Takip Et

SİSTEMLİ TEKRARLAR

Hayatımız rutinlerle geçiyor. Sabah kalk, işe git, çalış, eve dön, yemek ye, uyu.... Herkesin rutini farklı tabi. Herkes kendi rutinini yaşıyor, bu rutinlerden sıyrılmayı da hiç istemiyor çünkü bilindik, güvenli alanda kalmak tercih ediliyor, aksi durumun hayatlarında bir kaosa sebep olacağına inanılıyor.

İşte tam burada Joker’in şu repliği geldi aklıma;

“Kurulu düzeni aIt üst ettiğinde, her şey bir anda kaosa sürüklenir. Ben kaosun elçisiyim. Kaos, adiIdir.”

Yazar olmak ile ilgili bir kitap okumuştum. Orada da anlatılan, her gün aynı saatte rutin olarak bin kelimelik yazı yazmaktı. Rutinsiz bir hayat ya da bir iş var mı acaba?

Doğaya bakıyoruz, arılar hep aynı telaşla vızıldayıp çiçeklerden nektar toplamakta. Karıncalar oluşturdukları karınca yolunda harıl harıl çalışmalarına devam etmekte. Dünya aynı hızla hiç durmadan dönerek gece ile gündüzü selamlamakta. Leylekler hep aynı zamanda göç başlatıp yuvalarına gelmekte. Rutin her yerde.

Bana kalsa rutin dışı bir hayatı tercih ederdim. Bu kadar güzel, yaşanılası dünyayı karış karış gezip her gün farklı bir maceraya uyanmak bence harika olurdu. Farklı insanlar, farlı mekanlar, farklı yemekler, farklı hikayeler... Çok ilgi çekici değil mi?

Hapsolduğumuz bu fanusta, bizi sisteme bağlayan rutinleşen işlerimiz, davranışlarımız. Sistem böyle ayakta kalıyor. Sistemdeki bazı rutin sahipleri zevk içinde kaygısız yaşamakta, bazıları en dipte şükür bilinci ile hayatına devam etmekte.

Rutin denilince sizin de aklınıza hemen en güzel zamanlarımızı harcadığımız eğitim süreci gelmiyor mu? Yıllarca okula gidiyoruz, kaliteli bir okuldan mezun olup diploma almak bu sayede iyi bir işe sahip olmak tek gayemiz oluyor. Çünkü beyaz yakalı, kazancı yüksek, modern köleler olmak istiyoruz. Konforlu evlerde, konforlu araçlarımızda, en iyi marka kıyafetlerle, entelektüel konuşmalar yaparak egomuzun tavan yapmasını, beynimizin mutluluk hormonlarını patlatıp zıplatmasını istiyoruz.

Sistemin bütün dişlileri hayatımızı dizayn ediyor. Sebep sonuç ilişkisi ile kimin ne olacağı belirleniyor. Özgür olduğumuzu sanıyoruz ama hep bir el ensemizde. Bazı değerler üretiyoruz, kurallar koyuyoruz. Bütün bunlarla sistemsel forma sokuluyoruz.

Yine tam burada, Joker’in şu şahane repliklerini yazmak çok isabetli olacak;

“İnsanIar, dünyanın onIara izin verdiği öIçüde iyidirIer. İşIer çığırından çıktığında, sözde medeni geçinen bu insanIar, birbirIerini yiyecek.

Biliyor musun neyi fark ettim her şey plana göre gittiğinde kimse paniklemiyor. Plan korkunç olsa bile.”

Belki mevcut rutinleri biraz değiştirmeyi denesek, farklı bakış açıları, farklı bir bilinç geliştirmeyi denesek hayata biraz eğlence aynı zamanda daha fazla insanı değer katarız kim bilir? Belki bu sayede birbirinin aynı olan Ajan Smith’ler olmaktan kurtulur kar taneleri gibi benzersiz, savruk, keyifli oluruz. 

ÖNEMLİ NOT: Bu sayfalarda yayınlanan okur yorumları okuyucuların kendilerine ait görüşlerdir.