Takip Et

Düzenlemeler

2024-09-21 14:10:00

Kılıçdaroğlu: “Sorumluluktan Kaçmadım”

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) 7. Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, tv100’de Kübra Par ve Gürkan Hacır’ın sorularını yanıtladı. Yaklaşık 2 saat süren programda Kılıçdaroğlu, Cumhurbaşkanlığı seçim süreci, altılı masa, İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener’in tutumu, Ümit Özdağ ile imzalanan protokol ve geleceğe dair planları gibi birçok konuya değindi. Kılıçdaroğlu'nun açıklamaları, hem parti içi hem de ülke siyasetine yönelik önemli mesajlar içeriyordu.

“İHANETİ DE GÖRDÜK, SUÇLANIYORUM”

Programın başında, İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener’in altılı masadan ayrılması ve sonrasında geri dönmesi konusu açıldı. Kılıçdaroğlu, Akşener’in bu tutumunu sert şekilde eleştirerek, “İhaneti de gördük. Altılı masayı terk ettiler, kumar masası dediler, sonra geri döndüler. Seçimi kaybettik, bu durumda sorumlu ben mi oluyorum? Hangi gerekçeyle ayrıldılar, hangi gerekçeyle geri döndüler?” diye sordu. Kılıçdaroğlu, Akşener’in bu süreçte yaptığı davranışın kendisi üzerinde büyük bir sorumluluk yüklediğini belirtti.

Akşener’in seçim sürecinde yaptığı çıkışların, seçim kaybında önemli bir etken olduğunu savunan Kılıçdaroğlu, kendisine açılması planlanan dava ile ilgili olarak da, “Avukatım ilgilenecek, söylediklerimde hakaret yok. Gerçekleri dile getirdim” açıklamasında bulundu. Akşener’in kendisine karşı açacağı dava konusunda, “Bu topraklarda ihanet de oluyor, maalesef. Masadan ayrıldılar, sonra geri döndüler, suçlu ben mi oldum?” dedi.

ALTILI MASA VE SEÇİM KAYBI

Cumhurbaşkanlığı seçim sürecine dair konuşan Kılıçdaroğlu, seçim kampanyasının nasıl bir atmosferde geçtiğini anlattı. Özellikle seçim sürecinde kullanılan sahte videolara dikkat çekti. "Sahte videolar üzerinden iftiralar atıldı, halk yanlış yönlendirildi. Bizim kampanyamız dürüsttü, ama sahte videolarla halk kandırıldı. Bu yüzden seçimleri kaybettik" ifadelerini kullandı.

Kılıçdaroğlu, ayrıca İYİ Parti milletvekillerinin kendisine oy vermediğini de belirterek, "İYİ Parti'nin lideri oy verelim diyor ama partinin bazı milletvekilleri vermiyor. Bu durumda suçlu yine ben mi oluyorum?" diye sordu. Bu açıklamalar, seçim sürecindeki iç çatışmaları ve partiler arasındaki sorunları açıkça ortaya koydu.

ZAFER PARTİSİ VE SİNAN OĞAN POLEMİĞİ

Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ ile imzaladığı protokol ve Sinan Oğan’ın açıklamaları da programda önemli bir yer tuttu. Özdağ, seçim sürecinde Kılıçdaroğlu ile bakanlıklar ve MİT Müsteşarlığı konusunda bir protokol imzalandığını iddia etmişti. Kılıçdaroğlu, bu iddiaları kesin bir dille yalanladı. "Sinan Oğan'a üç bakanlık değil, ayakkabılarımı boyatmak için bile bir şey vermem" diyerek bu iddiaların asılsız olduğunu vurguladı.

Özdağ ile imzalanan protokole dair detaylara değinen Kılıçdaroğlu, “Altılı masanın kabul ettiği bir protokol olsaydı geçerli olurdu. Altılı masa kabul etmediği için bu protokolün geçerliliği yok. İçişleri Bakanlığı ve MİT Müsteşarlığı konusunda konuşulmadı” dedi. Bu açıklamayla, protokolün geçerliliği ve içeriği konusundaki spekülasyonlara son noktayı koymuş oldu.

