Takip Et
  • 25 Şubat 2014, Salı 12:34

2 hipertansiyon tanısından biri “yalancı” olabilir

Prof. Dr. Nevrez Koylan

Günlük kan basıncı değişiklikleri olarak tanımlanan bu hareketlenmenin, yeterli süre boyunca izlenmemesi hatalı hipertansiyon tanısı konulmasına ve çok sayıda kişinin hipertansiyon hastası olmadığı halde tedavi almasına yol açıyor. Bu durumun “yalancı hipertansiyon” olarak adlandırıldığını söyleyen Kardiyoloji Uzmanı Prof. Dr. Nevrez Koylan, ‘’Doğru tanı için en az üç defa muayene gerekir” dedi.

Hekim muayenehanesinde ya da dışarıda yapılan tek bir ölçüme güvenerek hipertansiyon tanısı konulması mümkün olmadığını belirten Kardiyoloji Uzmanı Prof. Dr. Nevrez Koylan, “Türkiye Hipertansiyon Prevalans Çalışması 18 yaş üstündeki erişkinlerde her üç kişiden birinin hipertansiyon hastası olduğunu gösteriyor. Ancak bunun yanı sıra hipertansiyon hastalığı tanısı alıp, tedavi görmeye başladığı halde aslında hipertansif olmayan “yalancı hipertansiyon” hastaları da bulunuyor. Günlük yaşamda vücudun gereksinimlerine uyumlu olarak düşen ve yükselen kan basıncı değişikliklerinin yeterli süre izlenmemesinin yanlış teşhise ve gereksiz tedaviye neden oluyor” dedi.

“HER İKİ HİPERTANSİYON TANISINDAN BİRİ YANLIŞ”

Yalancı hipertansiyon sorunu ile karşı karşıya kalan kişilerin az olmadığına dikkat çeken Prof. Dr. Koylan, “ 35-40 yaş arasında hipertansiyon hastası olduğu sanılan kadınların sadece yüzde 15’nin, erkeklerin ise sadece yüzde 30’unun gerçekten hipertansiyon hastası olduğunu anlattı. 55-64 yaş grubunda hastaların ancak yüzde 50’sine doğru tanı konulabildiğini ifade etti. Hipertansiyon hastalığı ile dolaşan her iki kişiden birinin aslında tansiyon hastası değildir. Yanlış bir tanı ile yalancı hipertansiyon hastaları yaratılıyor’’ şeklinde konuştu.

DOĞRU TANI HASTALIĞIN SEYRİNİ BELİRLİYOR

Yalancı hipertansiyon tablosunun ortaya çıkış nedeninin hipertansiyon tanısında acele edilmesi ve gerekli yöntemlerden yararlanılmaması olduğunu söyleyen Prof. Dr. Koylan, doğru teşhis için toplam üç muayene yapılması gerektiğini belirterek, “Muayenelerin sonucunca hastanın tüm ölçümleri normal sınır içindeyse tanı konulamaz. Yapılan tetkikler sonucunda elde edilen veriler soru işareti yaratıyorsa dördüncü ve beşinci muayenelerin yapılabilir. Diyabet ve kronik böbrek yetersizliği gibi durumlarda hipertansiyon teşhisinin daha kolay konulabilir” dedi.

Hipertansiyonun zamanla etki eden bir zımpara gibi olduğunu belirten Prof. Dr. Koylan, “Kan basıncısının yükselmesiyle kimse beyin kanaması veya kalp krizi geçirmez. Uzun süre hipertansiyon hastası olan ve uygun tedavi almayan kişilerde damarlarda olan hasar sonucunda inme, beyin kanaması veya kalp krizi olabilir” şeklinde konuştu. (HAKAN AKIN)

ÖNEMLİ NOT: Bu sayfalarda yayınlanan okur yorumları okuyucuların kendilerine ait görüşlerdir.