Takip Et

ALLAH VAR GAM YOK

Kıymetli Kardeşlerim Cumamız Mübarek Olsun!

İnsan zayıf bir varlıktır. Her ne kadar kendisini güçlü ve kudretli görse de birine yakınlaşma ihtiyacı hisseder. Dağ gibi dalgaların içinde sinek gibi savrulan gemideki yolculardan kim varsa kendilerinden daha üstün olan birine sığınırlar. Düşmek üzere olan bir uçakta bulunan kimseler aynı şekilde hareket ederler. Şu ayetlerde bu durum çok güzel ifade ediliyor: “O, sizi karada ve denizde gezdirip dolaştırandır. Öyle ki gemilerle denize açıldığınız ve gemilerinizin içindekilerle birlikte uygun bir rüzgârla seyrettiği, yolcuların da bununla sevindikleri bir sırada ona şiddetli bir fırtına gelip çatar ve her taraftan dalgalar onlara hücum eder de çepeçevre kuşatıldıklarını (batıp boğulacaklarını) anlayınca dini Allah'a has kılarak "Andolsun, eğer bizi bundan kurtarırsan, mutlaka şükredenlerden olacağız" diye Allah'a yalvarırlar. Fakat onları kurtarınca, bir de bakarsın ki yeryüzünde haksız yere taşkınlık yapıyorlar. Ey İnsanlar! Sizin taşkınlığınız, sırf kendi aleyhinizedir. (Bununla) sadece dünya hayatının yararını elde edersiniz. Sonunda dönüşünüz bizedir. (Biz de) bütün yaptıklarınızı size haber vereceğiz.” (Yunus Suresi 22-23)

İnsanoğlu zayıf olduğunu ister kabul etsin ister etmesin sonuç aynıdır: insan zayıf bir varlıktır. Tarihin her döneminde insanoğlu inancı ne olursa olsun zor zamanlarında üstün bir güce sığınmştır. Buna dayanarak da dinsiz bir toplum yaşamamıştır denir.

İnsan Allah’a iman etmemiş olsa da birine sığınma ihtiyacı hisseder. Sığınacağı ister ateş ister rüzgar ister inek olsun fark etmez. Mümin ise tabiki de Allah’a sığınacak. Madem insan zayıf bir varlık o zaman güveneceği ve sğınacağı yegane varlık Rabbidir. Rabbine sığınan kişi asla moralsiz olmaz. Düşse de kaldıranın olacağını bilir ve asla ümitsizlik içine düşenlerden olmaz.

Hz. Nuh (a.s.) bilmediği şeyi istemekten Allah’a sığınmıştı. Hz. Yusuf (a.s.) kendisini kötülüğe çağıran kadından Allah’a sığınmıştı. Diğer peygamberler de başlarına gelen birçok olayda bir ve tek olan Rablerine sığınmışlardı. Bu peygamlerin sığındıkları bazı dualar Kur’an-ı Kerim’de zikredilirken bazısı da hadis-i şeriflerde zikredilmektedir. Sığınmak kelimesi Arapça’da “istiâze” olarak isimlendirilir. İstiâzenin manası ise “her türlü kötülükten korunabilmek için sözle Allah’ın yardım ve himayesini istemeyi ifade eder” ve bunun için “eûzü, maazallah” (Allah’a sığınırım), “neûzübillâh” (Allah’a sığınırız) ibareleri kullanılır.

Nuh (a.s.)’ın sığınma duasını okuyalım; “Nûh, "Rabbim! Şüphesiz ben senden hakkında bilgim olmayan şeyi istemekten sana sığınırım. Eğer beni bağışlamaz ve bana acımazsan, şüphesiz ziyana uğrayanlardan olurum" dedi.” (Hud Suresi 47)

Efendimiz (s.a.s.)’e Rabbimiz şöyle emretmiştir: “Eğer şeytandan bir kışkırtma seni dürterse, hemen Allah'a sığın. Şüphesiz O, hakkıyla işitendir, hakkıyla bilendir.” (Araf Suresi 200) Bu emir bizim için de geçerlidir. Kur’an okumaya başlarken bile Rabbimize sığınmamız emredilmiştir: “Kur'an okuduğun zaman, kovulmuş şeytandan Allah'a sığın.” (Nahl Suresi 98)

Her zaman şeytanlardan Rabbimize sığınmalıyız. “De ki: "Ey Rabbim! Şeytanların vesveselerinden sana sığınırım.Ey Rabbim! Onların benim yanımda bulunmalarından da sana sığınırım." (Muminun Suresi 97-98)

Felak ve Nas Sureleri için Muavvizeteyn denir. Bu iki sûre ile Rabbimize sığınırız. Rasülüllah (s.as.) bu iki sureyi yatmadan önce okur ve avuç içlerine üfleyerek bütün bedenini mesh ederdi. Ashabına da böyle yapmalarını öğütlerdi. Kişi eğer öfkelenirse şu sözü söylerse efendimiz (s.a.s.)’in ifadesiyle öfkesi gider. “Eûzü billâhi mine’ş-şeytâni’r-racîm.” (Kovulmuş şeytandan Allah’a sığınırım.)

