Takip Et
  • 1 Ekim 2014, Çarşamba

Değerlerimiz

Bizi biz yapan anne, baba ve çocuk kavramı değil mi sizce? Tarih boyunca hep beraber yaşamış kenetlenmişiz birbirimize. Büyüklerin fikri alınmış, sonra yola çıkılmış eskilerde. Akrabalık bağlarımız bile farklıymış. Küs olsak bile yardımına koşar sonra kaldığımız yerden devam edermişiz hayata. Peki şimdi? Bırakın akrabaları, anne babamıza tahammülümüz kalmadı artık. Hayattaki en değerli varlığımızı bile yeri geldi hiçe sayar olduk. Halbuki milletimizi ayakta tutan sistemli, içten, güçlü bir beraberlik değil midir? Farkında değiliz lakin zincirin en güçlü halkası bu demlerde çürümeye yüz tutuyor. Giderek yıkılmaya başlıyoruz, içten fethediliyoruz. Yayınlanan programlar, diziler hep bu beyhude yaşayışa yönelik. Kendi ellerimizle kendi ailemizi parçalıyor bunu da matah bir şey gibi savunuyoruz. Tüm olanlara çevre diyoruz. Televizyon, internet diyoruz. Başımızdan savıyoruz.

Artık bir şeyler yapmalı Ademoğlu. O güçlü bağımızı yok olmadan sağlamlaştırmalı. Bizim ülkede gündemler farklı yönlere kayarken Batı'da aile bütünlüğünü korumaya yönelik çalışmalar yapılıyor. Sözüm ona değişen gelişim içinde biz de geliştik. İsyan eder olduk her şeye. Kendi ellerimizle sunmaya başladık çıkmazları. Derdimiz geçim olmuş ve yavrularımızı ihmal eder olmuşuz. Nasıl ihmal etmeyelim? Üç kuruş maaşla geçinmeye çalışıyor, belki ek iş yapıyor ve eve geç geliyoruz. Ne yardan haberimiz oluyor ne dünya güzeli çocuklarımızdan. Televizyon seyretseler, ne seyredecekler şiddet, alkol, ahlaksızlık kol geziyor. Denetleyebiliyor muyuz? Hayır. Bir de biz de oturup beraber seyrediyoruz onlarla. Sigara bırakma programlarının gece saat: 03.00′da yayınlandığı bir medyadan medet umuyoruz. Sanal olduk sanal yaşıyoruz. Sohbetler bile sanal. İnterneti amacından çok farklı yönlere saptırıp kullanıyoruz. Her şeyi ivedi bir şekilde tüketiyoruz. Yüz yüze sohbetler sarmıyor kimseyi. Eş, dost, çocuk internetteyiz. Bağlarımız zayıflıyor. Kimi zaman baba eve geç geliyor anne söz geçiremiyor çocuğuna. Hatırlasanıza akşam yemeğinin bile bir anlamı vardı. Aileyi bir arada toplamak. Birisi işten geç gelir, diğeri erken yemiştir, bir diğerinin randevusu vardır, diğeri hiç eve bile uğramaz vs… Hala bu geleneği yapabilen aileler yok denilecek kadar az. En ufak bir uygulamayı yapamadığımız bu günlerde aileyi bir arada tutmak bir hayli zor. UYAN artık Türkiye'm. Zor günler bizi bekliyor. Ya hep beraber çökeceğiz bu yolda, ya hep beraber çıkacağız. Çocuğumuza, eşimize, dostumuza vaktimizi biraz şefkat katarak artıralım. Kimimiz var bizim onlardan başka,onlardan can kimimiz var bize yakın olan. Değerlerimizi değersizleştirmeyelim. İntihara sürüklemeyelim körpe bedenleri. Güçlü toplumlar için, güçlü ailelerle yol alalım. Haydi, uyan Türkiye’m. Gün bugün. Zaman bugündür!

ÖNEMLİ NOT: Bu sayfalarda yayınlanan okur yorumları okuyucuların kendilerine ait görüşlerdir.