AK Parti Manisa Milletvekili ve TBMM Darbeleri Araştırma Komisyonu Başkan Vekili Doç. Dr. Selçuk Özdağ, "Darbelere karşı hep beraber dik durmak mecburiyetindeyiz. Sağcısıyla, solcusuyla, Alevisiyle, Sünnisiyle, Kürdüyle, Türkmeniyle, CHP’lisi, MHP’lisi, AK Partilisiyle hep beraber bütün darbeleri çöp sepetine atacağız" dedi.
AK Parti Manisa Milletvekili Özdağ, Adnan Menderes Üniversitesi'nde düzenlenen ''27 Mayıs 1960'tan 15 Temmuz 2016'ya Darbeler, Geçmişten Günümüze Darbe Olgusu ve Millet Egemenliği Kültürü'' başlıklı sempozyumun ikinci gününde katılımcılara hitap etti. ADÜ Rektörü Prof. Dr. Cavit Bircan'ın moderatörlüğünü yaptığı, ''Siyasi ve Toplumsal Travma Olarak Darbeler'' başlıklı oturumda konuşan Özdağ, sempozyumu düzenleyen ADÜ Rektörü Bircan ve ekibine teşekkür eden Özdağ, "Rahmetli Adnan Menderes’in şehrindeyiz. Çakırbeyli Çiftliği'nin çocuğu, zengin bir ailenin çocuğu kendisi. Kurtuluş Savaşı’nda Yunanlılar Anadolu’yu işgal ettiğinde, Osmanlı yıkılmak üzereyken, 9 cephede dövüşürken hatta yenilirken Adnan Menderes, zengin bir ailenin çocuğu olmakla beraber efelerle ve zeybeklerle birlikte ‘Yok öyle yağma, buralar Türklerindir’ demiştir. Burada mücadele veren bir şahsın ölüm yıl dönümünde, daha doğrusu darbenin olduğu tarih olan 27 Mayıs’ta böyle bir panelin düzenlenmesi oldukça anlamlı" diye konuştu.
"DARBELER TÜRKİYE'Yİ YÜZDE 50 FAKİRLEŞTİRDİ"
Darbelerin ekonomiye zarar verdiğini ve toplumu fakirleştirdiğini vurgulayan Özdağ, "Darbeler, ekonomimize zarar verdi. Türkiye’yi fakirleştirdi. Yüzde 50 fakirleştik. Her darbe bizim demokrasimize darbeydi. Demokrasiyi içselleştirmemizi, çok partili hayatı içselleştirmemizi geciktirdi. Partiler, din haline dönüştü. Liderler bir fenomen, tabu haline dönüştü" ifadelerini kullandı.
Özdağ, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Oysa ki Avrupa’da bir sosyal demokrat, ertesi yıl Hıristiyan Demokrat Parti’ye veya İngiltere’de bir İşçi Partili ertesi yıl muhafazakar partiye veya Amerika’da bir cumhuriyetçi başka bir seçimde demokratlara oy verirken, bizde Cumhuriyet Halk Partili veya Demokrat Partili olmak, takım tutar gibi bir şeydi. İnsanlar partilerini okuyarak seçmiyorlardı, geleneksel olarak tercih ediyorlardı. Oysa ki, sosyo-ekonomik konulara bakış açımızla biz partilerimizi tercih etmeliydik.
Partiler araç, amaç Türkiye’nin zenginliği olmalıydı. Bunu yapamadık."
"DARBELER, MİLLETLEŞME SÜRECİNİ KÖRELTTİ"
Darbelerin milletleşme sürecini körelttiğine işaret eden Özdağ, Mustafa Kemal’in çok güzel yaptığı bir şey vardı. ‘Aydınlı Aydın’da askerlik yapamaz, Aydınlı Aydın’da memurluk yapamaz’, başka bir yere gidecek. Aydınlı bir Türkmen, bir Yörük, doğuya gidecek bir Zaza’yla evlenecek. Karadeniz’e gidecek bir lazla evlenecek, Manisa’ya gidip bir Roman’la evlenecek. Trakya’ya gidip bir göçmenle evlenecek. Böylece milletleşme sürecimiz başlayacak. Saf ırk yoktur. Saf ırk, yalnızca yarış atları için geçerlidir" değerlendirmesinde bulundu.
"BATI DÜNYASI DARBEYLE TANIŞMADI"
Darbelerin Türkiye'nin kalkınma hamlesine ciddi anlamda zarar verdiğini kaydeden Özdağ, Batı dünyasının hiç darbeyle tanışmadığını belirterek, "Bu darbelerin tamamı geri kalmış İslam dünyasında oluyor. Afrika’da, Arap dünyasında, Türk dünyasında oluyor. Ama Hıristiyan Batı dünyasında olmuyor. Darbeleri bize onlar dayatıyor. İçeriden vesayetçiler buluyorlar. Salgın bir hastalık gibi her 10 yılda bir darbe yaptırıyorlar bize" dedi.
Darbelere karşı bir bütün olunması gerektiğine dikkati çeken Özdağ, "Darbelere karşı hep beraber dik durmak mecburiyetindeyiz. Sağcısıyla, solcusuyla, Alevisiyle, Sünnisiyle, Kürdüyle, Türkmeniyle, CHP’lisi, MHP’lisi, AK Partilisiyle hep beraber bütün darbeleri çöp sepetine atacağız" diye konuştu.
"KEŞKE KONUŞABİLSEYDİK"
12 Eylül 1980 öncesindeki sokak olaylarının çıkmasında darbecilerin ciddi rolünün olduğunu dile getiren Özdağ, "Ben 1980’de cezaevine girdim. Evet, sağ-sol kavgasının içindeydim. Manisa’da gençlik liderlerinden birisiydim. Şimdi geri dönüp baktığımız zaman, 'Keşke dövüşmeseydik, keşke konuşabilseydik. Keşke darbelere zemin hazırlamasaydık' diye düşünüyorum. Okuyanlar konuşurlar, konuşanlar tartışırlar, tartışanlar anlaşırlar, anlaşanlar da Türkiye’yi zengin ve özgür kılarlar" değerlendirmesinde bulundu.
Oturuma katılan Star Gazetesi Yazarı Yakup Köse de 28 Şubat sürecinde yaşadığı mağduriyetleri anlattı. 14 yaşında tutuklandığını Devlet Güvenlik Mahkemesi'nde idam istemiyle yargılandığını dile getiren Köse, 17-25 Aralık sürecinden sonra da FETÖ üyesi hakimler yüzünden hapse girdiğini ifade etti.
Konuşmaların ardından ADÜ Rektörü Bircan, Özdağ ve Köse'ye katılım belgesi takdim etti. (KIVANÇ UĞUR)
BÖLGENİN EN BÜYÜK REZİDANS PROJESİ: GOLD TOWERS...
ÖNEMLİ NOT: Bu sayfalarda yayınlanan okur yorumları okuyucuların kendilerine ait görüşlerdir.