Takip Et
  • 8 Mayıs 2015, Cuma

Seçim sisteminin getirdikleri

Genel seçimlere bir ay gibi bir zaman kalmasına rağmen henüz ciddi bir çalışma ciddi bir harekete rastlanmıyor. Sanki eski seçimlere göre 2015 seçiminin daha sönük geçeceği kanısı hakim gibi. Değişik partilerden dostlarla görüştüğümüzde sanki bir kırılganlık bir küskünlük hakim. Deniliyor ki genel merkezler bize aday dayatıyor. Madem dikkate alınmayacaktı neden temayül diye Aydın merkezine taşındık. Bazı sivil toplum örgütleri de bizimle dalgamı geçildi ki oy kullanmak için Aydın’a taşındık Aydın’a taşınıp oy kullandığımıza göre, oylarımız neden dikkate alınmadı gibi serzenişlerle karşılaşıyoruz. Bu tepkiler AK Parti’ye olan tepki. MHP zaten temayül yapmadı, önseçimde yapmadı direk dayattı. Parti delegesi ve ya üyesinin fikrini alma gereği duymadı deniliyor. Bu da MHP’ye olan tepki. CHP’ye gelince madem ön seçim yaptık neden en başa ön seçime katılmayan birisi kondu diye tepki gösteriliyor. Ancak, birçok partili de bu saatten sonra yapacak bir şey yok öyleyse genel merkezlerin tasarrufuna saygı göstermekten başka çaremiz yok partimiz için çalışacağız diyorlar. Bu kesimde her ne suretle olursa olsun partinin kararına saygı duyan ve partinin kararlarına uyan gerçek partililer. Uzun lafın kısası bir durgunluk göze çarpıyor. İyi de çare nedir diye kafa yorarsak akla en uygun gelen dar bölge seçim sistemidir. Dar bölge seçim sisteminde seçim barajı sıfırdır. Seçmenin vekilini, vekilin seçmenini tanıdığı sistemdir. Mesela Aydın 7 milletvekili çıkarıyor. 7seçim bölgesine seçmen sayısına göre bölünür. Her seçim bölgesi bir milletvekili çıkarır. Mesela Kuyucak, Buharkent, Karacasu, Bozdoğan bir seçim bölgesi, Nazilli bir seçim bölgesi, Yenipazar, Sultanhisar, Köşk, Çine bir seçim bölgesi gibi. Oy pusulasının üzerinde partiler sıralanmış altına da partilerin adaylarının isimleri önce istediğiniz partinin üzerine evet mührünü basarsınız. Alttaki sıralanmış olan adaylardan hangisinin milletvekili olmasını isterseniz onu işaretlersiniz o bölgeden hangi parti en çok oyu almışsa o parti milletvekilliğini kazanmış olur, kazanan partinin hangi adayı en çok işaretlenmişse o aday milletvekili seçilmiş olur. Seçmen istediği partiye ve istediği adaya oyunu kullanmış olur. Eğer demokrasi isteniyorsa demokratik bir seçim isteniyorsa ideal sistem budur. Bu sistemde genel merkezler aday dayatamaz. Partilerin ihtiyaç duyacağı bürokrat, teknokrat ve akademisyenler için 100 tane Türkiye milletvekili olması için genel merkezler kontenjan kullanabilir. Bu sistemde kimse delege oyu satın alamaz. Şu aday şu kadar ön seçim bütçesi ayırmış diye uçuk rakamlar konuşulmaz. Bir aday adayının vekil seçilince dört yıl boyunca alacağı maaşın çok üstünde bir rakamın ön seçim için harcadığı dedikodusu yapılmaz. Adayların astronomik harcamaları olmaz. Seçilen milletvekili de milletin vekili olur. Genel merkezlerin seçtiği aday genel merkezlerin vekilidir. Milletin doğrudan seçtiği vekil milletten başka yani seçmeninden başka kimseye diyet borcu yoktur. İktidarın dar bölge seçim sistemi teklifine muhalefet neden karşı, doğrusu merak ediyorum. Oysa bu sistemde barajda yok. Bütün adaylar propaganda yasakları başlayıncaya kadar kendisi için çalışırken partisi içinde çalışmak zorundadır. Nasıl sizce de güzel olmaz mı?

ÖNEMLİ NOT: Bu sayfalarda yayınlanan okur yorumları okuyucuların kendilerine ait görüşlerdir.