Takip Et

SSK mı, SGK mı?

Değerli okurlarım,bu yazımda SGK ile ilgili bize gelen sorularda yaşanan bazı kavram kargaşasına açıklık getirmek istiyorum.

Günlük yaşamda gözümüze takılan tabelalarda SGK ile ilgili olarak örneğin eczane camlarında “ SSK İLE ANLAŞMAMIZ VARDIR “ yazarken kimi hastane girişlerinde de “ SGK İLE ANLAŞMAMIZ VARDIR “ yazılmaktadır.

Bu çelişkili ifadeler vatandaş üzerinde bir kavram kargaşası yaratmaktadır.

Özellikle Hastane,Eczane ikileminde vatandaşlar nasıl davranacaklarını hangi hastaneye yada hangi eczaneye gideceklerini şaşırmaktadırlar.

Bilindiği üzere , İŞÇİ kesiminin sosyal güvencesini sağlayan kurumu SSK,İşverenlerimizin yani kendi nam ve hesabına çalışanların sosyal güvencesine sağlayan kuruma BAĞKUR ve memurlarımızın sosyal güvencesini sağlayan kuruma da EMEKLİ SANDIĞI deniyor idi.

Bu kuruluşlar 16/05/2006 tarihinde kabul edilen, 20/05/2006 tarihinde resmi gazete yayımlanarak yürürlüğe giren 5502 sayılı Sosyal Güvenlik Kurumu Kanunu ile birlikte tek çatı altında toplandı ve ismi de Sosyal Güvenlik Kurumu olmuş oldu.

Dile hoş gelmesinden midir nedir 2017 Türkiyesinde halen bu kurumlar isimleri ile birlikte telaffuz edilmekte, halbuki 2006 yılından sonra 01/10/2008 tarihinde yürürlüğe giren 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun 4’üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) bendinde hizmet akdiyle çalışan kişiler yani eski adı ile SSK’ya tabi kişiler, (b) bendinde kendi nam ve hesabına çalışan kişiler yani eski adı ile Bağ-Kur’a tabi kişiler, (c) bendinde ise kamu idarelerinde çalışan kişiler yani eski adı ile Emekli Sandığı’na tabi kişiler hükme bağlanmıştır. Yani ; 5510 sayılı Kanunun 4/a kapsamındaki kişiler = Eski SSK’ya tabi kişiler, 5510 sayılı Kanunun 4/b kapsamındaki kişiler = Eski Bağ-Kur’a tabi kişiler , 5510 sayılı Kanunun 4/c kapsamındaki kişiler = Eski Emekli Sandığı’na tabi kişiler , ve tabi;SSK+Bağ-Kur+Emekli Sandığı = SGK olarak isimlendirilmeye başlandı.

Kısaca ; üç harfli S ile başlayıp K ile biten ,ve arasında “ S “ yada “ G “ olan kurumun aynı kurum olduğunu bilin yeter.

 

TAŞERON UYGULAMASI

5 Aralık günü Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Taşeron’luk ile ilgili bazı iyi niyetli açıklamalarda bulundu.Henüz TBMM ye sevk edilmeyen bu düzenleme ile ilgili olarak kısa notlar halinde sizlere bilgi vermek istiyorum. Hükümet, kamuda çalışan yaklaşık 850 bin taşeron işçinin tamamını ‘işçi' kadrosuna almaya karar verdi.

Fakat Memurun işini yapan ile İşçinin işini yapan aynı statüde değerlendirildi.Yani TBMM de böyle kabul edilirse bir Avukat yada bir Doktor işçi statüsünde çalıştırılacak.

Yeni düzenlemeye göre bakanlıklar, genel müdürlükler, üst kurullar ve üniversitelerde çalışan ve önemli bir bölümü memurun işini yapan 450 bin taşeron işçisi ‘kamu işçisi' ismiyle 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'ndaki 4/D statüsünde devlet kadrosuna alınacak. Bunların dışında kalan belediyeler ile il özel idarelerinde çalışan yaklaşık 400 bin taşeron işçisine ise belediyelerin iktisadi teşebbüslerinde (BİT) kadro verilecek. Dolayısıyla bu işçiler 657 sayılı yasanın dışında bırakıldı, daha düşük bir güvence ile çalışacaklar.Taşeronların dışında kamuda halen 4/C statüsünde çalışan ve özelleştirme sonrası kurumunu kaybeden yaklaşık 23 bin işçi ise 4/B yani sözleşmeli memur statüsüne alınıyor. Bu işçiler arasındaki ilkokul mezunları destek personeli olarak odacı ve bekçi gibi kadrolarda çalıştırılacak, lise ve daha yüksek eğitimliler ise büro personeli olacak. Ayrıca Türkiye İstatistik kurumunda anketörlük yapan 3 bin personel de yine 4/B kadrosuna alınarak sözleşmeli personel yapılacak. Tüm bunların dışında yılda sadece 5 ay 29 gün çalışan 25 bin geçici işçinin çalışma süresi de 4 ay uzatılarak 9 ay 29 güne çıkarılacak.

 

Haftaya görüşmek üzere , Sosyal güvenlikle kalın. 

ÖNEMLİ NOT: Bu sayfalarda yayınlanan okur yorumları okuyucuların kendilerine ait görüşlerdir.