Takip Et
  • 1 Temmuz 2021, Perşembe

KATAR SİZE NE YAPTI...

Tam dört yıl siyaset bilimi okudum, fakat Türkiyedeki siyasileri ve siyaseti görünce, "sanki boşuna okumuşum" gibi geliyor...

Hocalarımız bize siyaseti, "erdemli bir iş ve devleti yönetme sanatı" olarak öğrettiler. Her siyasi partinin ana gayesinin de, iktidarı ele geçirmek olduğunu bellettiler. Ama sanırım, bütün öğrettiklerinin sonunda, "Bu anlattıklarımız Türkiye için geçerli değildir" demeyi unuttular...

Ülkeyi yönetmek için yola çıkanların, evvel emirde yönetimine talip oldukları ülkenin yüce menfaatlerine uygun hareket etmeleri gerekmez mi?

O ya da bu parti ayırımı yapmadan, herhangi bir siyasal partinin en belirgin icraatının, sadece başka partilerin eylem ve söylemlerine muhalefet etmek olmasından daha absürd bir durum yoktur.

Takıntılı olmak, zamana ve şartlara göre politika belirleyememek, sıkışınca Atatürk'ün ya da dinin arkasına saklanmak siyaset midir?

Bazı partilerin son zamanlardaki en bariz takıntılarının başında ise Katar konusunun geldiğini görüyoruz.

Takıntı o hale gelmiş durumda ki, biri "Katar katar geçiyor develer" dese, katar dedi diye adamdan nefret edecek durumdalar...

Onların bu hallerini görünce, ister istemez, Mazlum Kuzey filminde geçen bir replik aklıma geliverdi. Filmin bir sahnesinde, kendisi de Çorumlu olan Mazlum Kuzey, Çorumluları aşağılayan adama karşı "Lan oğlum Çorumlu size ne yaptı" diye isyan ediyordu.

İşte tıpkı bu replikte olduğu gibi, Katar takıntısı olanlara karşı benim de, "Lan oğlum Katar size ne yaptı" diyesim geliyor...

Geçen hafta iki ülke arasında öğrenci değişimine ilşkin yeni bir askeri işbirliği anlaşması imzalandı. İmzalanan bu anlaşma, ne yazık ki Türkiyedeki malum kesim tarafından yalan bir haberle ajite edilerek, kamuoyu yanıltılmaya çalışıldı. İşin kötü tarafı, böylesi bir yalan haber tam da üniversite sınavlarından bir gün önce servis edildi ki, bu durum üniversite sınavına girecekler için travmatik bir etki oluşturdu.

Yalan haberde, yapılan anlaşmanın askeri bir anlaşma olduğu saklandı ve Katarlı olup tıp öğrenimi görmek isteyen herkesin Türkiye'de sınavsız olarak eğitim görebilecekleri gibi gerçek dışı bir beyanda bulunuldu.

Oysa ki bu anlaşma ile, Katar ordusunda görevli olan askerlerden isteyenler, Türkiye'nin belirleyeceği kontenjan ve şartlar dahilinde sınavsız olarak Türk üniversitelerinde tıp eğitimi alma hakkına sahip olacaklardı. Uzmanların belirttiklerine göre bu kapsamda eğitim alabileceklerin sayısı ise en fazla 30 kişi olabilirdi.

Katar takıntısı olanların, "Katar size ne yaptı" sorusuna verebilecekleri cevapları var mıdır, yok mudur bilmem. Fakat, benim bildiğim, Türkiye son dönemlerde maruz kaldığı pek çok ekonomik ve siyasi saldırıdan minimum zararla kurtulabilmişse, bunun arkasında Türkiye-Katar dostluğu yatmaktadır.

Şimdi gelin hep beraber birazcık Katar'ı tanıyalım;

Başkenti Doha olan Katar, iki buçuk milyonu biraz geçen nüfusu ile Arabistan Yarımadası'nın doğusunda, İran körfezine uzanan bir yarımada üzerinde yer almaktadır. Ülke ekonomisinin yaklaşık yüzde 60’ı doğalgaz ve petrole dayanmaktadır.