REFAH MİLLİYETÇİLİĞİ: YENİ BİR KAVRAM

Programda Kılıçdaroğlu’nun üzerinde durduğu bir diğer önemli konu, “Refah Milliyetçiliği” kavramı oldu. Türkiye’nin artık kimlik siyasetini ve kutuplaşmaları geride bırakıp, refahın artırılmasına odaklanması gerektiğini savunan Kılıçdaroğlu, bu kavramı şöyle açıkladı: “Refah milliyetçiliğinden kastımız, refahta buluşmak. Kimlik, inanç ve yaşam tarzı kavgalarını bir kenara bırakıp, herkesin refahını artırmamız gerekiyor. Bu ülke büyüyecekse, ekonomik, sosyal ve kültürel olarak büyüyecek. Refahı herkesle paylaşmamız lazım.”

Kılıçdaroğlu, Türkiye’nin zengin kültürel mirasına sahip çıkılması gerektiğini vurgulayarak, "Dünyanın en zengin kültürlerinden birine sahibiz. Ancak bunun farkında değiliz, kültürümüzü yok ediyoruz. Bu zenginliği korumalı ve gelecek nesillere aktarmalıyız" dedi. Türkiye’nin bölgesel kalkınması ve sosyal refahın artırılması gerektiğini belirten Kılıçdaroğlu, ekonomik adaletsizliğin Türkiye’yi ciddi şekilde etkilediğini savundu.

SEÇİM SÜRECİNDEKİ HEDEFLER VE GELECEK PLANLARI

Kılıçdaroğlu, programın ilerleyen bölümlerinde geleceğe dair planları hakkında da önemli açıklamalarda bulundu. Yeni bir siyasi hareket başlatma ya da bir oluşum kurma planı olmadığını belirten Kılıçdaroğlu, CHP’ye katkı sunmaya devam edeceğini söyledi. "Ben Cumhuriyet Halk Partisi’nin bir üyesiyim. Partim için çalışmaya devam edeceğim, kişisel çıkarlarım için değil, ülkemin geleceği için buradayım" dedi.

Kendisini destekleyenlerin parti içinde ve halk arasında oldukça fazla olduğunu belirten Kılıçdaroğlu, "Halktan büyük destek alıyorum. Sadece CHP’liler değil, diğer partilerden insanlar da beni destekliyor. İnsanlar, dürüst siyasetçi arıyorlar ve bu yüzden bana güveniyorlar" dedi.

Son olarak, Türkiye’nin içinde bulunduğu ekonomik durum ve yolsuzluklara dikkat çeken Kılıçdaroğlu, “Bu ülke her şeyin talimatla yürütüldüğü bir noktaya geldi. Yargıdan, ekonomiye kadar her şey bir kişinin iki dudağı arasında. Biz, bu düzeni değiştirmek için mücadele ediyoruz” dedi. Kılıçdaroğlu, ülkenin geleceği için refah, demokrasi ve adaletin ön planda olması gerektiğini vurgulayarak sözlerini noktaladı.

MÜCADELEYE DEVAM MESAJI

Kemal Kılıçdaroğlu, tv100’de yaptığı bu açıklamalarla, Türkiye siyasetinin önemli figürlerinden biri olarak mücadeleye devam edeceğini net bir şekilde ortaya koydu. Seçim sürecinde yaşanan olaylar, parti içi gerilimler ve Ümit Özdağ ile yaşanan protokol tartışmaları gibi konulara dair net açıklamalar yaparak, hem kendi duruşunu hem de partinin gelecekteki rotasını çizdi. Kılıçdaroğlu’nun "Refah Milliyetçiliği" kavramı ise Türkiye’de siyasetin geleceği açısından yeni bir tartışma başlattı. (HABER MERKEZİ)

