Takip Et
  • 19 Şubat 2014, Çarşamba

Kendinize engel olmayın

Hayat her adımda yeni başlangıçlar yapabileceğimiz bir koşudur. Bır maraton. Maraton sözcüğü, Eski Yunan dönemdeki maraton meydanından savasın çığlıkları arasından çıkıp gelmiştir günümüze. Yunanlıların ve Sapartalıların savaşlarını Atina’ya yetiştirmek için koşulan 42 kmlik bir koşudur aslında. Haberi zamanında götüren habercinin ölümü üzerine o günden sonra bu uzaklığın ve meydanın adı MARATON olarak yarışlara verilmiştir. Bu yarış stratejik bir yarıştır. Yarışa baslarken öne geçmenin önemi yoktur. Çünkü yarış oldukça uzundur. Bu yarısın en önemli kısmı 20 ile 25 km arasındadır. Bu bolümde yarışçının şiddetli kas ağrıları baslar. Ağrılar 25.kmye kadar artarak devam eder. 25.km geçmeyi başarırsanız yarışa devam edersiniz. Burada aslında 26. km yeni bir başlangıçtır. Önemli olan da yeni bir başlangıç için vazgeçmemektir. YGS ve LYS de milyonlarca adayın yarıştığı bir maratonu andırır. Bu maratonun kritik noktası da YGS ile baslar LYS ile devam eder. Bizde de şubat ayından itibaren maratondan kopmalar başlar. Bazı adaylar sınavı kazanamayacaklarını düşünerek yeni bir başlangıç yapmak yerine başladıkları yarışı bitirmeyi tercih ederler. Oysaki bu maratonda her zaman yeni bir başlangıç yapabilirsiniz. Yeter ki başarılı olacağınıza dair inancınızı kaybetmeyin.1950'li yıllarda kamuoyunda; doktorların araştırmalarına dayanarak "Bir mil dört dakikanın altında koşulamaz, bu insan fizyolojisi açısından mümkün değildir" yargısı vardı. Bu görüşler atletizmle uğraşan atletleri bir hayli etkilemiştir. Atletizm otoriteleri ve atletler bu görüşün etkisinde kalarak bir mili dört dakikanın altında koşmayı hiç düşünmediler. Yarışmalarda bütün atletler artık rekor kırmak için değil sadece birinci olmak için koşuyorlardı. Roger 1954 yılında yapılacak olan yarışa bir yıl kala bir mili dört dakikanın altında koşmak için hazırlanmaya başladı. Bir yıl boyunca bütün fiziki çalışmalarını yaptı; ama Roger biliyordu ki bu yarışmada hedefe ulaşmak için sadece fiziksel antrenmanlar yeterli değildi. O her gün zihinsel antrenmanlar da yapmayı ihmal etmedi. Zihninde artık tek bir düşünce vardı: Hedefe ulaşmak. Kendisine olan güveni tamdı. Zihninde hep bir yıl sonraki yarışı ve onun sonunda kıracağı rekoru düşünüyordu. Yarış başladığında tüm yarışçılar birinci gelmeyi düşünürken Roger rekora koşuyordu. Onun tek hedefi vardı, bir mili dört dakikanın altında koşmak. Onu gerçekleştireceğinden şüphesi yoktu. Yarış Roger"in birinciliğiyle bitti. Onun için birinci gelmek önemli değildi. Skorborda yöneldi. Orada yazan rakam 3,59’du. Roger başarmıştı. Bir yıl boyunca çaba sarf ettiği hedefine ulaşmıştı. Roger zaferi bedensel gücü ile değil, zihinsel gücü ile kazandı. Roger"den sonra gelen birçok sporcu da zihnin gücünü keşfederek inanılması mümkün olmayan rekorlara imza attılar. Bir yıl içerisinde aynı rekoru 300 atlet kırmayı başardı. Artık sporcular inanılmazları gerçekleştirmenin formülünü %20 bedensel güç % 80 zihinsel güç olarak özetliyorlardı. Yani değerli öğrenciler, kendinizin ve zihninizin o eşsiz gücüne inanın. Unutmayın güven, bır karaca kadar cekıngendır; insan onu kovdu mu tekrar bulması uzun zaman alabilir.

ÖNEMLİ NOT: Bu sayfalarda yayınlanan okur yorumları okuyucuların kendilerine ait görüşlerdir.