmeye çalışıyor olsa da, gerçekleri söylemekten asla korkma!

Unutma ki, susmak bazen vebaldir!

Esen Kalın...

ÖNEMLİ NOT: Bu sayfalarda yayınlanan okur yorumları okuyucuların kendilerine ait görüşlerdir.