Takip Et

Yapay Zekalı Robotlar Bir Yandan Hayranlık Bir Yandan Da Endişe Yaratmaya Devam Ediyor

Yapay zeka karşıtlığı ile bilinen Bill Gates, Elon Musk ve Stephen Hawking gibi tanınmış kişiler endişeli grupta yer alıyor ve hızla ciddi boyutta işsizlik oluşacağını iddia ediyorlar. Peki bu ne kadar doğru? Şöyle bir örnek verebilirim ki Çin’de bir kargo şirketinin ana deposunda kargo paketlerinin tasnif ve taşınması için kullanılan küçük robotlar, yüzlerce kişinin yapabileceği işi hatasız yapmaya başladı bile. Obama da veda konuşmasında işsizliğin nedeni olarak otomasyonu göstermişti. Dünya Ekonomik Forumu’nun 3 Şubat’ta yayımladığı son raporu da ortaya çıkacak işsizliğin derecesini gözler önüne seriyor.

Peki ne yapmalıyız? Yapay zekadan vaz mı geçmeliyiz? Ya da Çözüm ne olabilir? İşte bu noktada isizliğe çözüm olarak Bill Gates yaptığı açıklamada, robotlardan da vergi alınmasını önermişti. Böylece, otomasyon sürecinin geçici olarak biraz da olsa yavaşlayacağını ifade etmişti. Elon Musk’ın önerisi ise, çalışıyor veya işsiz olsun her bireye vatandaşlık maaşı bağlanması. Öte yandan, benim de savunduğum görüş olan ve New York Times’da Yayın Kurulu imzasıyla çıkan bir yazıda, istihdam sorununun robotlardan değil, politikacılardan kaynaklandığı ileri sürülüyor. Aslında bütün mesele mevcut olan veya teknolojinin getireceği işsizliği bitirecek politikaların oluşturulup, desteklenmemesi. Bu yapılırsa robotlardan korkmamıza gerek kalmaz. Bu arada bir parantez açmak gerekirse, vatandaşlık maaşı uygulamasının pilot bir denemesi Ocak ayında Finlandiya’da başlatılmış durumda. Rasgele seçilmiş 2,000 işsize, 2 yıl boyunca ayda 560 Euro ödeme yapılacak. Fakat, birçok sendikaya göre de bu uygulama işsizliği ve tembelliği teşvik edici nitelikte. Bence de çözüm bu olmamalı.

Şunu belirmeliyim ki aslında dünyada bu olup biten Endüstri 4.0 devriminden başka birşey değil. Tabi ki Endüstri 4.0 denince akla ilk gelen, magazinsel kavramlar, yani otomasyon, akıllı robotlar ve insansız fabrikalar oluyor. Oysa, endüstri 4.0’ın genel kabul gören temeli ve olmazsa olmaz teknolojik altyapısı endüstriyel nesnelerin İnternet’idir (ENİ). Bilindiği gibi İlk sanayi devrimi (1.0) su ve buhar gücünü kullanarak mekanik üretim sistemleri ile ortaya çıkmıştı. İkinci sanayi devrimi (2.0) ile elektrik gücünün yardımıyla seri üretimle tanışılmıştı. Üçüncü sanayi devrimindeyse (3.0) elektroniklerin kullanımı ve Bilgi Teknolojileri'nin gelişmesiyle birlikte üretim daha da otomatikleştirilmişti. Şimdi yaşanan ise endüstri nesnelerinin İnternet’i ile gerçekleşen Endüstri 4.0 devrimidir. Yapay zekalı robotlar sadece bu devrimin yapı taşlarından ibaret. Binlerce kişinin yapabileceği işleri bu robotlar pekala yapacaklar ancak oluşacak işsizliği buna bağlamak ve etkin politikalar geliştirememek ya da yapay zeka gibi bir nimetten vazgeçmek çözüm olarak düşünülmemelidir. Olup biten bir devrim şeklinde ilerliyor.

Peki Türkiye bu devrimin neresinde? Bu treni de kaçıracak mıyız? Endüstriyel nesnelerin İnternet’i konusunda da mı pasif kalacağız?

Benim nacizane tavsiyem, Güney Kore’de olduğu gibi Türkiye’de de bir dördüncü sanayi devrimi komitesi kurulması ve hükümet, üniversiteler ve iş dünyasından temsilcilerin atanması. Komite, ilk olarak bu alandaki stratejileri net bir şekilde belirlemeli ve hızlı, yenilikçi, yapıcı, insan odaklı çözümler için gerekenleri ortaya koymalıdır. Hükümetin bu alana yatıracağı bütçenin, katma değeri yüksek projeler ile kendini fazlasıyla amorti edeceği açıktır. Çok basit örnekler yakın coğrafyamızda mevcut. Örneğin Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) akıllı şehir projesi ile çok dikkat çekmişti. Buna ek olarak, Elon Musk ile BAE yetkilileri arasında imzalanan anlaşma ile 400 Tesla sürücüsüz otomobil Dubai’de kullanıma başlandı bile. Sadece bu değil, Dubai’de tek kişilik pilotsuz dron ile uçmakta da mümkün. Bir diğer Orta Doğu ülkesi, Suudi Arabistan’da sadece petrole bağımlı kalmak istemiyor. İş dünyasının gelişmesini sağlamak, inovasyonu desteklemek için, büyük veri analitiğine odaklanıyor. Bizim bir eksiğimiz yok. Hatta fazlamız var. Diyorum ki gelin bir farkındalık yaratalım. Biz de bu alana yatırım yapalım ve bu treni de kaçırmamayalım.

ÖNEMLİ NOT: Bu sayfalarda yayınlanan okur yorumları okuyucuların kendilerine ait görüşlerdir.