Toprak bakımından oldukça küçük olan bu ülke, dünyanın en büyük üçüncü kanıtlanmış gaz rezervlerine sahip olup, yine Dünyanın en büyük sıvılaştırılmış doğalgaz (LNG) ihracatçısıdır.

146 bin dolar ile dünya üzerinde kişi başına düşen en büyük milli gelire sahip olan Katar, yılda 15 milyar varil petrol üretimi ile, petrol rezervleri bakımından Dünya ülkeleri arasında 14 üncü sıradadır.

Eğitim ve sağlık alanda, kalite bakımından Dünyanın önde gelen ülkelerindendir.

İşsizlik rakamlarının sıfırı gösterdiği tek ülke olan Katar, Dünyanın 12 nci küresel gücüdür.

İşte, yaza yaza bitiremeyeceğimiz kadar olumlu özelliklere sahip olan Katar, belki de ulaştığı muazzam parasal güç yüzünden, başta siyonizm olmak üzere, dünyadaki diğer küresel güçlerin hedefi haline gelmiş durumdadır.

Toprak bakımından küçük fakat ekonomik açıdan büyük olan Katarın, Arap baharını ve Mısırdaki Mursi yönetimini desteklemesi ve yine Türkiye ile sıkı işbirliğine gitmiş olması, küresel güçler için kırmızı çizginin aşılması demekti. Sırf bu yüzden, komşusu olan Suudi Arabistan başta olmak üzere, Birleşik Arap Emirlikleri (BAE), Mısır ve Bahreyn gibi ülkeler tarafından sık sık ekonomik ve siyasi boykota maruz kalmakta ve izolasyona tabi tutulmaktadır.

Katar’ın bütün bu yaptırımlara karşı cevabı ise, Türkiye ile daha da güçlü bir ittifaka gitmek olmuştur.

Bu kapsamda, Katar ile Türkiye arasındaki ilişkileri stratejik ortaklık seviyesine çıkaran bir anlaşma imza edildi ve Katar, Türkiye’nin ülkesinde askeri bir üs kurmasına izin verdi. Türkiye’nin Ortadoğu ve Körfez bölgesindeki ilk askeri üssü olan bu tesis, özellikle BAE’yi ciddi anlamda rahatsız etmektedir.

BAE bu ve benzeri sebeplerle, Türkiye'ye zarar verecek her türlü tavrı sergilemektedir. Bunlardan biri de, 15 Temmuz 2016'da gerçekleştirilen Fetö darbe girişimine verdiği maddi manevi destek olmuştur.

Bütün bu baskılara rağmen, günümüzde Katar ile Türkiye arasındaki ilişkiler, stratejik müttefiklik çerçevesinde artarak devam etmektedir.

Örneğin, 2017'de Suudi Arabistan'ın öncülüğünde uygulanan ambargoda, Katara en büyük desteği Türkiye vermiştir.

Buna mukabil, Türkiye ekonomisinin zor günlerden geçtiği ve dış finansman bulmakta güçlük yaşadığı her dönemde de Katar devreye girmiş ve Türkiye'ye döviz ve yatırım desteği sağlamış, merkez bankaları arasında swap anlaşmaları imzalamıştır.

Yine, kur krizinin etkileri sürerken, yaklaşık değeri 500 milyon dolar olan VIP donanımlı bir Boeing 747-8 tipi özel uçağın Katar arafından Türkiye'ye hibe edilmesi de iki ülke ilişkilerindeki yakınlığın önemli bir ifadesidir.

Görüldüğü üzere, Türkiye ile Katar arasındaki stratejik ittifaktan her iki ülke de büyük kazanımlar elde etmektedir. Gerçek odur ki, iki ülke arasındaki dostluk sayesinde pek çok sıkıntı bertaraf edilmiş durumdadır...

Bütün bu anlattıklarımdan sonra, içimizdeki Katar düşmanlarına tekrar sormak istiyorum;

Lan oğlum Katar size ne yaptı?

Esen Kalın... 

ÖNEMLİ NOT: Bu sayfalarda yayınlanan okur yorumları okuyucuların kendilerine ait görüşlerdir.