Takip Et
  • 6 Temmuz 2015, Pazartesi

Çocuktuk ve Ramazan'dı!

Sıcaktı, yazdı,17 saat aç ve susuz kalınacaktı derken bir Ramazan ayının daha yarısını geçtik. Her Ramazan 'da olduğu gibi bu defa da benzer şeyler konuşuldu. İftar davetleri eleştirildi. Sadece oruç tutarak ibadet edilemeyeceği, Teravih namazı kılmanın tek başına yeterli olmayacağı yönünde pek çok şey sosyal medyada yazıldı çizildi.

Ben nispeten gelenekçi bir insanım. Ramazan ayı camilerin ışıltılı mahyaları, pide fırınları önünde beklediğimiz kuyruklar, madran suyu doldururken yapılan çeşme başı sohbetlerimizi hatırlatır bana. Ramazan bundan önce yaz aylarına denk geldiğinde ki kabaca bir 40 yıl önceden bahsediyorum, mahalledeki hayırseverler inşaatların üst katlarına hasırlar serer Teravih namazı kıldırırlardı. En arka saf biz çocuklarındı. Kimi artık aramızda olmayan, kimileri ise yurdun dört bir yanına dağılmış mahalle arkadaşlarımızla namaz kılmaya çalışırdık. Bazen kendini tutamayıp kıkırdayan olursa, önde kılan büyüklerden biri dua ederken sesini birazcık yükseltir ve bizlere usulünce ayar verirdi.

Akşam vakti madrandan getirilmiş kar döşekleri sokaklarda gezdirilir, bazen hayır için testereyle kesip dağıtanlar olduğunda, bir parça kapabilmek için birbirimizle yarışırdık. İftar da üzerine vişne ya da dut şurubu dökülür, dişlerimiz uyuşarak kaşıklamaya çalışırdık.

Akrabalar birbirlerini iftara davet eder, yaz geceleri sahura kadar süren sohbetler olurdu. Uyur kalırdık ya da uyumuş numarası yapardık ki eve kucakta dönelim diye.

Hasılı şimdilerde kim, hangi kurum, dernek, grup olursa olsun, iftar davetleri hoş bir geleneği devam ettirmektir. İnsanları bir sofra etrafında toplamak ve sohbet etmelerine vesile olmaktır. Kılabilenler için Teravih namazları da öyle. Mübarek bir mekan da omuz omuza durup, kendilerini kalb-i safiyane ile inanç denizine bırakabilenler, etraflarına huzur ve pozitif enerji yayarlar. Ramazan geceleri ortaoyunlu, meddahlı eğlenceler düzenleyen tüm kurumlara da bir teşekkür borcumuz var.

Bu satırların yazarı gibi bir çocuğa, 40 yıl sonra mutlulukla hatırlanacak anılar oluşturdukları için.

Kalın sağlıcakla!

ÖNEMLİ NOT: Bu sayfalarda yayınlanan okur yorumları okuyucuların kendilerine ait görüşlerdir.