Takip Et
  • 19 Kasım 2023, Pazar

HÜR AMA HUSUSİ / ÜTÜLÜ AMA KİRLİ / TEMİZ AMA ÜTÜSÜZ

Cumhuriyetin yüzüncü yılına adım attığımız bu zamanlar, değişimlerin dönüşüm şartıyla hayır getireceği gerçeğini görmezden gelen olaylar, şuyu vukuundan büyük kepazelikler, ciddiyet ve şahsiyetin popülarite şartıyla dikkate alındığı ahir zaman alametleriyle dolu.

Bunca büyük bir gardırop ama kimisi ütüsüz kimisi kirli. Temiz olanlarsa mevsime uygun olmadığından " Bu soğukta ne işim var eniştenin düğününde ?" deyip beyaz bayrağı çekiyor çoğu hassasiyet sahibi insan.

Büyük gürültüler, şovlar, gövde gösterileri, elti kıskandırmalar, komşu çatlatmalar ve dedikodu yapan erkek egemen toplumun bohçacı havadisleri, önce anlamak sonra anlatmak ve eylemek sırasından bihaber meclis kürsüleri...

Aşağı mahalle çocukları ve yukarı mahalle çocukları maç yapmıyorlar elbette artık, birbirinin öldüğünü kendilerinin ise olduğunu görmek istiyorlar.

Öldüğünü istemelerinin savunulacak yanı yok ama kendilerini bu öldürme üzerinden inşaa edip oldurmaya çalışmaları, çürümenin fragmanı bir anlamda. Bu iklim bu havalar böyle giderse daha neler göreceğiz maazallah.

Bu millet sahip olduğu değerlerin içinde nefes ala vere belli bir niteliğe büründü. Çağlar içinde bir kıvama geldi. Evet ama değer denilen şeyler çekmecede saklanacak şeyler olmadığından hazırdan yiyen toplum üzerine bina etmeye etmeye, arasından tuğlayı çeke çeke çatışmada sütre vazifesi gören baykuşlu bir harabenin maliki olarak kesildiler, eridiler, kaldılar son tahlilde.

Tıpkı parası bittikçe evdeki eşyaları satan aylak müflis gibi eksildikçe çoraklaşan, çoraklaştıkça kötülüğe saplanan bir toplum yapısı...

Üzerinde anlaşılmış kapsayıcı bir ahlaki normun nakşedildiği bir nomosun eksikliği ortadayken ve sorunun çözümü olarak eğitimi devreye sokup uzun vadede sıhhatli bir neslin geleceğine dair şarjörü yuvasına sokmak mümkün iken bugün eğitim denen olgu herkesin atıp kimsenin tutmak istemediği bir yakar top olup temenniler ve hayıflanmalar dünyasının başrol oyuncusu oluverdi.

Evet İsrail...

Birbirinin derdiyle dertlenmeyen bizler, senin mimarlarınız...

Bütün neme lazımcılar, bana dokunmayan yılan bin yaşasıncılar, değerleri ve aidiyetleri rafa kaldırıp kar ve başarıyı kıble edinen bizler, seni büyüttük, bugünlere getirdik.

Kirlendikçe zalimliğe tepkisizleşiyoruz, eksildikçe hassasiyetimizi kaybediyoruz. Hassasiyetini kaybeden neylesin teraziyi, hassasiyetini kaybeden neylesin Hakk'ı ve adaleti.

Yılan bize dokunmuyor şimdilik. Sadece vicdan sahiplerinin yüreğine dokunuyor yaptıkları.

Çürüyor muyuz gerçekten, eğer çürümüyorsak birkaç pansuman, birkaç ilaç, birkaç şifacı kifayet edecektir.

Yok eğer çürüyorsak layık olduğumuz koyun yarin koynu değil, toprağın koynu olmalıdır.

Hamasi olmadan Hamas'tan yana

Faşizme kapılmadan İsrail’e karşı. 

ÖNEMLİ NOT: Bu sayfalarda yayınlanan okur yorumları okuyucuların kendilerine ait görüşlerdir.