Takip Et

ÇOCUKLARIMIZA KARŞI DİKKAT EDECEKLERİMİZ

Kıymetli kardeşlerim! Cumamız Mübarek Olsun!

Rabbim bizlere çok değerli nimetler vermiştir. Nimetleri saymaya kalksak sayıp bitirmeye ne ömrümüz yeter ne kapasitemiz ne de imkânımız. Evlatlarımız bu dünya hayatında bizim en büyük nimetlerimizdendir. Onlar bize emanet olarak verilmiştir. Emanete kendi malımızdan daha çok nasıl itina gösteriyorsak birer emanet olan evlatlarımıza karşı da öylece itina göstermeli, onlara karşı vazifelerimizi ebeveyn olarak göstermeliyiz.

Evlatlarımızı büyütürken onları helalinden kazanıp helalinden harcayarak büyütmeye çalışırken sadece fiziki yönlerinin gelişmesi ve büyümesi yeterli değildir. Şimdiden derslerine çalışsınlar ilerde çok iyi bir meslek sahibi olsun diye uğraşırız. Önceden yazdığım yazılarda evlatlarımızın din eğitiminin önemli olduğunu defaten belirtmeye gayret etmiştim. Bu yazımda çocuklarımızı büyütürken onları hem desteklememiz gerektiği, bunu yaparken de psikolojik baskılardan kaçınmamız gerektiği hakkında bahsedeceğim.

Anne-baba meslek olarak iyi bir mevkide olduğunda evlatlarını da doğal olarak kendileri gibi iyi bir meslekte görmek ebeveynin hakkıdır. Birçok ebeveyn de öyle ister ve ellerinden geleni yapmaya çalışır. Özel hocadan ders aldırma, çeşit çeşit eğitim setleri alma, başkaca eğitimlere göndermek, maddiyat varsa özel okullara gönderme gibi birbirinden farklı yollar denerler. İsterler ki çocuklarına görevlerini yapmış olsunlar, onları iyi bir meslek sahibi olarak görsünler. Bütün bunları yaparken anne-babanın yaptığı hataların başında çocuklarını başkalarıyla kıyaslamak gelmektedir. Ben de çocukluğumda bu tarz kıyaslamalardan hiç hoşlanmazdım. Şimdiki çocuklar da hiç hoşlanmıyordur. İlerde bunları söyleyeceklerdir.

Çocuklarımız biriciktir. Onları başkalarıyla kıyaslayarak değerlendirmeyelim. Başkalarıyla yarış atı gibi yarıştırmayalım. Çünkü göz aydınlığı yavrularımız yarış atı değildir. Başkasının çocuğunu evde kendi çocuğumuzla kıyaslamak nasıl yanlışsa, başkalarının yanında çocuğumuzun güzel özelliklerini bire bin katarak ballandırarak anlatmak da yanlıştır. Bunu daha çok kendisi pek çalışıp iyi şeyler yapmamış olanlar çocukları üzerinden kendilerine paye biçmektedirler. Karşı taraf da kendi çocuğunda olmayan özellikleri bire bin katarak anlatınca, doğru söylediğini varsayarak gelip yine çocuğu kıyaslamaya başlarız. Hâlbuki kendi çocuğunu aşırı öven kişi bilmeli ki karşıdaki kimse de aynısını yapmakta, çocuğunun özelliklerini abartmakta başa çıkamayınca da birçok özellik uydurmakta. Çocuklarımız gönlümüze huzur verse de onlar başkasına hava atmak için yaratılmış değildirler.

Diğer bir husus iyi mevkide bulunan ebeveyn, kendileri gibi iyi bir yere gelsin diye çocuklarına bilerek veya bilmeyerek baskı yapmakta bu da olumsuz sonuçlara yol açmaktadır. Evlatlarımıza destek olmalıyız. Yol göstermeliyiz. Şu yol veya bu yol diye tutturmamak lazım. Benim istediğim meslek için veya üniversite için çalışacaksın diye üstüne fazlaca gitmek, geri dönülemez sonuçlara sebebiyet verebilir. Çocuğumuzun başarılı olması için elimizden geleni tabi ki yapmalıyız. Bunu yaparken de eğer başarısız olurlarsa buna karşı da bir takım şeyler yapmalıyız. Çocuğumuza maddi ve manevi her türlü desteği verdikten sonra kenara çekilemeyiz. Eğer bütün bunlara karşı başarısız olursa, ona başarısız olmak pes etmek için sebep olmadığı anlatılmalı. Özel liseyi veya falan üniversiteyi kazanamayınca bizim gözümüzde değerinin düşmeyeceğini açıkça ve samimice söylemeliyiz. Daha küçüklükten itibaren insan deneyerek başarıya ulaşır, hata yapmak insanın içinde vardır, önemli olan hata yapmak değil, hatadan kısa sürede dönmek ve bir daha o hataya dönmemeye çalışmaktır. Dikkat edilirse dönmemek demedim dönmemeye çalışmak dedim. Dedim. Çünkü insanın yapısında hata yapmak vardır. Yani insanın karakteri hataya meyillidir. Bir kere hata yapmakla hemen ders çıkarılmayabilir. Bu sebeple çocuklarımız bir kere hata yaptıklarında onlara bu hataları bir daha yapmamak için nasıl hareket edilmeli diye konuşmak gerek. Anne-baba kendi hayatlarında hata yaptıklarında nasıl ders çıkarmışlarsa çocuklarına tecrübelerini anlatmalı. Çocuklarının karşısına geçip onları birer büyük insan yerine koyup onlara her insan hata yapabilir, hata yapıldığında korkulacak bir şey olmadığını iyice anlatmak gerek.

Anne-babanın hata etmek gibi bir durumu varsa ve insan hata ederek öğreniyorsa çocuklarımızın da hata edebileceğini unutmayalım. İstediğimiz liseyi veya üniversiteyi kazanamadı diye onları küçümsemek belki de onları ebediyen kaybetmek manasına gelir. Şimdiki gençler kız olsun erkek olsun konuşmayı fakat kendilerinin insan yerine koyularak konuşulmasını ister. Konuştukları zaman büyüklerinin onları dinlemesini ve yer yer fikirlerine katılmasını beklerler. Gençlerimiz bizim yarınımızsa bugünden onları hazırlamalıyız. Onlara hazırlamaya çalışırken filin züccaciye dükkânına dalması gibi dalmayalım.

Elbette bu konuda yazılacak daha birçok şey vardır. Şimdilik önemli gördüğüm ve aklıma gelenler bunlar oldu. Son olarak şunu diyeyim ki çocuklarımıza dua etmeyi ihmal etmeyelim. Gıyaplarında onlara dua ettiğimiz gibi yüzlerine karşı da dua edelim. Eğer yüzlerine karşı dua edersek aramızdaki bağlar nasıl kuvvetlenecek hemen fark edeceksiniz. Unutmadan; hata etmemek sadece Allah’a mahsustur.

ÖNEMLİ NOT: Bu sayfalarda yayınlanan okur yorumları okuyucuların kendilerine ait görüşlerdir.