2024-09-21 14:10:39

Kılıçdaroğlu: Sorumluluktan kaçmadım

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) 7. Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, tv100’de Kübra Par ve Gürkan Hacır’ın sorularını yanıtladı. Yaklaşık 2 saat süren programda Kılıçdaroğlu, Cumhurbaşkanlığı seçim süreci, altılı masa, İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener’in tutumu, Ümit Özdağ ile imzalanan protokol ve geleceğe dair planları gibi birçok konuya değindi. Kılıçdaroğlu'nun açıklamaları, hem parti içi hem de ülke siyasetine yönelik önemli mesajlar içeriyordu.

“İHANETİ DE GÖRDÜK, SUÇLANIYORUM”

Programın başında, İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener’in altılı masadan ayrılması ve sonrasında geri dönmesi konusu açıldı. Kılıçdaroğlu, Akşener’in bu tutumunu sert şekilde eleştirerek, “İhaneti de gördük. Altılı masayı terk ettiler, kumar masası dediler, sonra geri döndüler. Seçimi kaybettik, bu durumda sorumlu ben mi oluyorum? Hangi gerekçeyle ayrıldılar, hangi gerekçeyle geri döndüler?” diye sordu. Kılıçdaroğlu, Akşener’in bu süreçte yaptığı davranışın kendisi üzerinde büyük bir sorumluluk yüklediğini belirtti.

Akşener’in seçim sürecinde yaptığı çıkışların, seçim kaybında önemli bir etken olduğunu savunan Kılıçdaroğlu, kendisine açılması planlanan dava ile ilgili olarak da, “Avukatım ilgilenecek, söylediklerimde hakaret yok. Gerçekleri dile getirdim” açıklamasında bulundu. Akşener’in kendisine karşı açacağı dava konusunda, “Bu topraklarda ihanet de oluyor, maalesef. Masadan ayrıldılar, sonra geri döndüler, suçlu ben mi oldum?” dedi.

ALTILI MASA VE SEÇİM KAYBI

Cumhurbaşkanlığı seçim sürecine dair konuşan Kılıçdaroğlu, seçim kampanyasının nasıl bir atmosferde geçtiğini anlattı. Özellikle seçim sürecinde kullanılan sahte videolara dikkat çekti. "Sahte videolar üzerinden iftiralar atıldı, halk yanlış yönlendirildi. Bizim kampanyamız dürüsttü, ama sahte videolarla halk kandırıldı. Bu yüzden seçimleri kaybettik" ifadelerini kullandı.

Kılıçdaroğlu, ayrıca İYİ Parti milletvekillerinin kendisine oy vermediğini de belirterek, "İYİ Parti'nin lideri oy verelim diyor ama partinin bazı milletvekilleri vermiyor. Bu durumda suçlu yine ben mi oluyorum?" diye sordu. Bu açıklamalar, seçim sürecindeki iç çatışmaları ve partiler arasındaki sorunları açıkça ortaya koydu.

ZAFER PARTİSİ VE SİNAN OĞAN POLEMİĞİ

Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ ile imzaladığı protokol ve Sinan Oğan’ın açıklamaları da programda önemli bir yer tuttu. Özdağ, seçim sürecinde Kılıçdaroğlu ile bakanlıklar ve MİT Müsteşarlığı konusunda bir protokol imzalandığını iddia etmişti. Kılıçdaroğlu, bu iddiaları kesin bir dille yalanladı. "Sinan Oğan'a üç bakanlık değil, ayakkabılarımı boyatmak için bile bir şey vermem" diyerek bu iddiaların asılsız olduğunu vurguladı.

Özdağ ile imzalanan protokole dair detaylara değinen Kılıçdaroğlu, “Altılı masanın kabul ettiği bir protokol olsaydı geçerli olurdu. Altılı masa kabul etmediği için bu protokolün geçerliliği yok. İçişleri Bakanlığı ve MİT Müsteşarlığı konusunda konuşulmadı” dedi. Bu açıklamayla, protokolün geçerliliği ve içeriği konusundaki spekülasyonlara son noktayı koymuş oldu.