İnancı zedeleyip ahiret saadetini engelleycek durumlardan ve olumsuz davranışlardan da Nebi (s.a.s.) gibi Rabbimiz Teala ve Tekadddes Hazretleri’ne sığınalım: “Allah’ım! Bozgunculuktan, münafıklıktan ve kötü ahlâktan sana sığınırım.” (Ebû Dâvûd, Vitr, 32) Rasülüllah (s.a.s.) secdede şöyle dua ederdi: Allah’ım! Gazabından rızana, cezandan affına sığınırım. Senden sana sığınırım. Sana tüm övgüleri saysam yine de bitiremem. Sen kendini nasıl övdüysen öylesin.” (Müslim, Salât, 222)

Yine şu dular da Rasülüllah (s.a.s)’in sığındığı şeyleri konu almaktıdır: “Allah’ım! Fakirlikten, yokluktan ve zilletten sana sığınırım. Haksızlık etmekten ve haksızlığa uğramaktan da sana sığınırım.” (Ebû Dâvûd, Vitr, 32) “Allah’ım! Nimetlerinin yok olmasından, sağlığımın bozulmasından, ansızın gelecek cezandan ve öfkene sebep olan her şeyden sana sığınırım.” (Müslim, Rikâk, 96)

Hz. Âişe, Peygamber Efendimizin en çok günaha girmekten ve borçtan Allah’a sığındığını nakletmektedir. Müminlerin annesi, “Ey Allah’ın Resûlü! Borçtan ne kadar da çok Allah’a sığınıyorsunuz?” diye şaşkınlığını dile getirince, Peygamberimiz, “Borçlanan kimse konuşur ama yalan söyler; söz verir ama sözünü yerine getirmez.” (Nesâî, İstiâze, 9) karşılığını vererek, bir taraftan da borç altında kalanların sergileyebileceği olumsuz davranışlara dikkat çekmiştir. Enes b. Mâlik de Resûlullah’a hizmet ederken onun sık sık şöyle dediğini bildirmektedir: “Allah’ım, sıkıntıdan, üzüntüden, borçların ağırlığından ve güç sahibi olan kişilerin haksızlığına uğramaktan sana sığınırım.” (Ebû Dâvûd, Vitr, 32)

Rasülüllah (s.a.s.) kederden ve borçtan kurtulmak için şu duayı öğretmiştir: “Allah’ım! Gam ve kederden sana sığınırım, çaresizlik ve tembellikten sana sığınırım, korkaklık ve cimrilikten sana sığınırım, ağır borç altında kalmaktan ve güç sahibi olan kişilerin zulmüne uğramaktan sana sığınırım. ” (Ebû Dâvûd, Vitr, 32)

Kimseye muhtaç olmadan sağlıklı bir şekilde yaşama arzusunu dualarına yansıtan Sevgili Peygamberimiz (s.a.s.), hayatının acı bir felâketle son bulmasından da Allah’a sığınır ve şöyle dua ederdi: “Allah’ım! Yıkıntı altında kalmaktan sana sığınırım, yüksek yerden düşmekten sana sığınırım. Suda boğulmaktan ve yangından sana sığınırım. Ölüm anında şeytanın gelip beni aldatmasından, senin yolunda savaş esnasında düşmandan kaçarken ölmekten ve zehirli hayvanların sokmasıyla ölmekten sana sığınırım. ” (Nesâî, İstiâze, 61)

Madem Efendimiz (s.a.s.) bu kadar çok Allah’a sığınıyordu biz de aynı yolu izleyelim. Her ne olursa olsun bizi asla bırakmayan Rabbimize sığınalım. Ve Rasülüllah (s.a.s.)’in bize öğrettiği dua ile yazımızı bitirelim: “Allah’ım! Peygamberin Muhammed’in senden istediği hayırlı şeyleri biz de istiyoruz. Peygamberin Muhammed’in sana sığındığı kötü şeylerden biz de sana sığınıyoruz. Yardım sendendir ve varış sanadır. Güç ve kuvvet sadece senin yardımınladır.” (Tirmizî, Deavât, 88.)

AMİN! 

ÖNEMLİ NOT: Bu sayfalarda yayınlanan okur yorumları okuyucuların kendilerine ait görüşlerdir.