Takip Et

GERÇEKLİK BİR YANILSAMA MI?

Acaba diyorum, dünyada bugüne kadar yazılmış tüm kitapları, oynanan tüm tiyatro oyunlarını, çekilen tüm filmleri, tüm siyasi düşünceleri, tek tanrılı, çok tanrılı tüm dinleri, tüm inançları, tüm bilimsel verileri yani geçmişten bugüne varlığa, var olmaya dair tüm her şeyi damıtsak elde kalan tek damla katre, o tek sözcük ne olurdu? Hayatın manasının sorgulamasındaki öz ne olurdu? Filozoflar elbette bu soruyu tartışmadan geçmemişler, tartışmalar, analiz etmiş ve bir sonuca varmışlar. Hepsinin bambaşka fikri, yorumu olmuş. Bunları merak edenler filozofları okuyabilir, zira ben kendi zihnim, bilincim ile meşgulüm.

Ben derin bir anlam yüklemiyorum varlığa, belki tesadüftür her şeyi başlatan, tesadüfen karşımıza çıkan bir imgenin bize ilham kaynağı olup o en muhteşem şiiri yazmamıza vesile olması ya da tesadüfen karşımıza çıkan o kişiye büyük aşk beslememiz gibi. En önemlisi o spermin serseri gibi dolaşırken yumurtaya çarpıp döllenmeyi başlatması gibi. Aslında en kafa bulandıran kısım da bu. Tırnak yapımıza kadar tüm parçalarımızın kodunu ihtiva eden DNA denen sarmalın milyonlarca insanın karması olması. Evet, geriye doğru düşündüğünüzde belki de milyonlarca insanın geninden birer parça taşıyoruz her birimiz. Buradan da şu genel sonuç çıkıyor, hepimiz aynı kaynaktan var olduk, aynı kaynağa bağlıyız, her doğan can ölen atasının yeniden varoluşu, ölüp yeniden doğmak belki de bu.

“Gerçeklik çok ısrarcı olsa da sadece bir yanılsamadır.” demiş Albert Einstein.

Matrix film serisini izlemişsinizdir. Bilimkurgu, fantastik, felsefi çok film izledim ancak Matrix kadar beni etkileyen, mantıken, ruhen özümsediğim, gerçeklikle, varoluşla bağı olan daha güçlü bir film ile henüz karşılaşmadım. Matrix’in bilim dallarına göre farklı anlamları var. Bunlar; 1- İsim olarak, bir cisme şekil veren veya dayanak olan şey; 2-Biyolojide, hücreler arasında bulunan madde; 3-Anatomide, dölyatağı, rahim; 4- Jeolojide. fosil, billur veya başka bir mineralin kaya içinde bıraktığı iz; 5-Matematikte, değişkenler arasındaki ilgiyi gösteren tablo.

Matrix filmi ise hayata dair derin bir felsefesi olan, ben dahil çoğu insana sanal dünyanın bir parçası olduğumuzu gösteren, 0-1 ile oluşturulan bilgisayar yazılımlarının hayatımızı ele geçirişinin en yalın örneği, uykudaki bizi uyandırmak gayesinde olan, kırmızı-mavi hap seçimi ile tercihin aslında elimizde olduğunu gösteren, biranda beynimizde şimşekler çaktıran en etkileyici filmdir. Her bir karakterin özenle adlandırıldığı, felsefik, mistik, dinsel, ezoterik ögelerin bilinçli seçilerek hayat bulduğu, birçok şifrenin de saklı olduğu, insanlık adına bir derdi olan anlatıdır aslında Matrix. Bu manada filmi izlerken sadece görünene odaklanmak yerine, anlatımın derinliğini keşfetmek için çaba sarfetmek ve biraz da filme ilişkin yorumları okumakta fayda var bence. Hatırlarsanız, 3. son seride Neo kaynağa ulaşmıştı. Herseyi var eden kaynak bir elektrik enerjisiydi. Bakalım Türkiye’de 24 Aralık'ta vizyona gireceği söylenen 4. Seri nasıl olacak? Merakla bekliyorum.

“Ne yazık ki, Matrix'in ne olduğu kimseye anlatılamaz. Bunu kendin görmek zorundasın. Bu senin son şansın. Bundan sonra, bir geri dönüş olmayacak. Mavi hapı alırsan bu hikaye sona erer, yatağında uyanırsın ve istediğin her neyse ona inanırsın. Kırmızı hapı alırsan, Harikalar Diyarı'nda kalırsın. Ben de sana tavşan deliğinin ne kadar derin olduğunu gösteririm. Unutma... Sana vadettiğim tek şey gerçek. Fazlası değil.” (Filmden alıntı.) 

ÖNEMLİ NOT: Bu sayfalarda yayınlanan okur yorumları okuyucuların kendilerine ait görüşlerdir.