REFAH MİLLİYETÇİLİĞİ: YENİ BİR KAVRAM

Programda Kılıçdaroğlu’nun üzerinde durduğu bir diğer önemli konu, “Refah Milliyetçiliği” kavramı oldu. Türkiye’nin artık kimlik siyasetini ve kutuplaşmaları geride bırakıp, refahın artırılmasına odaklanması gerektiğini savunan Kılıçdaroğlu, bu kavramı şöyle açıkladı: “Refah milliyetçiliğinden kastımız, refahta buluşmak. Kimlik, inanç ve yaşam tarzı kavgalarını bir kenara bırakıp, herkesin refahını artırmamız gerekiyor. Bu ülke büyüyecekse, ekonomik, sosyal ve kültürel olarak büyüyecek. Refahı herkesle paylaşmamız lazım.”

Kılıçdaroğlu, Türkiye’nin zengin kültürel mirasına sahip çıkılması gerektiğini vurgulayarak, "Dünyanın en zengin kültürlerinden birine sahibiz. Ancak bunun farkında değiliz, kültürümüzü yok ediyoruz. Bu zenginliği korumalı ve gelecek nesillere aktarmalıyız" dedi. Türkiye’nin bölgesel kalkınması ve sosyal refahın artırılması gerektiğini belirten Kılıçdaroğlu, ekonomik adaletsizliğin Türkiye’yi ciddi şekilde etkilediğini savundu.

SEÇİM SÜRECİNDEKİ HEDEFLER VE GELECEK PLANLARI

Kılıçdaroğlu, programın ilerleyen bölümlerinde geleceğe dair planları hakkında da önemli açıklamalarda bulundu. Yeni bir siyasi hareket başlatma ya da bir oluşum kurma planı olmadığını belirten Kılıçdaroğlu, CHP’ye katkı sunmaya devam edeceğini söyledi. "Ben Cumhuriyet Halk Partisi’nin bir üyesiyim. Partim için çalışmaya devam edeceğim, kişisel çıkarlarım için değil, ülkemin geleceği için buradayım" dedi.

Kendisini destekleyenlerin parti içinde ve halk arasında oldukça fazla olduğunu belirten Kılıçdaroğlu, "Halktan büyük destek alıyorum. Sadece CHP’liler değil, diğer partilerden insanlar da beni destekliyor. İnsanlar, dürüst siyasetçi arıyorlar ve bu yüzden bana güveniyorlar" dedi.

Son olarak, Türkiye’nin içinde bulunduğu ekonomik durum ve yolsuzluklara dikkat çeken Kılıçdaroğlu, “Bu ülke her şeyin talimatla yürütüldüğü bir noktaya geldi. Yargıdan, ekonomiye kadar her şey bir kişinin iki dudağı arasında. Biz, bu düzeni değiştirmek için mücadele ediyoruz” dedi. Kılıçdaroğlu, ülkenin geleceği için refah, demokrasi ve adaletin ön planda olması gerektiğini vurgulayarak sözlerini noktaladı.

MÜCADELEYE DEVAM MESAJI

Kemal Kılıçdaroğlu, tv100’de yaptığı bu açıklamalarla, Türkiye siyasetinin önemli figürlerinden biri olarak mücadeleye devam edeceğini net bir şekilde ortaya koydu. Seçim sürecinde yaşanan olaylar, parti içi gerilimler ve Ümit Özdağ ile yaşanan protokol tartışmaları gibi konulara dair net açıklamalar yaparak, hem kendi duruşunu hem de partinin gelecekteki rotasını çizdi. Kılıçdaroğlu’nun "Refah Milliyetçiliği" kavramı ise Türkiye’de siyasetin geleceği açısından yeni bir tartışma başlattı. (HABER MERKEZİ)

