Takip Et

Gece Yeme Sendromu

Obeziteyle ilişkili olan ve kilo vermeyi engelleyen bir yeme bozukluğu olan “gece yeme sendromu” göstergeleri şunlardır:

Günlük besin alımının en az %25’ini gece saatlerinde tüketmek

Akşam yemeğinden sonra aşırı iştah artışı

Gece uykudan uyandıracak kadar yeme isteği hissetmek

Uyuyabilmek için yemek gerektiğine inanmak

Gece sürekli yüksek kalorili yiyecekler atıştırmak

Sabah tok uyanmak ve kahvaltıyı atlamak

Gece yediği için suçluluk duymak ve mutsuz olmak

Bilinçli olarak aşırı yeme ve bu özelliklere sahip olanlarda gece yeme sendromu bulunabilir. Ancak bu tanımlamanın yapılabilmesi için en az 3 ay bu döngü devam etmiş olmalıdır.

Vücudun düzenine uymayan bu beslenme şeklinde sirkadiyen ritim (vücut ritmi) de geciktirilir. Gece yeme sendromu tedavisi için davranış terapisi, psikolojik tedaviler ile beslenme eğitimi uygulanabilir. Davranış değişikliği oluşturmak için bazı aşamalar bulunur. Besin tüketiminin gözlemlenmesi, ana ve ara öğünlerin düzenlenmesi, vücut ritmine uygun uyku saatinin belirlenmesi, günlük kalori alımının azaltılması gerekir. Beslenmeye bakış açısı değiştirilmelidir. Hatalı düşünce ve davranışların yerine yapıcı olanları getirilmelidir. Örneğin "Battı balık yan gider diyerek diyeti bozarım." yerine "Zararın neresinden dönersem kardır." fikrini benimsemek önemlidir.

Gece yeme ataklarından kurtulmak için bazı öneriler:

Uyku saati daha erkene alınabilir. Sabah uyanmak kolaylaşır ve yeni uyku düzenine uyum sağlanır.

Sabah uyanınca mutlaka kahvaltı yapılmalıdır.

Ana ve ara öğünler düzenli yapıldığında kan şekeri dengesini sağlar. Ani acıkmayı ve yemekte aşırıya kaçmayı azaltır.

Ara öğünlere protein içeren besinler eklenirse tokluk süresi uzar.

Gece acıkmalarını önlemek için uyumadan 2 saat öncesine kadar protein ve karbonhidrat içeren bir ara öğün yapılmalıdır.

Beyaz un ve şeker içeren gıdalar azaltılmalıdır.

Lif içeriği yüksek beslenmek önemlidir. Kuru baklagiller, sebzeler, yeşillikler, bulgur, tam buğday ekmek gibi tahıllar lif açısından zengindir.

Günde 2-3 litre kadar su içilmelidir.

Düzenli egzersiz yapmak serotonin hormonu salınımını artırarak mutlu hissetmeyi ve psikolojik rahatlamayı sağlar. 

ÖNEMLİ NOT: Bu sayfalarda yayınlanan okur yorumları okuyucuların kendilerine ait görüşlerdir.