Takip Et
  • 13 Ağustos 2019, Salı 18:59

'Kalp hastaları diyetlerini bayramda devam ettirmeli'

Uzmanlar kalp damar hastalığı, kalp yetmezliği ve hipertansiyonu olan hastaları, uyguladıkları diyetlerini bayramda da devam ettirmeleri konusunda uyarıyor.

Sağlık Bilimleri Üniversitesi (SBÜ) Koşuyolu Yüksek İhtisas Eğitim ve Araştırma Hastanesi Kardiyoloji Kliniği Eğitim Görevlisi Doç. Dr. Birol Özkan, yaptığı açıklamada, kronik hastalıkları bulunan bireylerin sağlıklı beslenmek için uzman doktorlarca verilen diyet listesine dikkat etmeleri gerektiğini söyledi.

Bu hastaların, Kurban Bayramı'nda beslenmelerine özen göstermemeleri halinde ciddi sağlık sorunlarıyla karşılaşabileceklerine işaret eden Özkan, huzurlu bir bayram geçirmek isteyen hastaların tükettikleri etin miktarına dikkat etmeleri gerektiğini vurguladı.

Özkan, kalp damar hastalığı, kalp yetmezliği ve hipertansiyonu olan hastaları, uyguladıkları diyetlerini bayramda da devam ettirmeleri ve ağır yemeklerden kaçınmaları konusunda uyararak, "Bir öğün de olsa, ağır yemekler tüketmek kalp ve damar sağlığını zarara uğratabilir. Ağır bir beslenmenin ardından kalp daha hızlı atmaya başlar ve tansiyon yükselir. Kana salınan bazı hormonlar kanın pıhtılaşmasını kolaylaştırır. Kanın sindirim organlarında göllenmesi de yine hayati organlara giden kan akımını azaltabilir. Bütün bunların sonucunda kalp krizi oluşması kolaylaşabilir. Bu nedenle kalbimizi zorlamadan beslenmeliyiz." diye konuştu.

"Et yemeklerinin yanında bitkisel gıdalar tüketmeli"

Birol Özkan, yağ, protein, B12, demir, koenzim Q10 ve karnitin gibi önemli yapı taşları içeren kırmızı etin dengeli beslenme için gerekli olduğunu anlattı.

Hayvansal proteinlerin en değerlisine sahip olan etin, bitkisel proteinlerde bulunmayan aminoasitleri de içerdiğini dile getiren Özkan, şu bilgileri verdi:

"Ancak dikkat edilmesi gereken nokta kalp damar hastalığı için zararlı olduğu kanıtlanmış hayvansal kaynaklı yağların tüketiminin azaltılması gerektiğidir. Yağsız et dahi yüzde 20 oranında yağ içerdiği için kurban etini tüketirken özellikle yağsız kısımları seçilmeli, kuyruk yağı ve tereyağı kullanılarak yapılan kavurma yerine, ızgara ya da haşlama şeklinde pişirme yöntemleri tercih edilmelidir. Kalp rahatsızlığı bulunan bireyler, et yemeklerinin yanında sebze ve salata gibi bitkisel gıdaları ihmal etmemelidir. Yeşillik ve taze salata gibi antioksidan bakımından zengin besinlerin, etin olası zararlarını önleyebileceği unutulmamalıdır."

Kurban Bayramı'nda kırmızı et tüketimiyle tuz kullanımının da arttığını dile getiren Özkan, bu durumun yüksek tansiyon hastaları için ciddi bir tehlike oluşturduğunu ifade etti.

Özkan, alınan fazla tuz miktarının kan basıncında aşırı yükselmelere yol açarak beyin kanaması, felç ve kalp krizi riskini artırabildiğini kaydederek, günlük tuz tüketiminin 5 gramın altında (1,5 çay kaşığı veya 1 silme tatlı kaşığı) tutulmasını önerdi.

Çay ve kahvenin tüketim miktarına dikkat

Doç. Dr. Birol Özkan, bayram geleneklerinin vazgeçilmez ikramlarından olan tatlının ise özellikle kalp damar ve şeker hastaları tarafından dikkatli tüketilmesi gerektiğini söyledi.

Bu hastalara tatlı alımını en az düzeye indirerek hafif sütlü tatlıları tercih etmeleri ve şekerli içeceklerden mümkün olduğunca uzak durmaları tavsiyesinde bulunan Özkan, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Ziyaretler sırasında artan çay ve kahve tüketimi nedeniyle uykusuzluk, kalp ritim bozuklukları, mide problemleri ile karşılaşabilmektedir. Bu tür içeceklerin tüketim miktarlarına dikkat edilmelidir. Sunulan çay ve kahve ikramları su ile değiştirilebilir. Günlük ortalama 2 ila 2,5 litre su tüketimi unutulmamalıdır. Hareketli yaşam sağlığın korunması ve geliştirilmesinde etkilidir. Bayram süresince yenilen besinlerin sindirimini kolaylaştırmak için daha fazla hareket edilmelidir. Yaz aylarını değerlendirerek mümkünse yüzme aktivitesi yapılabilir. Tabii ki kalp ve damar hastalarının kurban vazifelerini yerine getirirken aşırı efor gerektiren işlerden uzak durmaları gerektiğini unutmamalıdır." (AA) 

ÖNEMLİ NOT: Bu sayfalarda yayınlanan okur yorumları okuyucuların kendilerine ait görüşlerdir.