2024-09-21 14:10:47

Kılıçdaroğlu: Sorumluluktan kaçmadım

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) 7. Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, tv100’de Kübra Par ve Gürkan Hacır’ın sorularını yanıtladı. Yaklaşık 2 saat süren programda Kılıçdaroğlu, Cumhurbaşkanlığı seçim süreci, altılı masa, İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener’in tutumu, Ümit Özdağ ile imzalanan protokol ve geleceğe dair planları gibi birçok konuya değindi. Kılıçdaroğlu'nun açıklamaları, hem parti içi hem de ülke siyasetine yönelik önemli mesajlar içeriyordu.

“İHANETİ DE GÖRDÜK, SUÇLANIYORUM”

Programın başında, İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener’in altılı masadan ayrılması ve sonrasında geri dönmesi konusu açıldı. Kılıçdaroğlu, Akşener’in bu tutumunu sert şekilde eleştirerek, “İhaneti de gördük. Altılı masayı terk ettiler, kumar masası dediler, sonra geri döndüler. Seçimi kaybettik, bu durumda sorumlu ben mi oluyorum? Hangi gerekçeyle ayrıldılar, hangi gerekçeyle geri döndüler?” diye sordu. Kılıçdaroğlu, Akşener’in bu süreçte yaptığı davranışın kendisi üzerinde büyük bir sorumluluk yüklediğini belirtti.

Akşener’in seçim sürecinde yaptığı çıkışların, seçim kaybında önemli bir etken olduğunu savunan Kılıçdaroğlu, kendisine açılması planlanan dava ile ilgili olarak da, “Avukatım ilgilenecek, söylediklerimde hakaret yok. Gerçekleri dile getirdim” açıklamasında bulundu. Akşener’in kendisine karşı açacağı dava konusunda, “Bu topraklarda ihanet de oluyor, maalesef. Masadan ayrıldılar, sonra geri döndüler, suçlu ben mi oldum?” dedi.

ALTILI MASA VE SEÇİM KAYBI

Cumhurbaşkanlığı seçim sürecine dair konuşan Kılıçdaroğlu, seçim kampanyasının nasıl bir atmosferde geçtiğini anlattı. Özellikle seçim sürecinde kullanılan sahte videolara dikkat çekti. "Sahte videolar üzerinden iftiralar atıldı, halk yanlış yönlendirildi. Bizim kampanyamız dürüsttü, ama sahte videolarla halk kandırıldı. Bu yüzden seçimleri kaybettik" ifadelerini kullandı.

Kılıçdaroğlu, ayrıca İYİ Parti milletvekillerinin kendisine oy vermediğini de belirterek, "İYİ Parti'nin lideri oy verelim diyor ama partinin bazı milletvekilleri vermiyor. Bu durumda suçlu yine ben mi oluyorum?" diye sordu. Bu açıklamalar, seçim sürecindeki iç çatışmaları ve partiler arasındaki sorunları açıkça ortaya koydu.

ZAFER PARTİSİ VE SİNAN OĞAN POLEMİĞİ

Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ ile imzaladığı protokol ve Sinan Oğan’ın açıklamaları da programda önemli bir yer tuttu. Özdağ, seçim sürecinde Kılıçdaroğlu ile bakanlıklar ve MİT Müsteşarlığı konusunda bir protokol imzalandığını iddia etmişti. Kılıçdaroğlu, bu iddiaları kesin bir dille yalanladı. "Sinan Oğan'a üç bakanlık değil, ayakkabılarımı boyatmak için bile bir şey vermem" diyerek bu iddiaların asılsız olduğunu vurguladı.

Özdağ ile imzalanan protokole dair detaylara değinen Kılıçdaroğlu, “Altılı masanın kabul ettiği bir protokol olsaydı geçerli olurdu. Altılı masa kabul etmediği için bu protokolün geçerliliği yok. İçişleri Bakanlığı ve MİT Müsteşarlığı konusunda konuşulmadı” dedi. Bu açıklamayla, protokolün geçerliliği ve içeriği konusundaki spekülasyonlara son noktayı koymuş oldu.

