Takip Et

ANLAMAK

Truman Show filmindeki Truman gibi biz de bir fanusta mı yaşıyoruz? Çok acayip bir filmdir Truman Show. İnsanın yaşamını ciddi manada sorgulayıcı yanı vardır. Truman’ı var eden yapımcıyı, dini öğretilerde tanımlanan yaratıcıya benzetmiyor musunuz, sizde?

Filmin bir sahnesinde bir muhabir yapımcıya; “Sizce, Truman neden kendi dünyasının gerçek doğasını keşfetmenin kıyısına bile gelememiş durumda?” diye sorar ve yapımcı; ”Bizler dünyanın gerçeklerini, bize sunulduğu kadarıyla kabulleniriz. Olay aslında bundan ibaret.” Diye cevap verir. Sunulan dünyayı sorguladığımızda başlıyor asıl mesele ve yaşamın derin felsefesi.

Gerçi felsefi yorumlarda bulunarak kimseyi bunaltmak istemiyorum. Malum toplum olarak beyin hücrelerimizi aktive eden zor kavramlardan kaçınıyoruz daha ziyade çerezlik okumalar ve izlemeleri tercih ediyoruz ya da birilerinin özel hayatını takip etmeyi, savcı, yargıç, polis rolüne bürünmeyi pek seviyoruz.

Bugünlerde insanların sosyal medya hesaplarında yaptıkları bazı paylaşımlar kafamı çok kurcalıyordu. “Tanrı aşkına, tomurcuk bir salatalık, kızarmakta olan domates, filizlenmiş fasulye, olgunlaşmış incir, kesme kıvamında karpuz, kavun vs vs... Bunları paylaşmanın mantığı nedir? İnsanoğlu bu doğal gelişime artık neden şaşırıyor ya da olağanüstü bir şeymiş gibi tepki gösteriyor?” Minvalinde bir yazı yazacakken bir bilge kulağıma; “Her insan kendi duygulanımlarına ve aklına uygun paylaşım yapar. Bunun en doğrusu yoktur. Herkes önce kendi sorumluluğuna odaklanırsa çok daha güzel bir dünya olur. Ama dünya ve insan sadece olduğu gibi, olması gerektiği gibi değil.” diye fısıldayıverdi. İşte o an bu paylaşımları yapanların içindeki güzelliği ve neşeyi gördüm. Anlamanın, esaslı bir çaba olduğunu keşfettim. Karşındaki insanın geçtiği yolları bilmeden, acılarına neşesine tanıklık etmeden bu kadar kolay yaftayı yapıştırmamamız gerçeği ile yüzleştim.

“Doğada, onun kusuru olarak gösterebileceğiniz hiçbir şey yoktur, çünkü doğa hep aynıdır, gücü ve etkileme imkanı her yerde bir ve aynıdır, başka deyişle, doğanın yasaları ve kuralları her yerde ve her zaman aynıdır, her şey bu yasalara ve kurallara göre meydana gelir ve şu ya da bu şekilde biçim değiştirir. Öyleyse kendi kendine meydana geldiği düşünülen nefret, öfke, kıskançlık gibi duygular da, bütün diğer tekil şeyler gibi, aslında doğanın zorunluluğundan ve kudretinden kaynaklanmaktadır. Bu yüzden bu duyguların hepsinin belli nedenleri vardır. Hepsi kendi nedenleri ile anlaşılır hale gelir.”Ethica-Spinoza

“Anlamak, sevmenin başlangıcıdır.” Spinoza

Spinoza gibi bir felsefi dehanın üstüne söyleyeceğim her söz kifayetsiz kalır. Bu sebeple, bir parça da olsa zihinlerde ve yüreklerde anlamanın önemine sizleri yoğunlaştırabildiysem ne mutlu bana.

Size sunulanla yetinmeyeceğiniz, sorgulayarak anlamaya çaba sarf edeceğiniz ve görünenin içinde gizlenen gerçekliğinize sizi ulaştıracak, Truman’ın da düşünerek, anlamlandırarak bulduğu merdivenin ardındaki kapıyı açmanız dileğiyle. 

ÖNEMLİ NOT: Bu sayfalarda yayınlanan okur yorumları okuyucuların kendilerine ait görüşlerdir.