Takip Et

MUTLULUĞUN RESMİ

Büyük şair Nazım Hikmet’in; “Sen mutluluğun resmini yapabilir misin Abidin? İşin kolayına kaçmadan ama.” Diyerek seslendiği usta ressam Abidin Dino, Nazım Hikmet’e, “Bağrımıza bassaydık seni Nazım, yapardım mutluluğun resmini.“ Diye karşılık vermiştir. Bu tarz diyaloglara hep imrenmişimdir. Şiirin kutsal tınısı ile buluşan iki usta sanatkar nede güzel duygulardan dizeler oluşturmuşlar. Entelektüel ve sanatsal bakış açısının, yaşam tarzının günlük sohbetlerde bile yarattığı bu büyülü dünyada, sadece karın tokluğuna bile ömrümce yaşamak isterdim.

Bu büyüden sıyrılıp gerçek hayata döndüğümüzde, “Mutluluğun resmini bizler nasıl ve ne şekilde yapabiliriz acaba?” diye sormadan geçemedim kendime. Yakın zamanda benim için daha ziyade büyük çoğunluktaki meslektaşlarım için Türkiye Barolar Birliği Başkanlığı seçiminde mutluluğun resmi çizilmiş oldu zannımca. Ankara Baro Başkanı Sayın Erinç Sağkan'ın TBB Başkanı seçilmesi avukatlık mesleği adına bağımsız, gelişimden yana, meslek sorunlarına duyarlı, hukuku ve adaleti ilke edinen meslek birliğinin hayat bulduğu yeni bir döneme geçilmesine vesile olmuştur. Eski Başkan Metin Feyzioğlu maalesef ki avukatlık mesleğinin onurunu ve geleceğini yerle yeksan etmiş, memleketin hukuksal sorunlarına seyirci kalmış, adaletsizliğe alkış tutmuştur. Çoklu baro sistemine geçişte, mesleki siyasal ayrışmanın savunucusu olmuştur. Bu manada yeni TBB Başkanı ve Yönetim Kuruluna büyük sorumluluk düşmektedir. Aydın Baro Başkanımız Sayın Gökhan Bozkurt’un TBB Yönetim Kurulu Üyesi olması da bizi onurlandıran ve yüzümüzü güldüren bir diğer umutlu durum olmuştur. Meslek adına, genç, dinamik, heyecanlı, inançlı, meslek sevdalısı Sayın Erinç Sağkan ve Sayın Gökhan Bozkurt’tan beklentimiz yüksek. Şahsım adına da güzel gelişmelere imza atacaklarına inancım yüksek.

Avukatlık mesleğini, bizler birlikte el ele vererek hakkettiği saygınlığa ulaştıracağız. Artık avukatlar TBB’nin yanında olduğunun bilinciyle daha güvende olacak, yaptığı her işte, savunduğu her doğruda daha inançlı daha özgür olacak.

CMK zorunlu müdafilikte, hiç tanımadığımız, görevlendirildikten sonra dahi bizlerle iletişime geçmeyen, bizim kendilerini arayıp bulduğumuz müvekkillerin haklarını savunan bizleriz. Alternatif uyuşmazlık çözümleri olan Uzlaştırma ve Arabuluculuk hizmetlerinin avukatlar için sınavsız olması gerekirken, akıl almaz şaibeli sınavlarına maruz kalan da bizleriz. Müvekkilin hakkını savunurken düşmanca fiili ve sözlü saldırılara uğrayanlar da bizleriz. Bir sakız dahi ücretsiz alınamazken, bilgisi, enerjisi, emeği küçümsenip, sömürülen yine bizleriz.

Hem mesleki hem de ülkemizin hukuk ve adalet sistemi ile ilgili sorunlar epeyce birikmiş durumda. Bir anda mucizevi bir dokunuş elbette ki olmayacak ama gelecek adına sağlam, güçlü adımlar atılacağına inancım tam. Bize gelecek adına, mutluluğun resmi olduğunu gösteren, meslek adına, adalet adına, hukuk adına çabada olan herkese şükranlarımı sunuyorum.

10 Aralık İnsan Hakları Gününe ithafen; tüm insanlık adına yaşanılır bir dünyanın mümkün olduğuna inanmak ve görmek isteyen biri olarak, ayrımcılık, sömürü üzerine kurulan, güçlünün hak ve adaleti belirlediği, insan canının sayısal bir değeri ifade ettiği, tüm canlıların haklarının gaspedildiği bu sistemin dilerim sonuna gelmişizdir.

TBB seçimlerinin sloganı olan Suavi’ye ait TÜKENME şarkı sözü ile yazıtımı sonlandırmak istedim.

Sana yepyeni türküler verdim

Uzak dağların ötesinden gelen

Sana yepyeni çiçekler verdim

Kapıyı aç bulutlar girsin

Gülmeyi bilen çocuklar geldi TÜKENME... 

ÖNEMLİ NOT: Bu sayfalarda yayınlanan okur yorumları okuyucuların kendilerine ait görüşlerdir.