REFAH MİLLİYETÇİLİĞİ: YENİ BİR KAVRAM

Programda Kılıçdaroğlu’nun üzerinde durduğu bir diğer önemli konu, “Refah Milliyetçiliği” kavramı oldu. Türkiye’nin artık kimlik siyasetini ve kutuplaşmaları geride bırakıp, refahın artırılmasına odaklanması gerektiğini savunan Kılıçdaroğlu, bu kavramı şöyle açıkladı: “Refah milliyetçiliğinden kastımız, refahta buluşmak. Kimlik, inanç ve yaşam tarzı kavgalarını bir kenara bırakıp, herkesin refahını artırmamız gerekiyor. Bu ülke büyüyecekse, ekonomik, sosyal ve kültürel olarak büyüyecek. Refahı herkesle paylaşmamız lazım.”

Kılıçdaroğlu, Türkiye’nin zengin kültürel mirasına sahip çıkılması gerektiğini vurgulayarak, "Dünyanın en zengin kültürlerinden birine sahibiz. Ancak bunun farkında değiliz, kültürümüzü yok ediyoruz. Bu zenginliği korumalı ve gelecek nesillere aktarmalıyız" dedi. Türkiye’nin bölgesel kalkınması ve sosyal refahın artırılması gerektiğini belirten Kılıçdaroğlu, ekonomik adaletsizliğin Türkiye’yi ciddi şekilde etkilediğini savundu.

SEÇİM SÜRECİNDEKİ HEDEFLER VE GELECEK PLANLARI

Kılıçdaroğlu, programın ilerleyen bölümlerinde geleceğe dair planları hakkında da önemli açıklamalarda bulundu. Yeni bir siyasi hareket başlatma ya da bir oluşum kurma planı olmadığını belirten Kılıçdaroğlu, CHP’ye katkı sunmaya devam edeceğini söyledi. "Ben Cumhuriyet Halk Partisi’nin bir üyesiyim. Partim için çalışmaya devam edeceğim, kişisel çıkarlarım için değil, ülkemin geleceği için buradayım" dedi.

Kendisini destekleyenlerin parti içinde ve halk arasında oldukça fazla olduğunu belirten Kılıçdaroğlu, "Halktan büyük destek alıyorum. Sadece CHP’liler değil, diğer partilerden insanlar da beni destekliyor. İnsanlar, dürüst siyasetçi arıyorlar ve bu yüzden bana güveniyorlar" dedi.

Son olarak, Türkiye’nin içinde bulunduğu ekonomik durum ve yolsuzluklara dikkat çeken Kılıçdaroğlu, “Bu ülke her şeyin talimatla yürütüldüğü bir noktaya geldi. Yargıdan, ekonomiye kadar her şey bir kişinin iki dudağı arasında. Biz, bu düzeni değiştirmek için mücadele ediyoruz” dedi. Kılıçdaroğlu, ülkenin geleceği için refah, demokrasi ve adaletin ön planda olması gerektiğini vurgulayarak sözlerini noktaladı.

MÜCADELEYE DEVAM MESAJI

Kemal Kılıçdaroğlu, tv100’de yaptığı bu açıklamalarla, Türkiye siyasetinin önemli figürlerinden biri olarak mücadeleye devam edeceğini net bir şekilde ortaya koydu. Seçim sürecinde yaşanan olaylar, parti içi gerilimler ve Ümit Özdağ ile yaşanan protokol tartışmaları gibi konulara dair net açıklamalar yaparak, hem kendi duruşunu hem de partinin gelecekteki rotasını çizdi. Kılıçdaroğlu’nun "Refah Milliyetçiliği" kavramı ise Türkiye’de siyasetin geleceği açısından yeni bir tartışma başlattı. (HABER MERKEZİ)