Takip Et
  • 22 Şubat 2025, Cumartesi 11:11

Aydın’a sahip çıkmalıyız

Gazeteci Emin Aydın’ın sunduğu tvDEN ekranlarındaki Baş Başa programına konuk olan Aydın’ın önemli kanaat önderlerinden Orhan Erdem, kent kültürü, ticari hayat, Aydın’ın tarihî geçmişi ve toplumsal yapısı hakkında önemli açıklamalarda bulundu. Erdem, “Aydın’a sahip çıkılmasını isterim. Aydın’ın ekonomik, sosyal ve siyasi hayatının seviyeli ve düzgün olmasını, demokratik yapısının örnek olmasını arzuluyorum,” dedi.

AYDIN’IN GEÇMİŞİ VE KÜLTÜREL KİMLİĞİ

Aydın’da doğan, eğitim hayatını Bursa ve Ankara’da tamamlayan Orhan Erdem, Erzincan’da kısa bir süre öğretmenlik yaptıktan sonra ticarete atıldığını belirtti. Aydın’ı tarihî ve kültürel kimliğiyle ele alan Erdem, “Aydın yaşanılabilir bir şehir. Ancak kent kültürümüzü yeterince koruyamadık. Şehir kimliğini kaybediyor,” ifadelerini kullandı.

Aydın’ın tarihî derinliğine dikkat çeken Erdem, “Bu topraklarda 8 farklı antik kent var. Milet, Afrodisias, Nysa, Alinda, Alabanda, Magnesia gibi merkezler İtalya’da olsaydı bambaşka bir turizm merkezi olurdu. Ancak biz bu mirasa sahip çıkamıyoruz,” dedi.

TİCARETİN ÖZGÜRLÜĞÜ VE AYDIN’DAKİ TİCARİ HAYAT

Ticareti özgürlüğün bir alanı olarak gören Erdem, Aydın’da ticaretin gelişmemesinin kentin geri kalmasındaki en büyük etkenlerden biri olduğunu vurguladı. “Ticarette güçlü olmayan toplumlar özgürlüklerine sahip çıkamazlar. Bugün Aydın, ticarette geride kalmış bir şehir. Sanayi yatırımları yetersiz. Toprak mahsulleri ağırlıklı bir ihracat yapısına sahibiz. Oysa ticaretin geliştiği şehirler her zaman ilerler,” dedi.

Osmanlı ve Cumhuriyet dönemlerinde ticaretin Yahudi, Rum ve Ermenilerin elinde olduğunu belirten Erdem, Aydınlıların geçmişte ticari hayata uzak durduğunu ve bunun kentte kalıcı bir ticari sınıfın oluşmasını engellediğini ifade etti.

AYDIN’DA GÖÇ VE KÜLTÜREL YABANCILAŞMA

Aydın’ın aldığı göçlerle birlikte kültürel kimliğini koruyamadığını belirten Erdem, bu durumu şu sözlerle değerlendirdi: “Aydın’a göç edenler, kendi kültürlerini koruyor ancak Aydın kültürünü tanımıyor ve benimsemiyor. Biz de onlara Aydın’ı anlatamamışız. Kültürel aktarım konusunda başarısızız. Bu da kentin kimliksizleşmesine yol açıyor.”

Şırnak örneğini veren Emin Aydın, “Orada herkes Şırnaklı, kültürlerini yaşatıyorlar. Biz burada Aydınlıları bile bulamıyoruz,” dedi. Erdem de bu tespiti doğrulayarak, “Aydın’ı sevenlerin Aydın’a dair daha fazla sorumluluk alması gerekiyor,” şeklinde konuştu.

KENT KÜLTÜRÜ VE MİMARİ KİMLİK

Aydın’da imar planlarının dağınık ve düzensiz olduğunu ifade eden Erdem, “Menderes Bulvarı’na bakın, kent kimliği olmayan binalarla dolu. Aydın, büyük bir kent olmalıydı ama iyi bir planlama ile büyümeliydi,” dedi.

Eski yapılarla ilgili olarak da, “Milli Aydın Bankası binası, Ziraat Bankası binası, hükümet binası gibi yapılar olmasa Aydın’ın tarihî bir silueti kalmayacak. Geçmişte sahip olduğumuz pek çok yapıyı koruyamadık,” diyerek kent hafızasının eksikliğine dikkat çekti.

AYDIN’DA DEPREM RİSKİ VE FAY HATLARI

Aydın’ın büyük bir deprem riski taşıdığını vurgulayan Erdem, “İzmir-Denizli hattı büyük bir fay hattı. Ne yazık ki en büyük yapılar bu hattın üzerinde yükseliyor. Emniyet binası, Telekom binası gibi kritik yapılar, fay hattı üzerine yapıldığı için yıkıldı. Ancak birçok büyük bina hâlâ risk altında,” diyerek planlı yapılaşmanın önemine dikkat çekti.

VEFA VE YABANCILAŞMA

Erdem, vefanın toplumdaki önemine de vurgu yaparak, “Bugün kentli olamamanın en büyük sebeplerinden biri vefa eksikliğidir. Kentlerin kimliğini oluşturan insanlar vardır. Ancak onları unutuyoruz, onların bıraktığı izleri koruyamıyoruz,” dedi. Aydın’da iz bırakmış pek çok kişinin adını yaşatmak gerektiğini ifade etti. (SELİME AYDEMİR) 

ÖNEMLİ NOT: Bu sayfalarda yayınlanan okur yorumları okuyucuların kendilerine ait görüşlerdir.